Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Şükran GÜNAY

Gız Öğretmen(Kız Öğretmen) / İmece (IV)

Şükran GÜNAY Yazar Şükran GÜNAY
19 Kasım 2020
Şükran GÜNAY
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kışı yeni atlatmış, bahar yağmurlarının sıkça yağdığı günlerdeydik. Çocukları öğle tatiline göndermiştik. Dershanede öğleden sonraki dersler için hem hazırlık yapıyor hem de dinleniyordum. Aşağılardan bir çağrı geliyordu:

“Şükran Öretmen! Şükran Öretmen!”

Okulun merdiven başına çıktım. Bahçe kapısında Dağlı Mustafa Tetik Abi eliyle,

“Gel! Gel! Gahveye bi araba memur geldi. Seni gö(r)mek istiyola(r).” diyordu. Merdivenlerden hızla indim. Durumu öğrendim. Benim yazdığım mektup incelenmiş, değerlendirilmiş. Durumu öğrenmek için değişik birimlerden görevliler gelmişler. Yolda, bi güzel çamura batmışlar. Ütülü pantolonlar mahvolmuş. Köyün kahvesine uğramışlar bu halleriyle. Mustafa Abi’nin anlatımıyla köylülere sorup soruşturmuşlar beni. Aman ne övmüşler ne övmüşler bu garibi canım köylülerim! Artık kafalarında hiçbir soru kalmamış, sıra benimle konuşmaya gelmiş. Kahveye çağırmışlar.

“Kahveye niye gideyim? Onlar buraya gelsin abim. Okulun içini, dışını da görsünler. İhtiyaçlarımızı daha iyi anlarlar.”

“Haklısın Şükran Öretmenim. Hadi ben hemencik haber uçuruverem o beylere!”

Aradan yarım saat geçmedi. Görevliler cipten indiler. Okulun tahta kapısının önünde sıraya dizildiler. Kapıdan içeri sırayla girerken benimle tokalaşıp kendilerini tanıttılar. Yol İşleri, Özel İdare, Milli Eğitim ve daha birçok birim görevlileri bir arada köyümüze gelmişler; mektubumda yazılanları hem birebir yaşamışlar hem de köyümüzün hallerini, okulumuzun ne durumda olduğunu beş duyuları ile algılamışlardı. Hep birlikte, merdivenlerden okul binamıza çıktık. Tek dershaneliydi okulumuz. Girişteki küçücük salonu dershane olarak kullandığımızı açıkladım. Müdür odamızı, evraklarımızı kısaca gösterdim. Eksiklerimizi tek tek anlattım. Hayranlıkla beni dinliyorlardı.

Bir görevli:

“Hoca Hanım. Başbakanlıktan emir aldık. Mektubunuzda yazılanlar doğru ise istenilenlerin yapılmasını emrettiler. İçiniz rahat olsun. Bizler her şeyi gördük ve yaşadık. Köylülerin kalbini fethetmişsiniz. Hepsi sizi kendi kızları gibi seviyor. Köyünüz hem suya hem elektriğe hem yola kavuşacak! Söz veriyoruz.”

Sevinçten çığlıklar atmak geldi içimden, kendine sahip çıktım ama. Gözlerimde sevinç pırıltıları ile ellerine sarıldım hepsinin; teker teker teşekkür ettim. Hem onlara hem devletimin yöneticilerine.

Üçüncü öğretim yılı başlarında beş buçuk kilometrelik su demirinin verileceği, yolun havalar ısınınca açılacağı haberini aldığımda; sevinçten ne halde olduğumu tahayyül edebilir misin? Gözlerinin önünde canlandırabilir misin? Doğru Raşit Amca’ya gittim. Nefes nefese anlattım. Meğer ona bildirilmiş. Hemen kahvede toplantı yapmaya karar verdik. Önce kahvede sonra caminin yan tarafındaki meydanlıkta toplandık. Her zaman olduğu gibi çatlak sesler o zaman da vardı. Birileri imece şeklinde çalışmaktan kaçıyordu. Benim ve Muhtar Raşit Amca’nın açıklamaları ile sakinleşti ortalık. Herkesin iş durumuna, zamanına göre plan yapılacaktı. Kararlar alındı ve ben gönlüm huzurlu, içim ferah bir şekilde göreve devam ettim.

Öğretim Yılı sonuna doğru dozerler geldi! Şimdiye kadar duyulmamış gürültülerle dozerler yolumuzu açmaya başladılar. Aman Allah’ım! O gün şimdi gibi gözlerimin önünde. Zeytin ağaçları devrilen kadın olsun, erkek olsun; anama, babama sövmeye başladılar. Gülüp geçtim tabii. Gelecek nesillerin bu yoldan nasıl faydalanacaklarını, köyümün kalkınmasında yolun önemini, bugün kızanların gelecekte beni anlayacaklarını zaten biliyordum.

Dördüncü öğretim yılımda tayinim Aydın’ın sahil köyü olan Güzelçamlı’ya çıktı. İki öğretim yılı sonunda Almanya’ya işçi olarak gittim. Evini satmak zorunda kalan babama bir dairecik almak, yüksek tahsilimi yapmak en başta gelen amaçlarımdı. Almanya’da misafir işçi olarak çalışıyordum. Bir gün postadan bir mektup çıktı. Kardeşim Mustafa Katırcı’dan! Mektubun içeriği içime su serpti:

“Sevgili Şükran Öretmen.”

Göyümüz hem yola hem suya gavuştu. Göyümüzün dört bölüğüne şarıl şarıl içme suyu getirildi. İmece usuluyle! Şükürle olsun başardık. Yolumuz da açıldı. Almanya adresiğizi Adil Bey Amca’dan aldım. Allah tuttuğuz toprağı altın etsin. Hem bu dünyada hem öbür dünyada mekânınız cennet olsun inşallah.

Gardeşiğiz Mustafa Katırcı ”

“Abla! Bizim gardeşlimiz bazara gada değil, mezara gadar.” dediğini beynimin derinlerine yazdığım Mustafa Katırcı; kilometrelerin ardında bana öğretmen olduğumu unutturmuyor, içimdeki meslek aşkını yeniden ateşliyordu.

Almanya’ya işçi olarak geldiğim ilk üç yılımda; siyah önlüklü, beyaz yakalı öğrencilerime duyduğum özlemi sana nasıl anlatabilirim? Şu kadarını söylesem, birazcık olsun hissedebilir misin? Rüyalarımı süsleyen en başta öğrencilerimdi. Çoğu kez ağlayarak uyanıyordum. Yüce Allah’ın sonsuz hikmetleri bitmiyor. Aileme, vatanıma, nilletime, devletime olan yürek bağım ve emeklerim; Almanya’da Türk Öğretmeni olarak çalışmamın tohumları oldular. 1972 Yılının sonunda işçi olarak geldiğim Almanya’da, 1976 yılının ekim ayında Türk Öğrenciler için açılan İki Dilli Türk Sınıflarında göreve başlatıldım.

Tam otuz altı sene sonra Gaffarlar Köyü’ne gittim. Onlarla buluştum. Alman, emekli doktor arkadaşım Silvia ile köyümüzü gezdik. Bir gece Mustafa Katırcı’nın evinde kaldık. İçecek su evlerinin içine kadar gelmişti. Geçmişi konuştuk uzun uzun. Dertleştik. Hasan Özcan’ın evinin bahçesindeki çardakta toplandık. Beni duyan gelmişti. Doğan bir bebeğe adımı vermişler. Resmimi duvarlarında, kitaplarının arasında saklamışlar. Sevinç gözyaşları döktük. Öğrencilerimi gören Silvia dayanamdı, gözlerinden yaşlar akmaya başlayınca:

“Neden ağlıyorsun Silvia?”

“Otuz altı sene sonra bu nasıl sevgi? Hem öğrencim dediğin bunlar senden yaşlı görünüyor.”

“Yok yok, öyle değil. Ben on yedi, onların arasında ise on bir, on iki, hatta on üç yaşında olanlar vardı. Hem köy işleri ile bizim yaptıklarımız tartıya konulabilir mi? Onlar benim fedakâr, asil köylülerim! Bu Millet onların hakkını nasıl öder bilemem. Onları gelen sayar; oy için, giden soyar; cepleri için.”

Ey kendini bu mesleğe adamış Türk Öğretmeni!

Ülkemizde kırk bine yakın köyümüz var. Türk Milleti’nin geleceği; köylümüzün ulaşacağı ilimde-bilimde aydınlık, huzur, zenginlik, bolluk ile doğru orantılıdır. Sakın unutma!

Köy Öğretmenlerimizin işi bitmiş değil. Genç meslektaşlarıma inanç, cesaret ve hizmet aşkı ile yanan bir yürek diliyorum. Kırk bine yakın köyümüz ve bizlerin efendisi köylümüz hizmet bekliyor!

 

Şükran GÜNAY’dan

Şükranca

 

Paylaş
Etiketler: almanyadersaneEMEKLİmeslektaşöğretim yılı
Önceki Yazı

Dünya Tuvalet Günü ve Sefaköy Metrobüs Durağı

Sonraki Yazı

Ahlaksızlık Bataklığı Kurutulmalı!

Şükran GÜNAY

Şükran GÜNAY

İlişkili Yazılar

Sonbaharda Aşk
Doğa-Çevre

Sonbaharda Aşk

12 Kasım 2025
5k
Her Kasımda Hallerim
Anma

Her Kasımda Hallerim

10 Kasım 2025
5k
Dün-Şimdi-Yarın
Edebiyat

Dün-Şimdi-Yarın

07 Kasım 2025
5k
Sonbaharda Hallerim
Doğa-Çevre

Sonbaharda Hallerim

20 Eylül 2025
5k
Sonraki Yazı

Ahlaksızlık Bataklığı Kurutulmalı!

Yorumlar 1

  1. Ayşe Naz YILMAZ says:
    5 yıl önce

    Herkesin okuması gereken bir yazı. Ellerinize sağlık hocam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap