Malumunuz 1,5 yıla yakındır güneş enerjisini çalışıyorum. Konuyla ilgili; onlarca sunum izledim, yüzlerce insanla görüştüm, binlerce telefon görüşmesi yaptım. Alan ziyaretleri yaptım, kongrelere katıldım, firmalarla görüştüm….
Özet: vücutta kan neyse hayatta güneşte o. Önce lisanssız güneş santrallarında ki gelinen noktayı kısa kısa aktarayım:
Lisanssız güneş santralleri artık ticari amaçlı kullanılamayacak.
Lisanssız santrallerde öztüketim dediğimiz kendi enerji ihtiyacını karşılamak asıl olacak konu ile ilgili ocak ayı içinde yeni bir mevzuat düzenlemesi yapılacak. Muhtemelen bu mevzuatta “… ürettiğinin en az şu kadarını tüketmek şartıyla…” gibi kısıtlamalar olacak
Dolayısıyla bundan sonra lisanssız santrallarda öz tüketime yönelik daha çok çatı uygulamaları desteklenecek. Burada da kapasite 1 MW’ı geçmeyecek (daha fazla tüketimi olanlara yönelik farklı bir durum olur mu bilemiyorum)
Lisanssız santrallarda şu ana kadar; yaklaşık 8.000 MW çağrı mektubu verilmiş durumda, 750 MW’ın inşaatı tamamlanıp üretime başladı, yaklaşık bir o kadarı da inşaat aşamasında.
Bu dosyalardan TEDAŞ ONAYI aşamasını geçmemiş olanların dosyaları genelde iptal ediliyor. TEDAŞ ONAYI aşamasını geçen dosya sayısı 4.000-4.500 MW civarında.
Dolayısıyla TEDAŞ ONAYI’nı geçmiş ancak henüz inşaatı başlamamış 2.500-3.000 MW arası lisanssız santral var. Bunların içerisinde; bütçesi yetmeyip yapamayanlar, gayrı resmi satamayanlar, arazi vb. teknik sorunlarla karşılaşanlar vb. sorunlarla yapılamayacaklarda çıkacaktır.
Yan yana 1 MW 1MW yaparak daha büyük ölçekli santral yapma dönemi bitti.
Konu ile ilgili binlerce firma ve on binlerce çalışanın mevzuat değişiklikleri ve geri adım atmalardan mağduriyeti var.
Geldiğimiz nokta lisanssız güneş santralları konusunda doğru. Neredeyse her dağa 1 MW santral yaparak gidemeyeceğimiz belliydi, israftan başka bir şey değildi.
Lisanssız çatı uygulamalarının; esnek, Ankara aracılarının para kazanma aracı olmaktan çıkarılmış, yerel ürün desteği verilen, ithal panelde vergiden muaf tutulmuş vb. birçok pratiği ile birlikte uygulanmasını temenni ediyorum.
Lisanssız sadece öz tüketim için başlamalı idi, maalesef lisanslı sadece 600 MW la sınırlanınca enerji firmaları zorlama yöntemleri denediler, devlette bunlara göz yumdu.
Lisanslıda ise durum farklı bir boyuta taşındı, sektör neredeyse tamamen enerji devlerine terkedildi. Bu alanı sadece enerji devlerine bırakmayı da çok sakıncalı buluyorum. Öncesi ifrattı şimdiki tefrit gibi. Makul bir orta yol bulmamız lazım
Lisanslı ile ilgili değerlendirmelerimi yarınki yazımda paylaşacağım.
Güneşiniz bol olsun.
