Önce şuradan başlayalım. Avrupa’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımların bedelini Avrupa halkları ödüyor.
Halk, yani çalışanlar kaybettiğinde ya işini kaybediyor. Ya da geleceğini kaybediyor. Oysa bu kararları veren çok uluslu tekeller, sadece kardan bir miktar zarar ediyor.
Ama hayat ila nihaiye böyle gitmiyor.
Rasyonelleştirilmiş gasp sistemleri, emekten tasarruf ederek yaratılan yenilik, hep, liberal egemenlerinin yararına çalışıyor.
Bu yetmezmiş gibi, liberalizmin, bireylerde hırs üretme motoru, toplumları kimliklerinden koparıp, ırkçılığı, dolaylı yoldan teşvik etmiş oluyor.
Sermaye başıboş bırakıldığında, şeytani bir makinaya dönüşüyor. Siyaseti militarize etmeye başlıyor. Finansal terör ortaya çıkıyor.
Her finansal haberin arkasında, büyük bir skandal olduğu, Wall Street Mafyasının yargılanamayacak kadar büyük olduğu, ABD yetkililerinin ağızlarından ifade ediliyor.
Çok uluslu şirketlerin (çatı örgütü ABD) savaş histerisi, savaş oyunları, tüm Dünyayı yarı savaş, yarı hayat düzeninde yaşamaya mahkûm ediyor.
Böylece geldiğimiz dünyada, Amerika, Rusya’ya savaştan başka çıkış yolu bırakmıyor.
İçinde yaşadığımız süreç; deklere edilmemiş bir Dünya Savaşı Sürecidir. Daha özelden söylesek; NATO ile Rusya arasında ilan edilmemiş bir savaş sürmektedir.
Amerika Rusya’nın kuzey batısına sürekli yığınak yapıyor. Doğu Akdeniz’e yığınak yapıyor.
Amerika’nın, İngiltere dışındaki müttefikleri, savaş halinin sürdürülmesinden mustarip. Rusya ile ticaret yapmak yerine, savaş yapma konumunda yaşıyorlar.
Bu duruma, direnemeyen, liberalizmin çürüttüğü Avrupa halkları var. Halksız Avrupa, Avrupasız halklar oluşuyor.
Avrupa’nın sivil entegrasyonu da dağılıyor. Liberal ekonomi Avrupa Birliğini dağıtıyor. Avrupa Amerikan propaganda makinesinin esiri olmuş durumdadırlar. Avrupa’da sistematik cehalet üretimi en yüksek hızıyla devem ediyor.
Onlarda böyle de bizde farklı mı? Aynı çok uluslu şirketler yeni bir insan beyni imal etmeye çalışıyorlar.
Ama tıkandılar gitmiyor. Bir hesaplaşma noktasına geldiler. Rusya engelini aşmazlarsa yollarına devam edemeyeceklerini düşünüyorlar.
Soru şu; NATO Karadeniz’e gelmek istiyor. Rusya’yı Kuzeybatıdan kuşatan NATO, güneyden de kuşatmak istiyor.
NATO Rusya savaşında biz kimin yanında yer alacağız?
Şimdilik ortaya konulan işaretler, Amerika’nın yanında alacağımızı gösteriyor.
Felaket haberleri sadece Karadeniz’den gelmiyor. Halep’in kuzeyinde Suriye devletine karşı savaşanları, Türkiye ve Amerika birlikte destekliyorlar.
Suriye’deki savaş her an ABD Rusya savaşına dönüşme riski taşıyor. Keza Baltık…
Sıcak günler hızla yaklaşıyor.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr
