Bir müzik ya da video kaydı üzerinde geriye doğru aynı hızda oynatıldığında-çalındığında çok farklı gizli mesaj saklama tekniği. Bu konuda yapılan araştırmalar ilginç sonuçlar vermiştir. Satanist gruplar bu yöntemi müzik albümlerinde çok sık kullanmışlardır. Kubilay Aktaş’ın Şeytan Müzikte Gizli başlıklı makalesi bu konuda okunmaya değer.
Makalemizin amacı sadece satanistler ve onların gizli mesajlaşma yöntemlerini bulmak değil. Tarih boyunca kişiler, gruplar, ülkeler arası gizli mesajlaşmalar yapıldığı bilinmektedir. Sembolizm, rumuz, şifre kullanımı değişik yöntemlerle devam etmektedir. Bu konuda sizlere birkaç örnek sunacağım.
Gizli mesaj 1.0 programı. İndir com da bulabileceğiniz bu program da resim içine gizli mesaj ekleyebilirsiniz hatta mesajı şifreleyebilirsinizde. Ben bu proramı şuralarda kullanabileceğinizi düşündüm. Site,forum tarzı giriş yapmakta olduğunuz tüm bilgilerinizi, şifrelerinizi bir tek resmin içinde saklayabilirsiniz ve o resmi de şifreleyebilirsiniz. Birden fazla kişinin kullandığı ortak bilgisayarlarda bu program çok işinize yarayacaktır. Programı indirdim denedim program çok güzel çalışıyor.Bu programın en çok işinize yarayacağı yer, özel resim,tablo,fotoğraflarınızı internet ortamında çalınmasını istemiyorsanız bu resimlerin içine kendi imzanızı,adınızı,soyadınızı,şehrinizi yazıp şifreledikten sonra internette paylaşmak olmalıdır.
Steganografi(=Stego) iki parçadan oluşan Grekçe bir kelime. Steganos örtülü/gizli, grafi de yazım/çizim anlamına geliyor. Örtülü yazma sanatı olarak çevirebileceğimiz stego aslında antik Yunan ve Herodot zamanına kadar uzanan derin bir geçmişe sahip. Herodot bu konuda birkaç olay anlatır. Örneğin biri, M.Ö. 5. Yüzyılda, Yunan tiran Histiaeus’un, Susa Kralı Darius’un krallığında göz hapsine alındığı sırada, bir Anadolu şehri olan Milet’te yaşayan damadı Aristagoras’a gizli bir mesaj göndermek istemesiyle ilgilidir. Histiaeus, kölelerden birinin saçını kazıtır ve mesajı dövme şeklinde kölenin kafa derisine işler. Kölenin saçı yeteri kadar uzadığında, köle, Milet’e gönderilir. Köle yanında hiçbir şey götürmediği için Kral Darius bundan şüphelenmez. Köle oraya vardığında durumu anlatır ve saçları tekrar kazıtılan kölenin kafa derisinden Histiaeus’un mesajını içeren dövmesi ortaya çıkar.
Diğerleri odunların üzerine asitle yazılan mesajları balmumuyla kamufle etmek (Demaratus’un Spartalılar’ı uyardığı hikaye) ve mesajları tavşanların midesine kazımak gibi yöntemlerin kullanıldığı olaylardır.
Eski Romalılar birbirleri arasında, meyve suyu veya süt gibi sıvılardan oluşturulan görünmez mürekkepler kullanarak yazışırlardı. Bu, gelişme göstererek günümüze kadar gelebilmiştir.
Rönesans döneminde Johannes Trithemius’un kriptoloji ile ilgili kitapları üçleme olarak basıldı. Trithemius’un stego metodu birbirini izleyen sütunlardaki kelimelerin ilk harflerini birleştirmeye dayalıydı; bir nevi akrostiş. ‘’Steganographia’’ isimli yazısıyla terim geçerlilik kazandı ve yaygın olarak kullanılmaya başlandı.
II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar bir mikro-noktalama aleti geliştirdiler. Bu alet aracılığıyla gizli bir mesaj, resimleme tekniğinden faydalanılarak örneğin i harfindeki veya başka bir noktalama işaretindeki noktanın boyutuna indirgenip bir kağıda işlenebiliyordu. Mesajı alan kişi tarafından ise tüm bu noktalar birleştirildiğinde gizli mesaj ortaya çıkıyordu. Bu aletler, teknik çizimleri de kapsayan büyük miktarda yazılı veri aktarımını gerçekleştirebilecek potansiyele sahipti ve bütün bunları da, istenmeyen gözlere inat, bilgileri çok etkili bir şekilde saklı tutarak yapıyordu.
Neticede bu sanat bugün; insanlığa, bilgilerin gizlice iletilmesi konusunda çağlar boyu yardımı dokunmuş bir bilime dönüşmüştür. Modern steganografi teknik olarak, bir veriyi (mesaj) bir nesnenin içine gizli biçimde yerleştirmeyi esas alır. ALINTI
Görüldüğü gibi gizli mesajlaşma tarihsel bir olgudur. Derin devlet kavramının sıkça tartışıldığı günümüzde derin devlet var mıdır yok mudur tartışmasına ben girmeyeceğim. Fakat DERİN BELGELERİN olduğuna kesinlikle inanıyorum. Bu gizli derin belgelerin çok değişik tekniklerle hazırlanabileceği de ortadadır. Toplumumuzda çok akıllı çok zeki insanlar hala vardır. Gizlemesini bilenlerin gizlenebilmeyi de çok iyi bilecekleri aşikardır. Satanistler şeytana tapınarak bu kadar şifrelemeden anlayabiliyorlarsa bazı kulların da ABDULLAH oluşlarıyla neler yapabileceklerini ben ancak hayal bile edemiyorum.
Bizde de satanist gruplar varmış onların sözlerinden birkaç örnek nceleyelim burada ve psikolojilerini çözmeye çalışalım.
Örnek söz 1
SATAN : Şeytan demektir.
Satan ilk özgür düşünen ve dünya kurtarıcısıdır. O Adem’i özgürleştirmiş ve insanlığa damgasını vurmuştur ve söz dinlemeyerek alnındaki özgürlüğü barındırır.”
Mikhail Bakunin
Mikhail Bakunin : (30 Mayıs 1814 – 13 Haziran 1876) tanınmış bir Rus anarşisttir. Anarşist düşünürlerin ilk kuşağının temsilcilerindendir ve “anarşizmin babaları” olarak anılan düşünürlerden biridir.
İlk özgür düşünen tabirini şeytan için kullanmak bence deliliğin dublesidir. Şeytanı tanımadıkları ortadadır. Şeytan bir varlık değil bir vasıftır özelliktir. İblis kibirlenerek şeytaniyet vasfını kazanmıştır. Şeytaniyet, kibir ve kin ehli olmanın diğer adıdır. Adem yüzünden Cennetten kovulduğunu iddia etmiş ve Ademoğullarına kinlenmiştir. İblis Rahman’a asi oldu der Kuran da. Dünya yaşamınında imtihan yeri olması demek işte bu iki grubun yani Ademoğulları ile İblis soyunun birbiriyle tutuştuğu kavga veya mücadeledir. Kin ehli ile din ehli kıyamete kadar sürecek bir mücadelenin taraflarıdır. İman bunları ayıran bir faktördür. Bir turnusol kağıdı gibi bunları birbirinden ayırır veya rüzgarın dane ile çöpü ayırdığı gibi.
18-08-2008 tarihli bir satanist haberi.
ADANA (İHA) – Adana’da satanist tuzağından kurtulmayı başardığını öne süren Ali Can Ö., yaşadığı ibretlik hadiselerden yola çıkarak gençlere, “Anne babanızla kavga bile etseniz onlarla aranızdaki ipleri tamamen koparmayın, onların onaylamadığı arkadaşların yanına gitmeyin” tavsiyesinde bulundu.
Rock müziği ile ilgilenen Ali Can, bazı grupların bu bahane ile kendisine yakınlaştığını anlattı. Ali Can, “Ailemle aram açıktı, bu kişilerle de samimi olmaya başladım. Samimiyetim ilerleyince, sonradan öğrendiğime göre lider olan ‘Melek’ takma adlı kadınla tanıştım ve sık sık onların yanına gitmeye başladım” diye konuştu.
Ali Can, lider kadının kendisine her buluşmada, “Sende bayağı yetenek var. Seni sağ kolum yapacağım” dediğini ifade ederek, “Kadınla birkaç görüşmeden sonra satanist ayinine çağrıldım” dedi.
Ali Can Ö, satanist ayini ile ilgili yaşadığı vahşeti şöyle anlattı:
“Bir eve götürüldük. Yaklaşık 12 kişiydik. Bunların yedisi kız, ben dahil beşi erkekti. Ayine başladık. Melek takma adlı kadın daha önce sık sık yanında gördüğüm kedisini getirdi. Kediyi ortaya bıraktı. Üç kişi kendi aralarında kediyi hangisinin keseceğini tartıştı. Arthur takma adlı biri, birden kediyi alarak karnına bıçak sapladı. Kedinin kafasını bıçakla keserek yere fırlattı. Ayin bitmeden gizlice kaçtım.”
Ali Can Ö, satanistlerin babası polis olan E. isimli bir genci de, “Babanı öldüreceksin” diye sık sık zorladıklarına şahit olduğunu anlattı.
Ali Can Ö, gençlere şu tavsiyede bulundu:
“Anne ve babanızla kavgalı olsanız, ‘Beni anlamıyorlar’ deseniz bile, ipi kesinlikle koparmayın. Kavga ettiğinizde, akrabalarınıza gidin ama anne ve babanızın tanımadığı ve tasvip etmediği arkadaşlarınızın yanına gitmeyin. Ne olursa olsun onları bir adım gerinizde bulun.”
Beyin yıkama yöntemleri gün geçtikçe çeşitleniyor. Anarşizm yeni bir tarikat gibi ve sapkınlıklar normal düşünen insanları çok korkutuyor. Aile kavramının içi boşaltıldıkça ve evliliğin kutsallığı yok oldukça şeytana tapanlar çoğalıyor gibi.