Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hasan Celal GÜZEL

Gül Muhammed

Hasan Celal GÜZEL Yazar Hasan Celal GÜZEL
13 Ocak 2014
Hasan Celal GÜZEL
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sevgili okuyucular, bugün Mevlid Kandili, yani Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) Hazretleri‘nin doğum günü. Bu ismi duyunca yüreği titremeyen, kalbi sevgiyle dolmayan, gözleri yaşarmayan Müslümana şaşarım. O Peygamber ki, Cenab-ı Hakk (c.c.) O‘na, ‘Yâ Muhammed, sen olmaya idin bu âlemi hâlk etmezdim’ buyurmuştur. O Peygamber ki Cenab-ı Allah O‘na, ‘Biz seni ancak âlemlere rahmet olsun diye gönderdik’ buyurmuştur. Kenan Rifâî (k.s.), ‘Her gül kokan yerde muhakkak gül vardır. Her gül kokan yerde gül olduğu gibi, her dedikodusuz ve fesatsız olan mecliste de Hz. Muhammed vardır. Nerede muhabbet, orada Muhammed’ diyor.

***

28 Şubat gûlgulesi içinde beni çok kızdıran bir ‘Türk Müslümanlığı’ lâfı çıkarmışlardı. Ameli, ibadeti, haramı, helâli olmayan, moda tâbiriyle ‘soft’ bir Müslümanlık anlayışını ‘Türk Müslümanlığı’ adıyla yutturmaya çalışan bazı akıldâneler, akılları sıra bu suretle ‘irtica’yı(!) önleme peşindeydiler.

Tabiatıyla, kavimler üstü cihanşumûl bir din olan İslâmiyete böylesine saçma sapan yakıştırmalar mümkün değildir. Lâkin, Türklerin İslâmı idrakinde ve tatbikinde nev’i şahsına münhasır apayrı bir samimiyet, letâfet ve zarafet vardır. Hep yazıyorum ya; Türkler, asırlar boyunca İslâm‘ın ‘îlâ-yu kelimetullah’ bayraktarlığını yapmıştır. Esasen Türklüğümüzle iftihar ederken kuru bir kavmiyet asabiyetiyle değil, bununla övünüyoruz.

Türk Milleti‘nin Hz. Peygamber‘e (s.a.v.) olan bağlılığı, hürmeti ve sevgisi, bütün İslâm Dünyası tarafından bilinmekte ve takdir edilmektedir. Bu akşam gene hep beraber ‘Mevlîd-i Şerîf’ dinleyecek ve O‘nu anacağız. Her Mevlîd dinleyişimde, O güzeller güzelinin, O yetim ve öksüz Gül Muhammed‘in (s.a.v.) nûrunu, hayatını, çilesini düşünürüm; gözlerimin yaşardığını ve yüreğimin sevgiyle çarptığını hissederim.

***

Hz. Muhammed (s.a.v.) ile sevgi, tevazu ve iyi ahlâkı aynı mânâda kullanabilirsiniz. Varoluşun ve kâinatın sırrı ‘sevgi’dir. Bu sevginin sırrı ise, Yüce Allah‘ın (c.c.) kâinatı ‘yüzü suyu hürmetine’ yarattığını söylediği Sevgili Peygamberimiz üzerinde düğümlenir. Bu sırrı çözenlere ne mutlu… Milletimizin Peygamber sevgisini şu hikmetli hâdise ile sizlere anlatmak istiyorum: Büyük şairimiz Nâbî, 1678 yılında bir Osmanlı Paşası ile beraber Hacca gider. Sabaha karşı kervan Medine‘ye yaklaştığında, Nâbî, Paşa‘nın devenin üzerinde uyuyarak farkında olmadan ayağını uzattığını görünce üzülür ve şu beyiti söyler: ‘Sakın terk-i edepten, kûy-ı mahbub- u Huda’dır bu Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafa’dır bu’ Medine‘ye geldiklerinde, ‘Mescîd-i Nebevî’nin minarelerinde müezzinlerin bu nâtı okuduklarını işitirler.

Ezandan sonra müezzinlere sorduklarında, müezzinler Hz. Peygamber’in rüyalarına girdiğini ve bu nâtı okumalarını istediğini söylerler. Bu Mevlid Kandili‘nde çok mahzunum. Zira memleketimin imanlı insanları bir fitnenin tesiriyle birbirlerine kırgın hâle geldiler. Bu mübarek günün hatırına hepimizi üzen bu fitnenin bir an evvel atlatılmasını diliyorum.

***

Şeyh Galip ne güzel söylemiş: ‘Sen, Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin Efendim Hakk’dan bize Sultân-ı Müeyyedsin Efendim!’ Sevgili okuyucular, Mevlîd Kandili‘nizi kutluyor, Yüce Allah‘ın (c.c.) hepimizi O‘nun şefaatine nâil eylemesini niyaz ediyorum.

Sevgili okuyucular, bugün Mevlid Kandili, yani Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) Hazretleri‘nin doğum günü. Bu ismi duyunca yüreği titremeyen, kalbi sevgiyle dolmayan, gözleri yaşarmayan Müslümana şaşarım. O Peygamber ki, Cenab-ı Hakk (c.c.) O‘na, ‘Yâ Muhammed, sen olmaya idin bu âlemi hâlk etmezdim’ buyurmuştur. O Peygamber ki Cenab-ı Allah O‘na, ‘Biz seni ancak âlemlere rahmet olsun diye gönderdik’ buyurmuştur. Kenan Rifâî (k.s.), ‘Her gül kokan yerde muhakkak gül vardır. Her gül kokan yerde gül olduğu gibi, her dedikodusuz ve fesatsız olan mecliste de Hz. Muhammed vardır. Nerede muhabbet, orada Muhammed’ diyor.

***

28 Şubat gûlgulesi içinde beni çok kızdıran bir ‘Türk Müslümanlığı’ lâfı çıkarmışlardı. Ameli, ibadeti, haramı, helâli olmayan, moda tâbiriyle ‘soft’ bir Müslümanlık anlayışını ‘Türk Müslümanlığı’ adıyla yutturmaya çalışan bazı akıldâneler, akılları sıra bu suretle ‘irtica’yı(!) önleme peşindeydiler.

Tabiatıyla, kavimler üstü cihanşumûl bir din olan İslâmiyete böylesine saçma sapan yakıştırmalar mümkün değildir. Lâkin, Türklerin İslâmı idrakinde ve tatbikinde nev’i şahsına münhasır apayrı bir samimiyet, letâfet ve zarafet vardır. Hep yazıyorum ya; Türkler, asırlar boyunca İslâm‘ın ‘îlâ-yu kelimetullah’ bayraktarlığını yapmıştır. Esasen Türklüğümüzle iftihar ederken kuru bir kavmiyet asabiyetiyle değil, bununla övünüyoruz.

Türk Milleti‘nin Hz. Peygamber‘e (s.a.v.) olan bağlılığı, hürmeti ve sevgisi, bütün İslâm Dünyası tarafından bilinmekte ve takdir edilmektedir. Bu akşam gene hep beraber ‘Mevlîd-i Şerîf’ dinleyecek ve O‘nu anacağız. Her Mevlîd dinleyişimde, O güzeller güzelinin, O yetim ve öksüz Gül Muhammed‘in (s.a.v.) nûrunu, hayatını, çilesini düşünürüm; gözlerimin yaşardığını ve yüreğimin sevgiyle çarptığını hissederim.

***

Hz. Muhammed (s.a.v.) ile sevgi, tevazu ve iyi ahlâkı aynı mânâda kullanabilirsiniz. Varoluşun ve kâinatın sırrı ‘sevgi’dir. Bu sevginin sırrı ise, Yüce Allah‘ın (c.c.) kâinatı ‘yüzü suyu hürmetine’ yarattığını söylediği Sevgili Peygamberimiz üzerinde düğümlenir. Bu sırrı çözenlere ne mutlu… Milletimizin Peygamber sevgisini şu hikmetli hâdise ile sizlere anlatmak istiyorum: Büyük şairimiz Nâbî, 1678 yılında bir Osmanlı Paşası ile beraber Hacca gider. Sabaha karşı kervan Medine‘ye yaklaştığında, Nâbî, Paşa‘nın devenin üzerinde uyuyarak farkında olmadan ayağını uzattığını görünce üzülür ve şu beyiti söyler: ‘Sakın terk-i edepten, kûy-ı mahbub- u Huda’dır bu Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafa’dır bu’ Medine‘ye geldiklerinde, ‘Mescîd-i Nebevî’nin minarelerinde müezzinlerin bu nâtı okuduklarını işitirler.

Ezandan sonra müezzinlere sorduklarında, müezzinler Hz. Peygamber’in rüyalarına girdiğini ve bu nâtı okumalarını istediğini söylerler. Bu Mevlid Kandili‘nde çok mahzunum. Zira memleketimin imanlı insanları bir fitnenin tesiriyle birbirlerine kırgın hâle geldiler. Bu mübarek günün hatırına hepimizi üzen bu fitnenin bir an evvel atlatılmasını diliyorum.

***

Şeyh Galip ne güzel söylemiş: ‘Sen, Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin Efendim Hakk’dan bize Sultân-ı Müeyyedsin Efendim!’ Sevgili okuyucular, Mevlîd Kandili‘nizi kutluyor, Yüce Allah‘ın (c.c.) hepimizi O‘nun şefaatine nâil eylemesini niyaz ediyorum.

Sevgili okuyucular, bugün Mevlid Kandili, yani Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) Hazretleri‘nin doğum günü. Bu ismi duyunca yüreği titremeyen, kalbi sevgiyle dolmayan, gözleri yaşarmayan Müslümana şaşarım. O Peygamber ki, Cenab-ı Hakk (c.c.) O‘na, ‘Yâ Muhammed, sen olmaya idin bu âlemi hâlk etmezdim’ buyurmuştur. O Peygamber ki Cenab-ı Allah O‘na, ‘Biz seni ancak âlemlere rahmet olsun diye gönderdik’ buyurmuştur. Kenan Rifâî (k.s.), ‘Her gül kokan yerde muhakkak gül vardır. Her gül kokan yerde gül olduğu gibi, her dedikodusuz ve fesatsız olan mecliste de Hz. Muhammed vardır. Nerede muhabbet, orada Muhammed’ diyor.

***

28 Şubat gûlgulesi içinde beni çok kızdıran bir ‘Türk Müslümanlığı’ lâfı çıkarmışlardı. Ameli, ibadeti, haramı, helâli olmayan, moda tâbiriyle ‘soft’ bir Müslümanlık anlayışını ‘Türk Müslümanlığı’ adıyla yutturmaya çalışan bazı akıldâneler, akılları sıra bu suretle ‘irtica’yı(!) önleme peşindeydiler.

Tabiatıyla, kavimler üstü cihanşumûl bir din olan İslâmiyete böylesine saçma sapan yakıştırmalar mümkün değildir. Lâkin, Türklerin İslâmı idrakinde ve tatbikinde nev’i şahsına münhasır apayrı bir samimiyet, letâfet ve zarafet vardır. Hep yazıyorum ya; Türkler, asırlar boyunca İslâm‘ın ‘îlâ-yu kelimetullah’ bayraktarlığını yapmıştır. Esasen Türklüğümüzle iftihar ederken kuru bir kavmiyet asabiyetiyle değil, bununla övünüyoruz.

Türk Milleti‘nin Hz. Peygamber‘e (s.a.v.) olan bağlılığı, hürmeti ve sevgisi, bütün İslâm Dünyası tarafından bilinmekte ve takdir edilmektedir. Bu akşam gene hep beraber ‘Mevlîd-i Şerîf’ dinleyecek ve O‘nu anacağız. Her Mevlîd dinleyişimde, O güzeller güzelinin, O yetim ve öksüz Gül Muhammed‘in (s.a.v.) nûrunu, hayatını, çilesini düşünürüm; gözlerimin yaşardığını ve yüreğimin sevgiyle çarptığını hissederim.

***

Hz. Muhammed (s.a.v.) ile sevgi, tevazu ve iyi ahlâkı aynı mânâda kullanabilirsiniz. Varoluşun ve kâinatın sırrı ‘sevgi’dir. Bu sevginin sırrı ise, Yüce Allah‘ın (c.c.) kâinatı ‘yüzü suyu hürmetine’ yarattığını söylediği Sevgili Peygamberimiz üzerinde düğümlenir. Bu sırrı çözenlere ne mutlu… Milletimizin Peygamber sevgisini şu hikmetli hâdise ile sizlere anlatmak istiyorum: Büyük şairimiz Nâbî, 1678 yılında bir Osmanlı Paşası ile beraber Hacca gider. Sabaha karşı kervan Medine‘ye yaklaştığında, Nâbî, Paşa‘nın devenin üzerinde uyuyarak farkında olmadan ayağını uzattığını görünce üzülür ve şu beyiti söyler: ‘Sakın terk-i edepten, kûy-ı mahbub- u Huda’dır bu Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafa’dır bu’ Medine‘ye geldiklerinde, ‘Mescîd-i Nebevî’nin minarelerinde müezzinlerin bu nâtı okuduklarını işitirler.

Ezandan sonra müezzinlere sorduklarında, müezzinler Hz. Peygamber’in rüyalarına girdiğini ve bu nâtı okumalarını istediğini söylerler. Bu Mevlid Kandili‘nde çok mahzunum. Zira memleketimin imanlı insanları bir fitnenin tesiriyle birbirlerine kırgın hâle geldiler. Bu mübarek günün hatırına hepimizi üzen bu fitnenin bir an evvel atlatılmasını diliyorum.

***

Şeyh Galip ne güzel söylemiş: ‘Sen, Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin Efendim Hakk’dan bize Sultân-ı Müeyyedsin Efendim!’ Sevgili okuyucular, Mevlîd Kandili‘nizi kutluyor, Yüce Allah‘ın (c.c.) hepimizi O‘nun şefaatine nâil eylemesini niyaz ediyorum.

Sevgili okuyucular, bugün Mevlid Kandili, yani Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) Hazretleri‘nin doğum günü. Bu ismi duyunca yüreği titremeyen, kalbi sevgiyle dolmayan, gözleri yaşarmayan Müslümana şaşarım. O Peygamber ki, Cenab-ı Hakk (c.c.) O‘na, ‘Yâ Muhammed, sen olmaya idin bu âlemi hâlk etmezdim’ buyurmuştur. O Peygamber ki Cenab-ı Allah O‘na, ‘Biz seni ancak âlemlere rahmet olsun diye gönderdik’ buyurmuştur. Kenan Rifâî (k.s.), ‘Her gül kokan yerde muhakkak gül vardır. Her gül kokan yerde gül olduğu gibi, her dedikodusuz ve fesatsız olan mecliste de Hz. Muhammed vardır. Nerede muhabbet, orada Muhammed’ diyor.

***

28 Şubat gûlgulesi içinde beni çok kızdıran bir ‘Türk Müslümanlığı’ lâfı çıkarmışlardı. Ameli, ibadeti, haramı, helâli olmayan, moda tâbiriyle ‘soft’ bir Müslümanlık anlayışını ‘Türk Müslümanlığı’ adıyla yutturmaya çalışan bazı akıldâneler, akılları sıra bu suretle ‘irtica’yı(!) önleme peşindeydiler.

Tabiatıyla, kavimler üstü cihanşumûl bir din olan İslâmiyete böylesine saçma sapan yakıştırmalar mümkün değildir. Lâkin, Türklerin İslâmı idrakinde ve tatbikinde nev’i şahsına münhasır apayrı bir samimiyet, letâfet ve zarafet vardır. Hep yazıyorum ya; Türkler, asırlar boyunca İslâm‘ın ‘îlâ-yu kelimetullah’ bayraktarlığını yapmıştır. Esasen Türklüğümüzle iftihar ederken kuru bir kavmiyet asabiyetiyle değil, bununla övünüyoruz.

Türk Milleti‘nin Hz. Peygamber‘e (s.a.v.) olan bağlılığı, hürmeti ve sevgisi, bütün İslâm Dünyası tarafından bilinmekte ve takdir edilmektedir. Bu akşam gene hep beraber ‘Mevlîd-i Şerîf’ dinleyecek ve O‘nu anacağız. Her Mevlîd dinleyişimde, O güzeller güzelinin, O yetim ve öksüz Gül Muhammed‘in (s.a.v.) nûrunu, hayatını, çilesini düşünürüm; gözlerimin yaşardığını ve yüreğimin sevgiyle çarptığını hissederim.

***

Hz. Muhammed (s.a.v.) ile sevgi, tevazu ve iyi ahlâkı aynı mânâda kullanabilirsiniz. Varoluşun ve kâinatın sırrı ‘sevgi’dir. Bu sevginin sırrı ise, Yüce Allah‘ın (c.c.) kâinatı ‘yüzü suyu hürmetine’ yarattığını söylediği Sevgili Peygamberimiz üzerinde düğümlenir. Bu sırrı çözenlere ne mutlu… Milletimizin Peygamber sevgisini şu hikmetli hâdise ile sizlere anlatmak istiyorum: Büyük şairimiz Nâbî, 1678 yılında bir Osmanlı Paşası ile beraber Hacca gider. Sabaha karşı kervan Medine‘ye yaklaştığında, Nâbî, Paşa‘nın devenin üzerinde uyuyarak farkında olmadan ayağını uzattığını görünce üzülür ve şu beyiti söyler: ‘Sakın terk-i edepten, kûy-ı mahbub- u Huda’dır bu Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafa’dır bu’ Medine‘ye geldiklerinde, ‘Mescîd-i Nebevî’nin minarelerinde müezzinlerin bu nâtı okuduklarını işitirler.

Ezandan sonra müezzinlere sorduklarında, müezzinler Hz. Peygamber’in rüyalarına girdiğini ve bu nâtı okumalarını istediğini söylerler. Bu Mevlid Kandili‘nde çok mahzunum. Zira memleketimin imanlı insanları bir fitnenin tesiriyle birbirlerine kırgın hâle geldiler. Bu mübarek günün hatırına hepimizi üzen bu fitnenin bir an evvel atlatılmasını diliyorum.

***

Şeyh Galip ne güzel söylemiş: ‘Sen, Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin Efendim Hakk’dan bize Sultân-ı Müeyyedsin Efendim!’ Sevgili okuyucular, Mevlîd Kandili‘nizi kutluyor, Yüce Allah‘ın (c.c.) hepimizi O‘nun şefaatine nâil eylemesini niyaz ediyorum.

Paylaş
Etiketler: dinGül MuhammedislamıyetMevlid KandiliTürk Müslümanlığı
Önceki Yazı

Kimliksiz Ziyaettin Yağcı!

Sonraki Yazı

Mevlit Kandilimiz Kutlu Olsun

Hasan Celal GÜZEL

Hasan Celal GÜZEL

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Hasan Celal GÜZEL

Geleceğin Süper Gücü: ‘Yeni Türkiye’ (II)

04 Eylül 2016
5k
Hasan Celal GÜZEL

Geleceğin Süper Gücü: ‘Yeni Türkiye’ (I)

01 Eylül 2016
5k
Hasan Celal GÜZEL

Türkiye’nin Lideri: Recep Tayyip Erdoğan

30 Temmuz 2016
5k
Hasan Celal GÜZEL

Akit Gazetesi ve Demokrasi

27 Temmuz 2016
5k
Sonraki Yazı

Mevlit Kandilimiz Kutlu Olsun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap