İnsan olarak, Suriye ve Irak’a baktığımızda, içimiz, vicdanımız burkuluyor.
Vicdan konusunu, psikoloji bilimi, korkunun bir türü olarak ele alıyor. Aslında Suriye’de olup bitenler vicdanımızdan ziyade, korkularımızı harekete geçiriyor.
En esaslı siyaset yapımcısı; korkulardır.
Bu korkular hem Türkiye halkını hem de Suriye halkını etkiliyor. Eninde sonunda siyasetleri bu korkular belirleyecektir.
Altı yılını tamamlayan Suriye iç savaşı, hala çevre ülkelerinin Suriye’de gerçek barışı isteyip istememesiyle ilgilidir. Esas olarak ta Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye’dir.
Amerika’nın yeni Suriye siyaseti az çok belirginleşmiştir.
Buna göre; Fırat’ın Doğusu, Rakka’yı da içine alan Doğu Suriye’yi Suriye’den kopartmaktır.
Kürt Koridoru Rusya ve Türkiye tarafından kesildiğinden, şimdilik Suriye’nin doğusunda kalmayı yeğlemektedir.
Suriye’de kan akmaya devam ettikçe, Türkiye’de vicdanlar(korku) kanamaya devam edecektir.
Bu durum; Suriye devletiyle masaya oturmayı ret eden AKP iktidarını olumsuz etkilemeye devam edecektir.
Türkiye Suriye’deki kanın durdurulmasına ne kadar geç müdahale ederse, Türkiye o kadar istikrarsız ve korku dolu günler geçirecektir.
Soruna böyle baktığımızda; hem Suriye’nin geleceği, hem de Türkiye’nin geleceği birbirlerine bağlı iki ülkedir.
Suriye bölünürse, Türkiye’de bölünür yargısı buradan gelmektedir.
Bu iki ülke birlikte olmazsa, bu coğrafya her iki ülkeye de zehir olur.
Türkiye Suriye konusunda ikircikli dış siyasetiyle, ne Amerika ile ne de Rusya ile bir birliktelik oluşturabiliyor.
Gönüllerinin Amerika’dan yana olduğu bellidir. Lakin ülkenin mecburiyetleri (bölünmek istememesi) Amerikancılığı zor hale getiriyor. Çünkü bölmeyi dayatan ABD.
Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı İlnur Çevik, Şam’da meydana gelen suikast ve bombalamalar için “kim yapmışsa iyi yapmış” ifadesini kullandı.
Bu mezhepçi bakış hala Türk dış siyasetini etkilemeye devam ediyor.
Oysa Şam’ın bombalanması; ABD’nin Rakka’ya giden yolları kesmek ve sağlanan ateşkesin bozulmasıyla Suriye ordusunun Rakka yerine Şam’da kalmasını sağlam için yapılmıştır. Muhtemelen de, İlnur Çevik gibi düşünenlerin yaptığı bir eylemdir. Aksi takdirde niye iyi oldu desin?
Fırat Kalkanı hariç, AKP’nin Suriye’de uğursuz bir siyaset izlediği bellidir.
Umarım bu siyasetler Türkiye’ye zarar vermez.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr
