Kale için bilgimiz kulaktan dolma söylentilerdi. Tepede fakat geniş bir alanda kurulmuş, deniyordu. Çevresinde yerleşim yerinin olmadığı söyleniyordu.
Kale bugün için ıssız bir yörede kendini gösteriyordu.
Kaleyi ziyaret arkadaşların fikriydi. Yalnız yaz tatilinin başlangıcı için plânlanmıştı. Kaleye günü birlik ziyaret mümkün olacak mıydı? Saat veya gün bilmeyenlerin peşine takılacaktık. Sabaha karşı gelip bizi alacaklardı. Buna göre kardeşime “Günü birlik gideceğimiz belli olmuştur,” dedim.
Kaleye kadar araçla gidip gelmeyi düşünüyorlardı. Yolculuğumuz beklediğimizden daha rahat geçti. Şarkı türkülerle dağ yollarını şenlendirdik. Yolun bir yerinden kale görüldü. Durduk ve kaleyi uzaktan izledik. Dere kalenin batı yakasındaydı. Kalenin kurulu olduğu tepeye geldik, geniş bir alanla karşılaştık. Aracımızı orada bıraktık ve sırtımızda çantalarımızla kalenin yolunu tuttuk. Kaleye yarım saat içinde varabildik.
Çam ormanından geçtik. Ağaçlar büyük, bakımlı ve korunmuştu. Issızdı, arada kuş sesleri ötüyordu. Ağaçlara dilek tutmuşlar, kurdele asmışlar. Bir iki yere de isim yazmışlardı.
Patikadaki ayaklarımıza takılan çalıları kesiyorlardı.
Kale harabeye dönmüş ama sağlam duvarları da çoktu. Duvarlar kara taştan yapılmıştı. İç bölmeleri düzenliydi. İlk yapılış tarihi eskiydi. Fakat son yüzyıla kadar köylüler kaleyi, korunma amaçlı kullanmışlardı.
Daha önce gelen arkadaş; kalenin tarihi boyutunu anlattı. Köylüleri toplar ve korunmalarını sağlarmış. Kale göründüğü gibi tek kat değil aşağıya doğru üç dört kat daha var, dedi.
Bugün köylüler ise kaleyi, çayır ve odun deposu için kullanıyorlarmış. Batı yakasındaki dere vadisi çok derin. Dere kendi aleminde akıyordu. Yanlardaki çam ağaçları kalenin boyuna ulaşmıştı. Kaleden dereye gizli bir yol suya ulaşım için varmış. Fakat yolun nerede olduğunu bilene rastlanmamış.
Kalede sağlam kalan duvarlar muazzam yapıda. Bilerek kırmaya kalksalar o duvarlar yıkılmazdı. Sahilden ve şehirden uzak olan kale, gezilip görülecek yerdi.
Sesimizi duyan yaylacılardan bir genç yanımıza geldi. Kalenin içindeki suyun içilebileceğini söyledi. Arka taraftaki geçitten vadiye inildiğini gösterdi. Alta indik, dereye kadar yürüdük. Çok bayır, insan yuvarlansa derede parçalarını toplarlar.
Dere tarafı ürkütücü yükseklikteydi. Fakat kurulduğu yerin genişliği rahat bir konumda olduğunu gösteriyordu.
Yemek hazırlıkları yaptık ve birlikte yedik. Hava kararmadan geri döndük.
Hasan TANRIVERDİ






















