Evet, son günlerde görsel ve yazılı basında öğrencilerin öğretmenlerini darp ettiklerini veya alay ettiklerine şahit oluyoruz. Bu duruma çok üzülmekle beraber kendimize soruyoruz biz bu hale ne ara geldik. Gençliği bu hale getiren sebepler nelerdir diye.
Tabii ki birçok sebepleri saymak mümkündür. Yaşanan bir olumsuzluk öbür olumsuzluğa da davetiye çıkarmaktadır. Ancak sebeplere geçmeden önce gençlik üzerinde görülen olumsuzluklardan bahsetmek istiyorum. Uyuşturucunun ortaokula kadar indiğini duymaktayız. Kavgaların, çeteleşmelerin okullarda moda haline geldiğine şahit oluyoruz. Özellikle kız çocuklarının Anne babasını dinlemeden kandırılarak başka ellere giderek uyuşturucu ve fuhuş tuzaklarına düşürüldüklerini duyuyoruz. Trafikte sorumsuzca davranarak tehlike meydana getiren gençlere şahit oluyoruz. İçki, sigara vb. Yani sorumsuz bir gençlik yetişmiş ve bu bizleri üzmektedir. Tabii ki gençlerin hepsini aynı kefeye koymak çok yanlış olur. Tabiri caizse ağzının içinde dili olmayan gençleri de biliyoruz. Anne babasına saygıda kusur etmeyen gençleri de biliyoruz.
Bura da bahsetmeye çalıştığımız, yukarda saymaya çalıştığım olumsuzlukların son zamanlarda çok artış göstermesidir.
Maalesef televizyonlar da olumsuz diziler, bunlardan mafya dizileri, nikâhsız yaşamayı özendiren diziler, aşk diye sevişme sahneleri vb. Bu gibi diziler, sinemalar, internet sayfalarındaki müstehcen görüntüler, açık giyinmeyi özendiren programlar gibi sayabiliriz.
Burada Devletimiz üzerine düşeni yapmaktadır. Gerekli önlemleri alarak suç oranının azaltılması yönünde tüm birimleriyle mücadele etmektedir. Biz ailelere de bu konuda büyük görevler düşmektedir. Çocuklarımızın hal ve hareketlerini gözetlemeli, arkadaşları kimlerdir, nerelere gidiyor, ne yiyor ne içiyor, bunları bir dedektif gibi takip etmek ve gördüğümüz olumsuzlukları dile getirerek önlemeye çalışmamız gerekmektedir.
Aile ortamı sevgi ortamı olmalıdır. Genç aile ortamındaki güçlü sevgi bağları ile sevgiyi bir başka yerde veya mecralarda aramamalıdır. Sürekli saygının öneminden, vicdanın öneminden, bir kimseye zarar vermenin kötü bir hareket olduğundan bahsedilmelidir. Televizyon ve internet ortamında olan genç eğer bunları dinlemezse veya öğrenmezse yaptığı olumsuz işlerin hata olduğunu bilemeyebilir. Çocuklarımızla arkadaş gibi olarak kendimizi dinletmeyi sağlamalıyız. Yoksa günler geçtikçe ve ortamdaki olumsuzluklar devam ettikçe çocuklarımızı yani neslimizi tanıyamaz hale gelebiliriz. Din yörüngeli tavsiyelerimizle gençliğimizi eğitebilir ve vicdanlı bir gençlik meydana gelmesini sağlayabiliriz.
Özet olarak genç ayıp nedir bilmezse, günah nedir bilmezse nasıl hareketlerine yön verecektir. Aslında çocuklarımız bizlerin aynasıdır. Yani ailelerin aynasıdır. Yani aileler olarak aynamızı korumak ve temiz tutmak mecburiyetindeyiz. Yoksa zararı kendimizde ve çocuklarımızda görürüz. Dolayısıyla toplum bu olumsuzluklardan büyük yaralar.























