Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Eğitim & Kültür

Gençlik Tehlikesi “Hiçlik”

İncilay AKDENİZ Yazar İncilay AKDENİZ
12 Temmuz 2023
Eğitim & Kültür, Felsefe / Mantık, İncilay AKDENİZ
0
403
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Hayat, avuçlarımızın içinden akıp giderken, 

peşinden sürüklenen biçareleriz aslında hepimiz.

Savrulurken esen rüzgărlarla haybeye, unutuyoruz aslında gerçeği. Biz neyiz?

“Hiç” lik dört duvar gibi etrafımızda. Pusu kurmuş her yana. Yakalanırsak fena. Gün 24 saat. İşe veya okula git gel, ye, iç biraz, canın istiyorsa biraz da sohbet onunla bununla.. Ya sonra? Amaç? Günler birbirini kovalıyor peşi sıra. Düşünüyoruz sonra. Ne yapıyoruz nereye gidiyoruz, ne oldu, ya da ne olacak? Cevap çok kısa amaç yoksa ; koca bir “Hiç”..

Tutunacak bir dal, bir umut ararken etrafta, düşüyoruz ayrı ayrı hiç durmadan sonsuza. Uzatılan eller kalıyor boşlukta. Bu boşluk yutuyor insanları.

Günümüz depresif ve  karşısındakilere , topluma güvensiz, ama bir o kadar da özgüvenli insanlar çağı.

Enformasyonun teknoloji ile gelişimiyle, artık bilgi her yerde. Doğru bilgi ve belgelere, sanal çöplükte ulaşabilirsen şahane. İşimize geleni alıyoruz haybeden. Hatta kimi zaman bunların doğruluğunu bile düşünmeden. Tamam mı mükemmel miyiz? Mükemmeliz, olduk biz.

Yok kimsenin kimseyi ihtiyacı, yalnızlığı özgürlükle eşleştirir, yaşar gideriz. 

Artık hükümranız hakimiz, yukarılardan bakarız her şeye. Empatiyi, anlamayı, anlayışı, dinlemeyi, paylaşmayı, yardımlaşmayı kaldırıp rafa, işimize geldiği gibi güya hayata hükmederiz. Gencimiz, yaşlımız fark etmeksizin, artık çoğumuz böyleyiz. 

Bireyin kendisini tanıması geliştirmesi güzel, amma velakin  gidişat nereye sayın okuyucu? Bak etrafına; belki bu da muhtemelen yine bir kurgu. Aşırı bireyselleşme, 

“Böl parçala yönet” politikasının sanki farklı bir versiyonu. Yakında atomlarımıza kadar bölüneceğiz sanki, sizce nasıl bir oyun bu?

Evet, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi hâlâ geçerli bence. Sorun şu ki fizyolojik ihtiyaçlar akabinde güvenliğini de sağlayan kişiler, piramidin en üst noktasına uzun atlama yaptıklarını düşünüyorlar bu demde.

Ait olma, sevgi, değer görme saygı basamakları yıkılmış sanki. Yıkılan bu basamakların altında kalıyor kendini oldum/ gerçekleştirdim zanneden kişi. Kısacası bir deprem var Maslow piramidinde. Önlem alınmalı bu doğal olmayan, yapay afete.

Tam da bu noktadır toplum ve en küçük birim olan ailenin önemi. Ait olma, sevgi ve değer ihtiyacının ve yaşam mücadelesi ile başa çıkma sanatının, dayanışmanın yeri  ilk ve en önemli kaynağı sağlıklı bir aile.  İster resmi devlet dairelerince onanarak şekil yapılsın, ister yapılmasın, birlikte yol alacak iki ayrı insanın uyumla anlayışla bir arada olması, aile olması önemli. Düşünün ki bahçenizdeki ağaç ya da çiçek fideleri bile destek ister, yoksa kırılıp ölüverir. İnsan toplumsal bir hayvandır, yalnızlık insana mahsus değil. Çocuklar ait olma ve değer hissini de kişilik ve davranış olarak ister birlikte, ister ayrı olsunlar, sağlıklı ebeveynlerde bulur.

Değişimle birlikte, toplumsal değişim gidiyor peşi sıra. Bireyler de değişiyor.

Her birey yalnızlaşıyor. “Benim hayatım, benim kararım, bana ne, anlamak ve empati kurmak zorunda değilim, benim istediğim olacak, ben hakimim “diyor ve yalnızlığı seçiyor. Sonra sanal dünyalarda veya sosyal ortamlarda geçici çözümlerle yalnızlığına çözüm arıyor. Buluyor mu? Meçhul, oyalanıyor. Yalnızlık zamanla tercih olmaktan çıksa da, burnundan kıl aldırmamakta kararlı aşırı bireysel kahramanlarımız. Kendi iç çelişkilerinde bildiğini okuyor. Aile kurumu ile gelen ev dayanışması halini dayanışmasızlık alıyor. Yine kazanan ve bu durumdan nemalanan  kapitalist sistem tabii ki. Aileye satacağı yerde, artık tek tek bireylere pazarlama yapıyor. Tüketici talep artışını şöyle bir durup düşünür müsünüz bu noktada? Ne güzel değil mi? Pazar genişleyiverdi. Yetmiyor bu da, iş ya da işsizlik stresi  bireye ekleniyor. Sonra

gelsin depresyon ilaçları, klinikler, rehabilitasyon merkezleri. Aşırı bireyselleşme şimdilik, sömürü sistemini çok güzel destekliyor.

Evet, aile kurumu önemli. 

İster adı resmi  eş olsun, ister dost, ister sevgili, yok isminin/ şeklinin önemi. Önemli olan şu ki aile ataerkinin dayattığı gibi erkeğin kadını veya kadının erkeği sömürdüğü, hor gördüğü, şiddet gösterdiği, saygı ve sevginin var olmadığı, aile içi tacizin yer aldığı bir kuruma dönüşmemeli. Kısacası ailenin “karanlık yüzü” hiç olmamalı. Ola ki sonradan dönüştüyse şayet, hiç uzatmadan , sağlıksız hal almadan kolaylıkla aile kurumu ya da buna dair ilişki sona ermeli. “Ya benimsin ya toprağın” mantığı ve söylemi hiç bahanesi olmadan, söylemde dahi suç kabul edilmeli. Sağlıksız aileler, sağlıksız bir toplum ve sağlıksız nesiller yaratır. “Ama çoluk çocuk var” denen el alem söylemi, her ne kadar eşler ve çocukları etkileyip sorunlu birliktelikleri süründürse, uzatmaları oynatsa da, gözlemlerim odur ki; hem eşlerin, hem de çocukların psikolojileri çoğunlukla olumsuz yönde etkilenmekte, kişilik bozuklukları ortaya çıkmakta, toplumda şiddet sarmalı kendini sürekli yenilemekte ve hatta artmaktadır. Ailenin çocuğa davranış stiline ilişkin olarak da (katı ya da ilgisiz veya demokratik olmasına göre) çocuğun geleceği etkilenmekte, kimi çocuk sinik özgüvensiz olurken, kimi mafya/çete/ maço tarzına bürünebilmekte, kimisi kendini toplumdan soyutlarken, kimisi kontrolsüz, bilmeden aşırı sosyalleşme  ile fuhuş veya uyuşturucu batağına saplanabilmektedir. Oysa bu çocukların fiziki ihtiyaçları ve güvenlikleri sonrası ilk istedikleri şey değer ve sevgi. Ebeveynlerin bir arada olup olmamasından ziyade, ebeveynlerle çocuk arasında çatışmasız, sağlıklı ilişkilerin kurulmasının ehemmiyeti var bu noktada.

Hiçlik devreye giriyor sonra. Tutunamıyor gençler bazen, tutunamıyor bireyler birbirine. Yaşam amaçsız kalıveriyor birdenbire. 

Tehlikeli olan nokta şu ki, benim yaşımda olanlardan ziyade, asıl önemli olan  ve beni endişelendiren;  gencecik bir neslin, sanki sonsuz uzayda gibi bir boşlukta, amaçsız, geleceğe ve insanlara , kendine güvensiz kalması. Bir kısım gençlerin ise “güçlü olan ayakta kalır” şiarıyla toplumu ve insanlığı  vahşi bir orman gibi görmesi..

 Hiçlik.. Gençlerin düşmanı. Oysa ki onlar “hiç” değiller, değerliler. Önemli olan bunu onların da bilmesi, hissetmesi ve anlaması. Bir amaç, vizyon belirlemesi. Yaşama sıkıca tutunması. Bunu sağlayabilmek içinse ilk olarak bence , önce kendimizde, sonra da çocuklarda ortaya çıkan bu  aşırı bireyselliğin törpülenmesi gerekli.

*********

Burada bir parantez açma gereği hissediyorum. Eğitimde belki de maneviyat ve din olgusuna son dönemde bu denli düşülmesi bundandır demek isterdim lakin, bana kalırsa maalesef  bu doğru bir seçim değil. Baskı ve korku ile, günah sevap ilişkisi ile küçük çocukların kurs ve okullarda biat kültürünün benimsetilmesi yine sadece sağlıksız ve mutsuz bireyler yetiştiriyor bence. Kaldı ki bu ayrıca, henüz kendini tanımamış, dünyayı algılamamış, anlamamış çocukları ebeveynlerin kendine benzetme çabası, düşünce manipülasyonudur. Ne doğru bir şeydir, ne de etiktir. Dinler “başkasının aklını al, kullan” demez bildiğim. ”Akıl verdik sana, kullan” der. Bırakın çocukları o zaman, önce aklını kullanmasını öğrensinler. Bu yüzdendir ki bence  din bilgisinin verilmesi gereken düzey,  ilk orta ve lise eğitimi değil üniversite düzeyidir. İlk, orta ve lise eğitiminde sadece laik bir eğitimle etik değerler verilmelidir. Soru şu aslında bu noktada (eğitim felsefesi de benzerini sorar; niçin eğitiyoruz?);  hükmedecek mutsuz, bizim tıpatıp aynımız kuklalar mı yaratmak istiyoruz? Yoksa ayakları üzerine basan, kendini gerçekten bilen, sağlıklı kararlar alan bireyler mi? İşte bu tercihi etkileyen ise maalesef çoğunlukla  gücü elinde tutan siyasi ve ekonomik ideoloji.

********

İnsan haklarına saygı, eşitlik, özgürlük birey için önemlidir ve şarttır. Bunlar aşırı bireyselleşme, yalnızlık ve beraberinde ise hiçlik bahanesi olamaz, olmamalıdır.

İnsan, uyumlu olabileceği, anlaşabileceği diğer insanlarla da, sevgi, saygı , dayanışma, anlayış içerisinde eşit, özgürce ve birlikte yaşayabilmelidir.

Varoluş bir sorudur zihinlerde, yok oluşsa net. Toprak toprağa karışıyor, insansa insana. İnsanlık denense tam bir muamma. 

Malum, zaman kıymetli, hayat  çok kısa. “Hiç”liğe teslim olmak ve gençleri “hiç”e teslim etmek yerine, insan önce yaşama tutunmalı, sonra da insan insana..

Herkes için adil, sağlıklı, huzurlu, aydınlık, eşit ve özgür günler dilerim.

Sevgi ve saygılarımla.

Paylaş
Etiketler: amaçeğitim felsefesienformasyonhiçlikmaslow piramidi
Önceki Yazı

Bu Memleketin Taşı Toprağı Altın Demiyor muyuz?

Sonraki Yazı

Maden Zengini Olan Yozgat Neden Gelişmiyor?

İncilay AKDENİZ

İncilay AKDENİZ

İstanbul ,Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi hemşirelik, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü lisans, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü lisans, aynı fakültenin Sosyoloji bölümünü lisans, Medya ve İletişim bölümü önlisans mezunuyum. Özel bir bankadan emekliyim. Tarih, toplum, doğa, insan, kitaplar, sahne sanatları( izleyici olarak), seyahat( kültür seyahatleri) özel ilgi alanım. Bence öğrenmek; yaşam boyu süren en güzel aktivitedir. Barışçıl, demokratik, her yönden ve herkes için eşitlikçi, çevreci, adil, ötekisiz/berikisiz, baskısız ve herkes için güvenli, aydınlık refah dolu yarınlar temennim. Üniversite öğrencisi tek çocuk sahibiyim.

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Yörüklerin Harika Öğütleri
Eğitim & Kültür

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
5k
Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 
Ahmet SARGIN

Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 

02 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Maden Zengini Olan Yozgat Neden Gelişmiyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap