Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Anibal GÜLEROĞLU

GLASS: Farklı Olanların Bastırılışı!

Anibal GÜLEROĞLU Yazar Anibal GÜLEROĞLU
24 Ocak 2019
Anibal GÜLEROĞLU
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Farklılıklar… İnsanların merakını olduğu kadar korkularını ve ezip yok etme dürtülerini de harekete geçiren olgular. Zira her ne kadar sıradanlıklardan şikâyet edilse ve farklılıklar için çaba gösterilse de, büyük farklılıklar anlaşılmazlıkları da beraberinde getirince korkuya neden olur. Özellikle egemen güçlerin düzenini tehdit etme kaygısı girmişse işin içine normalliğin ötesine geçenlerin yok edilme süreci kaçınılmazdır. İşte bu noktada farklılıkların dayanışması çıkar ortaya. Hani ‘Bazen büyük farklılıklar insanları birbirlerine daha da yakınlaştırır’ der ya bir anonim söz… İşte o misal!Gel gör ki, farklı olanlara karşı sıradanlığın normalliğinde kalmayı tercih edenlerin toplumsal gücü çoğu zaman daha baskındır. Çünkü algıları yönlendirme potansiyeli bir yana, kitlesel varlıklarıyla da farklı insanları bastırmada daha avantajlıdırlar. Ortamı kontrol etme adı altında gerçekleri rahatlıkla saptırıp psikolojik motivasyon yaratabilirler. Daha da ötesi, bu güçlerini doğrudan farklı olanlar üstünde de kullanıp onları, kendi yarattıkları sahteliklere inandırabilirler. Yani farklılara, süperlere karşı bir nevi psikiyatrik atak uygulanır normal geçinenler tarafından. Üstelik bu hamleler gayet sistematik ve iz bırakmadan yapılır ki, toplum uyanıp rutininden şaşmasın. Öte yandan dışlanacağını, baskıyla yok edilmeye çalışılacağını hisseden farklılıkların kabul görmek için kötücül tavırlar sergilemeye yönelmesi, varlığıyla zıt düşenlere karşı zarar verici hale gelmesi de olası tabii. Anlayacağınız farklılıkları anlayıp irdelemek yerine onları dışlamak, yok saymak ve bastırma yoluna gitmek çift taraflı etkileşimi beraberinde getiren bir olumsuzluk.
Esasında bu iki uçlu tabloyu yaşamın içinde farklı örneklerle gözlemlemek her daim mümkün. Ayrıca farklı olanların bastırılışını resmeden pek çok kurgu mevcut sinema dünyasında. Nasıl ki, M. Night Shyamalan’ın yönetmen ve senaristliğini üstlendiği ‘Glass’ filmi bunlardan biri!

KIRILANIN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKECEKSİN!

Çizgi romanlardan beyazperdeye sıçrayan süper kahramanların hikâyelerde, doğaüstü insanların kötülüklerle mücadelesini ve anti süperleri yenişlerini keyifle izlerken ‘Dünyada gerçekten normalin dışında özelliklere sahip süper insanlar var mıdır’ sorusu kaç kişinin aklına gelmiştir acaba? ‘Kurgu’ deyip geçtiğimiz böylesi kahramanlıkların yaşamın içinde olabileceğine kaçımız ihtimal verir? Eminim yok denecek kadar azdır. Hele de teknolojik gelişim sayesinde her türlü hilenin yapılabileceğinin bilincinde olan modern insanlar için, dini öğretiler dahi değerini yitirmeye başlamışken, ‘Süper kahraman’ olgusunun gerçeklik ihtimaline inanmak hemen hemen imkânsızdır.
Peki ya gerçekten böyleleri varsa, kendilerini baskılaya baskılaya aramızda dolaşıyorlarsa ya da dünyaya egemen güçler tarafından varlıkları görünmez kılınıyorsa? Haberlerin yönetimler eliyle şekillendirildiği, toplumsal infial yatabilecek olaylarda delillerin karartıldığı ve olanların farklılaştırılarak aktarıldığı, sırf kurulu sistem bozulmasın diye algı operasyonlarının havada uçuştuğunu düşünürsek… Süper insanların varlığı da neden olmasın!

Tam da bu noktada M. Night Shyamalan’ın orijinal üçlemesinin son halkası olan‘Glass’ın yansıttıkları giriyor devreye.

2000 yılında seyirciye buluşup 131 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasından sıyrık almadan sağ çıkan tek kişi olan David Dunn ile kazayla ilişkili Bay Glass’ın öyküsünü anlatan ‘Ölümsüz/Unbreakable’ filminden bu iki karakteri alıp 24 ayrı kişiliği bir arada yaşayan Kevin Wendell Crumb’ın içindeki en vahşi kişilik olan Canavar’ı (The Beast) ön plana çıkartan 2016 yapımı ‘Parçalanmış/Split’gerilimiyle harmanlayan ‘Glass’ bu üç karakter üstünden sorguluyor

süper kahramanların varlığını… Ve onlara karşı uygulanan bastırıcı taktiği!

Kevin Wendell Crumb’ın Patricia kimliğiyle açılışını yapıp sokakta terör estirmeyi youtouber fenomenliğine malzeme yapan iki serserinin ‘Bir sürü insan izler’mantığıyla ilk mesajını vermenin ardından psikiyatristin süper kahraman yorumculuğuna girerek öyküsünü başlatan ‘Glass’, büyük gücünün yanı sıra dokunma yoluyla insanlar hakkında bilgi edinme yeteneğine de sahip olan David Dunn ile oğlu Joseph’in kaçırılan kızları kurtarma sürecinden dalar esas konuya. Çok basite indirgenmiş bir Canavar-David mücadelesinin ve her iki süperin kolayca yakalanışının ardından en ufak bir darbede kemikleri parçalanan Elijah yani Bay Glass’ı sahneye çıkartan senaryo bu üç farklı insanı kendini süper kahraman sananların tedavi edildiği bir akıl hastanesinde buluşturur. O andan itibaren de hem üçünün geçmişi hem de süperlik mi yoksa akıl hastalığı mı sorgusu ortaya çıkmaya başlar. Yanı sıra bu üçünün yakın olduğu kişilerden de sahneler izleriz, psikiyatrik analiz sürecinde. Peki, sonu nereye varır bu işin? O da filmin içinde.

Genel çerçevesini kısaca özetlediğimiz ‘Glass’ın hikâye cephesinde durum böyleyken senaryo ile ilgili yorumumuza geçecek olursak…

İlk sözümüz, senaryonun karakterlerin mazisini yansıtması üstüne olacak. Şöyle ki, senaryo üçlemenin ilk iki bölümünü izlemeyenleri düşünerek yaratılmış ve bundan ötürü kendini tekrara düşmüş gibi görülebilir. Ancak diğer filmleri bilmeyenlerin konuyu algılaması için karakterlerin ne olduğunu ve birbirleriyle bağlantısını anlatması şart. Dolayısıyla geçmişle bugün arasında bağ kurup ilerlemeyi seçen senaryoyu bu yönden eleştirmemek lazım.

Öte yandan sürpriz finalle noktalanan üçlemenin tatminsiz bıraktığı yönler de yok değil. Mesela süper kahramanların insana indirgendiği nokta daha etkili bir dille aktarılabilinirdi. Oysa senaryo bu düşündürücü olguyu filmin son kesitine sıkıştırıp oldu bittiye getirmiş. Buna karşılık kahramanların

çocukluk yıllarına inip bu süreçte yaşadıkları travmaları aktararak bunların gelecekteki kişiliklerinin, zaaflarının ve takıntılarının belirlenmesinde etkili olduğunu sergilemesi gerçekçi mesaj olarak kayda değer.
Nitekim ‘Glass’ın seyircisine yönelik mesajlarının özüne indiğimizde de başı çekenin insan etkileşimi olduğunu görüyoruz. Elijah’ın hastalığından dolayı yaşayamadığı çocukluğu ve çevresindekilerin onun farklılığına karşı küçümseyici-alaycı tavrı… David’in okul çağındayken diğer çocuklar

tarafından havuzda boğulmaya çalışılması… Ve nihayetinde babasının kendisini terk ettiğini sanan Kevin’ın anne baskıcılığıyla kişilik bölünmesi yaşaması… Tüm bu yaşanmışlıklar onların zayıflıklarından süperlikler üretmelerine sebep olan etkenler! Yani Bay Glass, bedeninin yetersizliğini beyin gücüyle kapatmaya odaklanıp bilişim dehasına dönüştürüyor kendini. David, kendisini boğmak isteyen çocuklara karşı güçsüz kalmanın ezikliğiyle bedensel güçte süperleşiyor. Kevin ise her cinsten ve yaştan kişilikler geliştirip zirveyi Canavar’a vererek bir anlamda hem

kendisini terk ettiğini sandığı babasına, hem de sürekli otoriter-aşağılayıcı tavır sergileyen annesine karşı meydan okuyarak dünyanın yozluklarını düzeltmeye çabalıyor.

Görünürde suçlu olarak etiketlenen bu süper güçlü insanların dünyaya karşı ‘Biz varız’ deme ispatına giriştikleri ‘Glass’ filmindeki bir diğer mesaj, günümüz dünyasında kendini göstermek ve ilgi çekmek isteyenler için internetin yarattığı fırsat ortamı hakkında! Bu noktada gençlerin nasıl abartıya kaçıp çevreye zararlı hale gelebildiklerini açılışında resmeden senaryonun ‘Salt Bae gibi tuzlarız’söylemi de işin mizahi ve fenomenliğe taş vurucu yönü.
Canavar olarak görülenlerin dahi masumiyet ve sevgi dokunuşlarıyla insanlaşabileceği mesajını veren… Yönetim kademesindekilerin kendi otoritelerini sarsıp düzenlerini bozacağını düşündükleri konularda nasıl dalavere çevirdiklerini ele alan… Akıl hastanelerinin tehlikeli çehresine ayna tutan… Ve ‘Kendine inanmak bulaşıcıdır’ söylemiyle farklılıkları baskılamak isteyenlerin sindirme operasyonuna çift yönlü bakmayı sağlayan yapımın ana fikrine gelirsek… ‘Kırılana karşı saygı duymak, kırılanın yani zayıf olanın önünde eğilip onun hakkını korumak’ öğretisi!
SONUÇTA; Mükemmel performans sergilemeyi başaran James McAvoy sayesinde kişilik bölünmelerini bir kez daha gündeme getiren ‘Glass’, dünyayı var olduklarına ikna etme hedefindeki süper insanların hem kendi aralarında, hem de kendilerine bilinçli olarak psikiyatrik vaka etiketini yapıştırmaya çabalayanlara karşı mücadelesi olarak beyazperdede.
Herkesin farklılıklarından gocunmayıp içindeki süper kahramanı açığa çıkarta zamanıdır diyerek koyalım noktayı.

Anibal GÜLEROĞLU
guleranibal@yahoo.com
www.twitter.com/guleranibal
Paylaş
Önceki Yazı

Küçük Hayatlar Büyük Acılar

Sonraki Yazı

Market Poşetinde 50 Mikron Talebi

Anibal GÜLEROĞLU

Anibal GÜLEROĞLU

İlişkili Yazılar

Kıvanç ve Serenay’ın Aile’si Asla The Sopranos Ayarında Bir Dizi Değil
Anibal GÜLEROĞLU

Kıvanç ve Serenay’ın Aile’si Asla The Sopranos Ayarında Bir Dizi Değil

29 Mart 2023
5k
Anibal GÜLEROĞLU

En Derin Deri Dönüş

26 Ekim 2022
5k
Anibal GÜLEROĞLU

‘Hayat Bugün’ Yüz Güldürür mü?

14 Ekim 2022
5k
Anibal GÜLEROĞLU

‘Gecenin Ucunda’ Işık Var!

19 Eylül 2022
5k
Sonraki Yazı

Market Poşetinde 50 Mikron Talebi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap