Necmettin Erbakan Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olarak, Libya’ya bir çalışma ziyareti yaptı. Ekim 1996.
Başbakan Libya’ya gelmezden bir hafta önce, biz bürokratlar, iki devlet arasındaki görüşmelerin alt-yapısını hazırlamak üzere Libya’dayız.
Kaddafi’nin Türkiye’den istediği bir şey var. Batılılar, Libya’da, büyük imalat atölyeleri Kurmuşlar. İleri teknolojiye sahip bu imalathaneleri öylece bırakıp gitmişler. Tabi paralarını almışlar.
Bu tezgâhlarla her türlü silah imal etmek mümkün idi.
Kaddafi diyor ki, buraya, uzman, mühendis, ustabaşı ve işçi getirin birlikte silah yapalım. Buna karşılık biz size petrol verelim.
Bu görüşmeler sürerken, Trablus Limanında ve çevresinde, büyük bir hareketlilik oldu. Askerler, polisler, siren çalan araçlar vs. Olağandışı bir durum…
Nedir diye sorduk. “Gemi ile para geliyor.” Dediler.
Anlatılanlardan anladık ki, Amerika Libya’nın sattığı petrolün parasına, Batı bankalarında el koyuyor.
Bu sebepten toplanabilen paralar nakit olarak gemi ile geliyor.
Anlayacağımız, 13-14 yüz yılarda olduğu gibi, Akdeniz korsanlığı devam ediyor. Sebep: Libya’da demokrasi yok!
Libya ile Türkiye arasında böyle bir ilişkiyi istemeyen Amerika, Libya’dan başlamak üzere, Erbakan’a operasyon yapmaya başladı.
Bir başbakana “medya operasyonu” nasıl yapılır gözlerimle şahit oldum. Türkiye’den gelmiş olan sözde gazeteci, özde Amerikancı olanların, neler yaptığına, ertesi gün gelen Türk gazetelerinin manşetlerinde gördüm.
Zaten bir süre sonra, Erbakan’ı al-aşağı yaptılar.
Bu konuyu, Amerika tarafından İran’a ait 2 milyar dolara el konulması üzerine, Ruhani’nin “hırsız Amerika” sözü ile benzerlik taşıdığı için anlattım.
Sandığımız gibi Amerika sadece finans sitemi ve dolar üzerinden soygun yapmaz. Aynı 13-14 yüz yıllarda olduğu gibi adi korsanlık ve hırsızlık da yapar.
CIA operasyonları, soygunların esasını teşkil eder.
Amerikan düşünce dünyasına, Amerikan yönetimlerinin yapıp-ettikleri açısından bakarsanız, ABD yönetimleri dünyanın en gerici yönetimleridir.
Yağma, talan, hırsızlık, gasp gibi ortaçağ ekonomik sistemleri uygulanır.
Irak devletinden, her yıl, 20 milyar dolar savaş tazminatı almaya devam ediyor.
Soygunların sistematik yapısı, zaten düşüncenin ne kadar gerici olduğunu gösterir. IŞİD kadar gericidir.
ABD, sistematik soygununu yaparken, karşısına çıkan tüm engelleri demokrasi propagandası ile aşar. Tabi medya savaş makinasını kullanarak.
Adi hırsızlar, birden karşınıza demokrasi havarisi olarak dikilirler. Bizdeki hırsızların karşımıza dindar diye çıktığı gibi…
Bir dönemin aşıldığına inanıyorum.
Eskiden hırsızlığın adı; Sömürü olarak kibarlaştırılmıştı.
Artık ö dönem aşıldı. Hırsıza hırsız deme dönemi başladı.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
