Yaşlı güvenlikçi, bir yıldır genci, yetiştirmeye çalışıyordu. Birbirleriyle adeta sırdaştılar. Yaşlı güvenlikçi, genç sırdaşın eğitimini üslenmişti. Onu yetiştirecek ve konağı emanet edecekti.
Güvenlikte kuralları harfiyen, uygulamak esastı. Yoksa başına iş alabilirdi, dikkatli olması gerekirdi. Güvenliğin ilk kuralı kimseyi, beni bile içeriye almamaktır, aklından çıkartma, derdi.
Güvenlikçi, yıllarımı bu işe verdim. Görüp geçirdiklerim, dillere destan olur, dedi. Genç sırdaş, yaşlı güvenlikçiyi dinliyor ve bir sözünü iki etmiyordu. “İş tecrübesi böyle bir şey,” demek ki, diyordu.
Yaşlı güvenlikçi o gün gelmemiş, genç güvenlikçiyi, yalnız bırakmıştı. Genç sırdaş tuhaf olmuşsa da öğrendiklerini uygulayacaktı. Kendi kendine, güçlü olduğunu vurguluyordu.
Bu sırada, kapıya iki köpek saldırdı. Sırdaş nasıl iş köpekler, kapıyı açmaya çalışıyor diye sıkıldı. Köpeklerin gürültüsünden kurtulmak için bahçenin, kapısını aralayıp kaçmalarını sağlamak istedi. Bu sırada kafasına aldığı bir darbeyle yere yığıldı.
Sırdaş, güvenlikçi büyüğüne, üç kişiyle baş edebileceğini söylerdi. Hatta bu bileği kimse bükemez, derdi. Eğitimci de şunu bil ki kimse senin bileğinle uğraşmaz. Aklını kullanarak görevini yapacaksın. İşin tekniği budur, derdi. Sırdaşa göre ise bir şey yapamazlar, kim olursa olsun alt ederim. Her sabah sporumu yapıyorum, teknik aletleri kullanmayı çok iyi biliyorum, diyordu.
Kapıda uzanan sırdaşın, elini yüzünü komşu sildi. Su içirdi ve ayağa kaldırdı. Sırdaş kapının açık olduğunu görünce, panikledi ve dehşete kapıldı. Hemen yaşlı eğiticisine telefon etti. Yaşlı geliyorum, içeriye kimseyi bırakma, dedi.
Genç sırdaş ise kapı açıktı, soyguncuların konağa giriş yolu serbestti. Kendini kaldıran iki kişiye çok teşekkür etti. Hemen kapıyı kapattı. Kulübeye girdi kayıp bir şey var mı diye kontrol etti. Konağa girmek için yaşlı güvenlikçiyi bekledi.
Güvenlikçi, soluk soluğaydı. Çaresizlik içerisindeydi ve kulübeye baktı.
Sırdaşa, bu olay nasıl bir duygu biliyor musun? Dedi.
Sırdaş kapının zili çalmayınca, insanın olmadığına kanaat getirdim. Eğitimci, gevezeliği bırak saçmalıyorsun, kendini gülünç duruma düşürme. Sen işine odaklanacaksın, insan varmış veya gelmemiş ondan sana ne? Yavrum beni bile içeriye alman büyük hatadır bilesin, dedi.
Kapıyı kilitle ve konağın zarar görüp görmediğini araştıralım, dedi. Güvenlikçi, yerdeki ayak izlerini bozma, onlar en büyük delilimiz olacaktır. Hatta aynalı kapıya da elinle tutmamalıydın.
Görevimizi yapmak kadar da bizi boşluğa düşürmek için çalışacaklarını bilmelisin. Görüyor musun? Köpeklerle seni nasıl kandırıp kapıyı açtırdılar. Konağın kapısına dokunma, bastığın yere dikkat etmelisin.
Hükümet, sana konağı boşuna mı teslim ediyor. Hiç aklından çıkartmayacaksın. Kapıya ben gelsem de içeriye almayacaksın. Bunları bir yıldır anlatıyorum.
Bugün de uygulamayı yaptım. Ve sen köpekle aldandın, dedi.
Hasan TANRIVERDİ























