Ankara sanki çeyrek asır sonra bana “Git seni istemiyorum” diyen üvey annem gibi. İstanbul kalpazan amcamın güvenilmeyen karısı gibi… İzmir cilvesi tamam da fingirdekliği ile canımı sıkan teyzemin kızı gibi… Anne peki sen hangi kenttesin… Ya da hangi kent sen, annem gibisin…
Hiç hiç bu kadar yalnız ve hiçbir yere ait olmayan bir duygu ile karşı karşıya kalmamıştım… Bir tarafım Mezopotamya bir tarafım Kafkasya yani göçmendik nede olsa Anadolu’da… Ama ben bu dünyanın en pahalı yarımadasında büyümüştüm… Bu sabah beni bana yabancı kılanlara ağlayarak küfretmediğim kadar küfrettim…… Ne cok sıkılmışım sahtekar insanların sahtekar kentlerinden… Sanki bir Anadolu köyüne kapansam ertesi gün çocukluğumdan başlayacak gibiyim…….
Zaten sorun da bu galiba… Başlamak
Birseylerin tadı tuzu kaçınca tuz katmak ya da bir tutam tuzun lezzeti için de olsa aayağa kalkmak ve bir tutam tuzu cesaretle katmak…. Ya içinde yasadığı kentin içine ya da kendi duygularının içine kararlılıkla
katmak…
Sonra da o karışımda kaybolmak tekrar göçerlik vaktin gelene dek.
Sahi hepimiz konar göçer değilmiyiz bu dünyada… Ya bir kente ya bir köye konarız… Sonra vakti gelince göçeriz nerde yasadıysak arkamızda bırakıp, feryat etmeden ömrüm bu kadarmış diyerek sakince gideriz…
Ama şimdi mevzu esasen tad oluşturmak hayata… Tuz gibi, kekik gibi…
Tuz katmak hayata bayağı cesaret ister.
Bazen düşünüp söyleyemediklerinizi söylemek… Bazen işinizi değiştirmek bazen denize koşarken sana… Engel gibi denizden esip bacaklarını yalayan melteme rağmen hız kesmeden… Denize atlar gibi yasadığın kenti değiştirmek gerekir….
Çocukluğumdan bu yana Anadolu kazan biz kepçe misali konar göçer bir hayatı yaşadıktan sonra… Hiç kıpırdamadan aynı kentte uzun yıllar yaşamayı ne de çok arzulamıştım… Oysa çeyrek asır kalınca başkentte… Ankara sanki beni bu kez istemedi… Belki ben onu istemedim de ona üvey annem gibisin dedim…
İstemiyorsan ve istenmiyorsan elbet isteyenler vardır seni….





















Göçebe yaşayıp, duygusal bağ kurmadan yaşamak daha iyi sanki, yeni yerler görmek, dünyayı karış karış yaşamak.
Olabilir …elbette..