George Friedman, dünyanın lider istihbarat ve öngörü firması STRATFOR’un kurucusu ve CEO’sudur.
O, medya uzmanı olarak tanınır, içlerinde Amerika’nın Gizli Savaşı’nın da olduğu dört kitabın ve ulusal güvenlik, bilgi paylaşımı, bilgisayar güvenliği ve istihbarat sektörü üzerine yazılmış sayısız makalenin yazarıdır.
George Frıedman’ın 2000’li yılların hemen başında yazdığı “GELECEK 100 YIL: 21. Yüzyıl İçin Öngörüler” isimli kitabından olduğu gibi alıntılarla yazımı sürdürecem. Söz yazarda:
21. yüzyılın başlangıcında Amerikan Çağı’nın şafağı olarak baktığımızda göreceğimiz ilk şey, Halifeliği yeniden yaratma arayışında olan bir Müslüman grubun yaptığı eylem olmuştur. Onların nihai hedefi Atlantik’ten Pasifik’e kadar uzanan büyük bir İslam İmparatorluğu oluşturmaktır. Kaçınılmaz olarak, onlar dünyanın birincil gücü olan ABD ile çatışmak zorundadır. ABD buna İslam dünyasına saldırarak yanıt verecektir. ANCAK ONUN AMACI ZAFER KAZANMAK DEĞİLDİR. Zaferin ne anlama geldiği hiç de açık olmayacaktır. Onun amacı basit bir şekilde İSLAM DÜNYASINI KARIŞTIRMAK VE BİR İSLAM İMPARATORLUĞUNUN ORTAYA ÇIKMASINI ENGELLEYECEK BİR OLUŞUMDUR.
ABD, savaş kazanma gereksinimi duymaz. Onun gereksinim duyduğu şey basit olarak karşı tarafta bir kargaşa yaratmak ve kendisiyle mücadele edebilecek derecede büyük bir güç oluşumunun meydana gelmesini engellemektir. Bir seviyede, 21. Yüzyıl askeri operasyonlardan ziyade ABD’nin karşısındaki güçlerin kuvvetini zayıflatmak için yaptığı bir dizi müdahalenin dönemi olacaktır.
Kitaptan kısa notlar:
ABD-Cihat taraftarları savaşı bitmiştir.
Rusya, batıya doğru hareket edecek, ABD egemenliği altındaki ülkelerle karşı karşıya gelecek, güç kullanacak ABD de buna karşılık verecektir, Rusyanın çöküşü ile sonuçlanacaktır.
ABD’nin rakibi Rusya değil Çin olacak görüşüne katılmıyorum.
Önümüzdeki birkaç on yıl içinde daha güçlü-iddaalı yeni güçler ortaya çıkacak: bunlar Japonya, Türkiye, Polonya.
21. yüzyıla ilişkin yalnızca tek bir şey söyleme gerekseydi, “Avrupa çağlarının sona erdiğini ve Kuzey Amerika Çağı’nın başladığını söylerdim.
ABD, 2. Dünya savaşı sonrası Sovyetler Birliğine karşı olduğu gibi, cihat taraftarlarını kendi çıkarları için kullanmış ve daha sonra kendi yarattığı canavarla uğraşmak zorunda kalmıştır.
ABD savaştan doğmuştur ve bugüne kadar sürekli artan şekilde de savaşmayı sürdürmüştür.
ABD büyük stratejisi ve stratejik amaçları kaynağını korkudan almaktadır. (korkudan beslenmektedir anlamında)
Kaos içindeki islam dünyası ABD’nin stratejik hedefine ulaştığını gösterir. Müslümanlar birbirleriyle savaştıkça, ABD savaşı kazanmış olacaktır.
ABD’nin 2001’den beri tartışmasız bir şekilde yaptığı şey islam dünyasında kaos yaratmak ve ABD’ye karşı düşmanlık —belki de gelecekte saldırı yapacak teröristler— yaratmaktır.
Öfke tarih yapmaz, güç tarih yazar.
Kıymetli okurlarım, dünya büyük bir köy gibi ve bu büyük köyde olan biten her şey hepimizi ilgilendiriyor.
ABD kendini TANRI İMPARATORLUĞU diye tanımlamakta, bu vb. kitaplarda, raporlarda yazılarda da olduğu gibi bu büyük köyün tüm değerlerini potansiyellerini kendine ait görmekte, terör örgütleri kurmakta-kurdurmakta, potansiyellerine göz koyduğu ülkelerde kaos oluşturup, sözde sükuneti sağlamakta, silahlarıyla kaos oluşturup gene silahlarıyla adalet dağıtmakta, karşılığında girdiği bölgenin tüm potansiyellerine el koymakta ve girdiği ülkelerde adı cumhuriyet olan bir ABD mandası ülke bırakmaktadır.
George Frıedman bu anlamda önemli bir isimdir. GELECEK 100 YIL isimli kitaptan alıntıları olduğu gibi paylaştım. Aynı kitaptan başka alıntıları paylaşmaya devam edeceğim.
