Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cihan HAYIRSEVENER

Gazetecilik Bu Şekil Yapılmamalı

Cihan HAYIRSEVENER Yazar Cihan HAYIRSEVENER
10 Aralık 2007
Cihan HAYIRSEVENER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Hürriyet Gazetesi’nden Yılmaz Özdil’in geçen gün  “Gazeteci karnesi” başlıklı yazısına bayıldım.

Tamamen zeka kokan kıvrak üslubu ile kendi mesleğini böylesine güzel eleştirebilen yazar sanırım çok azdır.

Diyor ki; “Türkiye’de ‘üç hayati işi’ canı çeken herkes yapabilir de, ondan…

Siyaset.

Müteahhitlik.

Gazetecilik…”

Gerçekten de, bu ülkede siyasal bilimler fakülteleri olmasına karşın, siyaset alanında sırtını yaslayacak bir dayı bulan, mesleği ya da öğrenimi, bilgi ve görgüsü ne olursa olsun, siyaset arenasına istediği gibi çıkıyor, hatta bizleri yönetecek şekilde milletvekili ya da bakan bile seçiliyor.

Geçmişe baktığımızda, bu ülkede kimlerin bakan olduğunu görünce, daha bir hak vermek gerekiyor Yılmaz Özdil’e…

İlkokul mezunlarının günümüzde ehliyet bile alamadığını, ancak rahatlıkla milletvekili olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Hatta bakan bile oluyorlar!..

Allah’tan Cumhurbaşkanlığı için üniversite mezunu kriteri var da, oraya çıkartmıyoruz bazılarını!

Yine, bu ülkede onlarca üniversitenin, onlarca inşaat fakültesi var. Buradan mezun olanlar, inşaat mühendisi sıfatıyla hayata atılıyor.

Ama müteahhit olmak için diploma değil, para ve dayı aranıyor.

Parayı cebine koyan, yolunu da bilen, müteahhitlik karnesini de cebine koyup, bu ülkede istediği gibi hayati öneme sahip binaları, çürük-çarık yapabiliyor. Kimse de, “ne yapıyorsun?” diyemiyor.

Sonra da, bırakın öyle güçlü depremleri, 3-5 büyüklüğündeki depremlerde bile yerle bir olan binaların altında kalanlar için sadece birer Fatiha okumakla yetiniyoruz.

1999 depremlerinde onbinlerce insanımızı kaybettik, bütün hepsinin ceremesini de Veli Göçer adındaki bir müteahhide ödettik ve ödetiyoruz.

Sanırsınız ki, depremde yıkılan tüm binaları Veli Göçer yaptı. Diğerlerinin hiç bir suçu yok!..

Gelelim bizim mesleğe. Yine, gazeteci olmak için diplomaya miplomaya hiç mi hiç gerek yoktur, bizim camiada. Yeter ki, biraz fotoğraf çekmekten anla, biraz da üç beş kelimeyi bir araya getirebiliyorsan, oldun dört dörtlük bir gazeteci!..

Günümüzde, berber çıraklığı için bile sertifika ya da diploma istenirken, gazeteci olmak için hiçbir belgenin istenmemesi, ne kadar doğru acaba?

Yaygın basın olsun, yerel basın olsun, mektepli diyeceğimiz kişilerin sayısı o kadar az ki!.. Belki yüzde 10 veya 20 gibi… Geri kalanı ise alaylı.

Ülkede yanılmıyorsam 21 iletişim fakültesi ya da basın yayın ile ilgili yüksek okul var. Ve buradan mezun olan her yıl yüzlerce gazeteci adayı…

Her ne hikmetse, bu adaylar ya iş bulamadıklarından çok farklı alanlarda, farklı işler yapmak zorunda kalıyorlar ya da hiç paraya veya üç-beş kuruş karşılığında büyük medya kuruluşlarında istihdam oluyorlar.

Gördüğüm şu ki, biraz da okulda okurken, her biri kendini bir Uğur Dündar, bir Ali Kırca, bir Mehmet Ali Birand ya da ne bileyim, medyada isim sahibi olan ünlü bir gazeteci yerine koyuyor!..

Okul sırasında hasbel kader büyük medya kuruluşlarında kendilerine yer bulabilenler, okul bitince de büyük bir hayal kırıklığı içerisinde kalıyorlar.

Dışarıdan bakıldığında muhteşem bir ambalaja sarılmış olan yaygın medya, içine girildiğinde tam bir gayya kuyusu olduğunu bu şekilde gizlemiş oluyor. Böylesine bir gayya kuyusunun içine girmek ayrı bir dert, çıkmak apayrı bir dert.

Herkes birbirinin kuyusunu öylesine bir kazma telaşı içerisinde ki, gençlerin burada kendilerine yer edinmeleri ise tamamen mucizelere bağlı.

Yerel basına karşı da son derece ilgisiz ne yazık ki okul mezunu gençler. Dedik ya, okuldayken kendilerini öylesine yüksek hedefler seçiyorlar ki, okul biter bitmez, bu yüksekliğe bir iki adımda sıçrayacaklarını düşünüyorlar.

Bazıları da, dediğimiz gibi hasbel kader büyük medya kuruluşlarında kendilerine yer bulabilirlerse, öncelikle koşturması daha çok olduğu için, ya polis muhabirliğine, ya da magazin muhabirliğine yollanıyor. Yine dediğimiz gibi, ya hiç paraya, ya da üç otuz para ile günün neredeyse 24 saati bazı sosyetik kulüplerin veya barların kapısının önünde nöbet tutmayla geçiyor.

Son magazin olaylarına baktığımızda, (ki, artık medyanın neredeyse tamamı magazinel bir yöne doğru kaymaya başladı) medyanın kendi Frankeştaynlarını da yarattığını görüyoruz.

Artık, özel hayat diye bir şey kalmadı. Magazin haberi yapıyoruz diye, en ünlüsünden, en şapşalına kadar bir takım insanları, döndüre döndüre ya ekranlara taşıyorlar, ya da gazete sayfalarına…

Ülkede, tam anlamıyla medya maymunları türedi ya da türetildi.

Bir Hüsnü Şenlendirici olayı var ki, tam anlamıyla evlere şenlik bir durum.

Klarnetçi oldu bir mafya babası, metresi de mafya anası!..

Bunu yapan kim?

Tabii ki medya.

Sonra, adam bu kadar şöhretten, şımartılmadan sonra, peşine takılan kameramanın kamerasını da tokatlar, kıçına tekmeyi de basar.

Çünkü, oraya hak etmediği bir şekilde getirildi. Sanatıyla değil, yaşadığı sıra dışı aşkıyla. Sonunda da hazımsızlık yaptı.

Önceki gün de, Teoman isimli bir şarkıcı, bir gazetecinin gözüne okkalı bir şekilde yumruk attı.

Kendisini arkasından çekiştirip de, iki kare daha resim çekip, görüntü almak isteyen gazetecilerden kurtulmayı, ancak bir ikisinin gözünü şişirmeyle savuşturacağını sanan şarkıcı da, bu eylemini onlarca kişi önünde yaptı.

Asıl üzücü tarafı ise, peşindeki gazeteci ordusunun, olaya müdahale etmesi, tarafları ayırması gerekirken, “Efendim neden böyle bir şey yapıyorsunuz?” diye mikrofonları ağzına sokacak şekilde soru yöneltmesiydi.

Karşı tepki böyle olunca, zaten sarhoşluktan ayakta duramayacak bir halde olan Teoman efendi de, bastı yakası açılmadık küfürleri…

Burada, bu kadar tacizin ardından, yaşanılanların çok iyi irdelenmesi gerekir.

Artık, meslek kuruluşları bu hengameye son verecek önlemleri sıkı bir şekilde almalarını gerektirecek uygulamalarda bulunmalı.

Gazeteciyim diyerek, bu mesleği ciddi bir şekilde yapıp, gerçek anlamda gazeteci kimliği olanları böylesine zan altında bırakmaya hiç kimsenin hakkı yok. Üç tane uyduruk haber yapıp, reyting alacağız diye, insanların özel hayatlarına böylesine burun ve mikrofon sokup, gençleri böylesine farklı bir şekilde motive etmenin, gazetecilik ile hiçbir ilgisi yoktur.

Ayrıca, şunu da söyleyeyim ki, her türlü eksiğine farklılığına rağmen, yine de en dürüst olarak çalışan yerel basın mensupları. Herkes bunu böyle bilsin.

Belki aykırıları var, ama en azından mesleğinin gerekliliğini azami şekilde yerine getirme çabasında… 

Paylaş
Etiketler: basınbasın mensuplarıgazetecilikiletişimmedyaMüteahhitlik.SiyasetYerel basın
Önceki Yazı

Üniversitelerin Yabancı Diller Bölümünün Kısırlığına Dair…

Sonraki Yazı

Biri Bize Kolestererol Düşürücü İlaçları Dayatıyor

Cihan HAYIRSEVENER

Cihan HAYIRSEVENER

Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

İlişkili Yazılar

Cihan HAYIRSEVENER

Başkan Adaylarını Açıklayın

30 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

ATV’nin Nasıl Bir Ayrıcalığı Var?..

29 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Fırsatçılara Fırsat Tanıyanlar!..

28 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Kim Durduracak Bunları?

27 Ağustos 2008
5k
Sonraki Yazı

Biri Bize Kolestererol Düşürücü İlaçları Dayatıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap