Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Gerçek Gıda Yahut Market Rafında Kaybolmak

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
03 Aralık 2014
Kemal ÖZER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ünlü bir markanın margarinle, başka ünlü bir markanın da kâğıt mendille aynılaşmesi gibi, modern dönemde kavramlar arasında bir kargaşa yaşanıyor. Mesela artık piyasada gerçek süt, gerçek yumurta, gerçek buğday, gerçek un, gerçek ekmek, gerçek tavuk, gerçek et bulmak hayli güçleşti. Gıdaların gerçekleri ile endüstriyel olanlarının aynı adla anılması, algı dünyamızı bozuyor. 

Mesela bir insanın 46 kromozomu olması gerekir. Bu sayıda artma veya düşme meydana geldiği zamanlarda hastalıklar ortaya çıkar. 19. yüzyılda buğdaylar 14 veya 24 kromozom iken, genetik müdahaleye uğramış günümüz buğdayları 49 kromozom. Tabiî/fıtrî yapısı ifsad edilmiş bir bitki insana gıda/şifa olabilir mi?
Sadece buğday değil, pek çok gıda uğradığı müdahale yüzünden zararlı hale gelmiş durumda. Aslında şekilleri ve adları aynı, ancak özleri farklı… Gıdalarımız, 19. asırda neredeyse hepsi sahih/tayyib/leziz/temiz iken, yirminci asrın ilk yarısında uğradığı müdahale ile ne yazık ki bu aslî vasıflarını kaybettiler.
İşte bu nedenledir ki insanlar şişmanladı, hastalıklar arttı, sıhhat ve huzur kayboldu. Zenginde hasta fakir de, köylüde hasta şehirli de, işçide hasta memur da, çocukta hasta erişkin de, annede hasta bebek de, öğretmende hasta talebe de, Afrikalıda hasta Amerikalı da, Asyalıda hasta Avrupalı da, siyah derilide hasta beyaz derili de…
Allah c.c., bize iki temel uyarıda bulunuyor. İlki Taha Suresi 81’de: “Size rızık olarak verdiğim şeylerin tayyib olanlarından yiyin, bu hususta azgınlık etmeyin, yoksa gazabım üzerinize iner…” İkincisi ise Bakara 205’de: Ekini ve nesli ifsad etmeyin. Allah, ifsad edenleri sevmez.”
Kapitalizmin kendi ahlaksızlığı ile donattığı endüstri ve teknoloji, ilk olarak ekini yani buğdayın genetik yapısını değiştirdi. Buğday bozulunca insan bozuldu. Hemen her gıdaya giren unun kaynağı olan buğdayın bozulması; gıdanın vasfını, dolayısıyla tayyibliğini yok etti. Tayyiblik yok edilmişse, hem ruh, hem de beden sağlığı yok olacak demektir.
Endüstrileşme sayesinde mevsimlerin yapısı ve beslenme alışkanlıkları da bozuldu. Gıda, tohumdan başlayarak tüm süreçlerde müdahaleye uğradı. Her temas/müdahale onu şifa olmaktan çok, dert haline dönüştürdü. Tohumun genetik yapısı değiştirildi. Tarlaya tarım zehirleri kusuldu. Endüstriyel işlemlerle vitamin, mineral, protein hatta yağ yapısı bozuldu/yok edildi. Katkı maddeleri eklendi. Raf ömrünü uzatma adına, pişmiş tavuğun başına gelenin bin türlüsü getirildi gıdanın başına. Onlar artık şeklen gıda iseler de, biyolojik olarak gıda değiller.
Çok iyi beslendikleri halde pek çok insan artık gıda yetersizliğinden ölüyor. Ölüm nedeni, elde edememek ve yiyememek değil. Aksine hem zenginler, hem de her şeyi alıp yiyorlar. Ancak yedikleri şeylerin besinleri yok edilmiş. Buna karşın çok lezzetliler. Oysa bu lezzetlerin tümü sentetik, hepsi bilinç ve hücreleri zehirliyor.
Bir gıdanın tayyib olabilmesi için en az beş temel özelliğe sahip olması gerekir.

– Tohumun tabiî/fıtri yapısıyla oynanmamış olması,
– Gübre veya ilaç olarak tarım kimyasalı kullanılmamış olması,
– Endüstriyel işlem görmemiş olması,
– Katkı maddesi ve ağır metal içermemesi,
– Ambalajında petrokimya ürünleri olmamış olması gerekir.

Oysa günümüz gıdalarının pek çoğu bu özelliği taşımıyor. Köyden gelmesi, kendimizin üretmesi, pahalı olması, organik veya ‘helâl sertifikası’ olması yeterli değil. Tayyib olmayan bir şeye sertifika vererek helalleştiremediğimiz gibi, kötü vasıflara haiz bir ürünün organik veya köyden gelmesi de onu ‘tayyib’ kılmaz.
İster sıhhat, isterse de manevi sorumluluklar açısından olsun, market rafındaki ambalajlı gıdalardan uzak durmak şart. Bir Müslüman’ı diğerlerinden ayıran en önemli unsur günlük ibadetleri değil, yiyip içtikleri, ahlakı, adaleti ve emin olup olmamasıdır. O halde soralım: Günümüz Müslümanları bu açıdan diğer insanlardan farklı mı, değil mi?
Bizim önce midemizi ıslah etmemiz gerek… Midemizin ıslah olabilmesi için de, yediğimiz gıdaların tayyib olması şart. Ancak buradaki ‘ıslah’, batı kültürünün yaptığı ifsadı, ıslahmış gibi göstermesinden öte bir hal. Bu durumda büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek gerekiyor. İster Müslüman, isterse de gayrimüslimlerce üretilmiş olsunlar, günümüzde market raflarındaki sözde gıdaların hiçbiri, yukarıda saydığımız vasıfları taşımıyorlar. Bunların Kur’an ve Sünnet’e uygun olabilmeleri, bizim bu konudaki gayretimize bağlı. Tepkimizi ortaya koyup, taleplerimizi değiştirmediğimiz müddetçe, bu kirli düzen değişmez/yıkılmaz.
Mesela pazardan domates alıp, evde salça yaptınız. Bu salça raftan aldığınızdan biraz daha iyi, zira katkı eklemediniz, endüstriyel işlem uygulamadınız. Ama aldığınız domates, fıtratıyla oynanmış, hibrit tohumdan elde edilmiş, bolca tarım zehirlerine maruz bırakılmış. Bu nedenle hem genetik yapınızı bozacak, hem de hastalıklara yol açacak kimyasallar barındırıyor. Diğer yandan hayatta kalabilmek için yemeye de mecburuz. Biliyoruz ki, Allah’ta yapıp ettiklerimiz yahut yapmaya güç yetirdiğimiz halde yapmadıklarımızın da hesabını soracak. O halde ne yapmalı?
Evet, yemeye mecburuz ama tayyib olanları aramaya da mecburuz. Yoksa ürettirebiliriz, teşvik edebiliriz… Peki, bu konuda biz üzerimize düşenleri yaptık mı ki çaresiz olduğumuzu zannediyoruz? Kaçımız bu ince ayırımın farkında? Kaçımız bu hususlarda kafa yordu?
Kaçımız gerçek tohumların peşine düştü? Kaçımız modern hazzımızdan fedakârlık yapmaya hazır? Demek ki asıl sorun batılılarda değil, iyi ile/kötü arasındaki farkı bilemeyen bizlerde.
Biz çocuklarımızın, iyi para getiren doktor, avukat ve mühendis gibi mesleklere sahip olması için her şeyimizi feda etmeye hazırız. Ama pek çoğumuz, onları cehenneme sürükleyecek kötü bilgilerle donanıp, fıtratı ifsad etmelerini engelleyici hiçbir şey yapmıyoruz. Asıl dert, hangi gıdaları yiyeceğimiz de değil, hangilerinin gıda sahih/tayyib olduğundadır.

Biz, Gıda Hareketi’nde bunun mücadelesini veriyoruz. Bunun için ‘Geleneksel Sistemi’ inşa etmeye gayret ediyor, geleneksel/tabiî tohumlarımızın peşine düşüyor, güç ve otorite ile cedelleşiyoruz. Zira hesap günü, günümüzün şartlarından çok daha çetin…

Tercih sizin! İster modern zamanların sahte gıdalarıyla gününüzü geçiştirin, ister onları dayatanlarla mücadele edip, hesabınızı kolaylaştırın!

Bu makale İlim ve İrfan Dergisi’nin Aralık 2014 sayısı için kaleme alınmıştır

Paylaş
Etiketler: genetik yapısımargarinletarım zehirleritarlayani buğday
Önceki Yazı

Düşük Kolesterol Erken Ölüme Yol Açıyor

Sonraki Yazı

Lokantacı Başkan Hesap Ödeyecek

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Lokantacı Başkan Hesap Ödeyecek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap