Geleceği tırmalıyorum ufka doğru, aydınlık adına. Geçmişi ve bugünü geride bırakarak.
Yaşanmışı ve yaşadıklarımı geriye iterek. Şimdiden arkamı düşünmeden geleceğe bakıyorum.
Geçmişten gelip geleceğe yöneliyorum.
Geleceğe bakıyorum, tepeden ufkun kızıllığına ulaşmak adına, haykırıyorum. Geçmişte kalmak, şimdiki zamanın kaosuna yenik düşmek istemiyorum. Şimdiki zamanı aşıp tırmalıyorum ufkun ön yüzünü. Şimdiki zamanın karmaşasında kendimi bilmediğimi sanıyorum. Bildiğim geleceğin aydınlığına varmak. Varırken insanlık değerinin ölçü olmasını isterim. Çünkü iyilikten ve sevgiden yana, iyiliğe doğru düşünebilmek.
Şimdiki zamanın dünyası, yörüngesini kaybetmiş, bir garabet hâlini üstlenmiş durumda. Dünyayı sahiplenme yarışı bir yamyamlık derecesine varmış. Afrika’da çöller pompalanıyor. Arzular yol ayrımında kalmış, insan gücüyle de olsa ilerleyemiyor. İnsafsızların karşısında kaybolmuşlar, yapılacak olanı da şaşırmışlar.
Yürekler karardı, inanç iflasta ve ahlâk kaybetti. Gözlere perde indi ve kulaklar tıkandı.
Geleceği tırmalıyorum, çabam özgürce, şimdiki zamanın vantuzlarından sıyrılmak. Geçmişten kopup şimdiki zaman tahribatında kalmamak için tırmalıyorum.
Yaşamamalı hayalleri karartan kâbusu, hayalleri şaşırtan ilkelliği ve o ilkelliğin rüyasını bile görmemeli. Başım dönüyor, dünyanın dengesi mi bozuldu. Böyle geçerse zamanı tırmalamaya devam etmek gerekli.
Zümrüt yeşili doğa, akan sular ve karlı tepeler. Şimdiki zamanın hırsı, aç gözlülüğü ve adam sendeciliği kuruttu güzellikleri.
Mütevazi olmak yaramadı, şimdiki zamana. İnsanlar hırçınlaştı, yaban arıları gibi.
Tırmalıyorum geleceği ufka doğru, gözüm tepede. Tepenin doruklarındaki beyaz örtüde. Tutunamıyorum geri mi kayıyorum. Şimdiki zaman açmış ağzını canavar misali.
Umutlanmak değil, umudun kendisi hâline gelmek için tırmalıyorum geleceği.






















