Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Gazel Dökümü Eylül’le Başlar

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
27 Eylül 2020
Hüseyin ŞENGÜL
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Eğer bir sistem temelden bozuksa, o toplumun bireyleri de o bozuk sisteme uymak zorunda kalırlar. Toplum kötü olduğu için sistem kötü değildir. Tersine, sistem kötü olduğu için toplumda da kötülük yaygındır

Bir eylül daha bitmek üzere.

Eylül, yılın hüznünü yüklenmekle sorumlu kılınmış sanki. Sonbaharın gelişine kapı açan eylül, gazellerle tıka basa dolu torbasını sırtlanmış yol alırken yalnızca doğaya değil, insana da soluk renkler giydirir.

Eylül, hüzün ayıdır.

Edebiyatta gazel, aşkın ıstırabıdır. Şarabı, güzelliği, aşkı konu edinen gazelin dizeleri hüzün yüklüdür. Gazel atıldığında (Okuma, söyleme yerine atma sözü, gazele daha uygundur. Tıpkı horon oynanmaz, horon tepilir sözü gibi), o hüzün yürekte ince ve derin bir sızı olarak dolaşır.

Edebiyatta aşkın ıstırabı olan gazel, doğada dalından düşen yaprağın ölümüdür. Dökülen yapraklara gazel denilmesi bundandır.

Ve gazel dökümü eylülle başlar!

Eylül edebiyatımızda da yerini bulmuştur. Mehmed Rauf’un “Eylül” romanının adını eylül ayından alması, romanın içeriğine çok uygun bir anıştırmadır. Sorunlu aşkın ıstırabı (sorunsuz aşk var mı?), aşkın tarafları Suad ile Necip’in konak yangınında birlikte yanmalarıyla sonuçlanır ki, yaprak dökülüp gazel olmuştur.

Ancak eylül, aynı zamanda doğanın döngüsü içerisinde yeniden üremeye bir hazırlıktır da.

Keşke eylül, doğadaki döngü gibi toplumda da üremeye, yenilenmeye hazırlık olsaydı!

Hiç olmadı.

Ancak kabahat eylülde değil, eylülü kötülüğün bir metaforu olarak kullanan insanda.

Ülkemizde eylül hep zalimliklerin, kötülüklerin yaşandığı bir ay oldu.

Daha kötüsü ise, kötülük eylül ile sınırlı kalmadı. Yılın 12 ayı boyunca toplumun üzerinde kara bulutlar eksik olmadı. Eylül, kötülüğün en fazla yaşandığı ay oldu, o kadar.

Eylül ayında toplumumuz iki büyük felaket yaşadı: 12 Eylül 1980 darbesi ve İstanbul pogromu olarak da anılan 6-7 Eylül 1955 olayları. Öyle ki bu olaylar tarihimizin en kirli, en zalim sayfalarını oluşturdu.

Bu her iki olay da öyle olup geçen bir sağanak değildi. Bunun toplum yapımızda bir arka planı olup yapısal bir sistemin dışavurumuydu. Böyle olduğu içindir ki bu toplum, yıllar boyunca gün yüzü görmedi. Neredeyse sürekli kötülüğün egemenliğindeki havayı soluyarak zehirlendi. Güçten, umuttan düştü. Kötülüğün katmerlenerek yaşandığı günümüzde, toplumun çok büyük bir çoğunluğu sürekli bir mutsuzluk, gerilim, stres ve kaygıyla yaşıyor.

Bu nasıl bir sitemdir ki, topluma sürekli kötülüğün rüzgârında savrulan eylül gazellerini yaşatıyor?

Bu nasıl bir sistemdir ki, sürekli kötülük üretiyor ve iyiliği baskılıyor?

Kötülük nedir?

Öncelikle kötülük nedir ve toplumsal hayatta kötülüğün kaynağı toplum mu yoksa sistem mi hususu üzerinde durmak gerekiyor.

Kötülük ve iyilik kavramları birbirleriyle anlam kazanan bir düalizme sahiptirler. Yani kötülük varsa, iyilik de vardır. Ancak bu her iki kavramın felsefi temelleri, teolojik ve metafizik boyutu ayrı konu.

Günümüze damgasını vuran kötülüğün bilinçli bir insan eylemi olarak, toplumdaki egemenliği üzerinde duracağım.

Kötülüğü kısaca insana korku, kaygı, acı, zarar veren şeyler olarak tanımlayabiliriz.

İnsan eylemi olarak kötülüğe birey eylemleri düzeyinde birkaç örnek verebiliriz.

Güçlünün güçsüzü ezmesidir, keyfiliktir.

Başkalarını görmezden gelmektir, onların haklarını gasp etmektir.

Erich Fromm’un deyişiyle yıkıcı saldırganlık ve zalimliktir.

Empati yoksunluğu ve vicdansızlıktır.

Başka canlılara zarar vermektir

Yerlere tükürmektir, çöp atmaktır, yeşili katletmektir vb.

Özetle kötülük mutluluğa, amaca ulaşmayı engelleyen durum olup umudun düşmanıdır.

Kötülük esasta bir sistem sorunudur

İnsanın olduğu yerde insana ait her türlü düşün ve eylem de olacaktır. Ancak bu eylemlerin tek tek insanlarda olması, genel olarak toplumsal hayat üzerinde hüküm kuramaz. Kötülük tek tek bireylerde sınırlandırılır, ama yok edilemez. Önemli olan, kötülüğün örgütlü bir güç haline gelmesinin ve toplumsal hayatın damarlarında dolaşmasının önüne geçebilmektir ki, bu mümkündür.

Kötülüğün toplumda egemen olması, o toplumun yönetimiyle ilgilidir. Devlet ve onun yürütme gücü olan iktidar, kötülüğün toplumdaki yaygınlaşmasının ya da etkisiz kalmasının birinci sorumlusudur.

Kötülük bir insan eylemiyse bunun sistemle ne ilgisi var denilebilir. Kötülüğün toplumsal ölçekteki kaynağının esasta bir sistem sorunu olması, onun insan eylemi olduğu gerçeğini değiştirmez. Çünkü o sistem dediğimiz olgunun inşası, geleneği, kültürü ve özellikle yürütmesi de yine insan eliyle yapılır. Buna genel olarak siyaset denir. Tek tek insanlardaki kötülük örgütsüz, sistem yoluyla yapılan ise, örgütlü kötülüktür.

Tehlikeli olan bireysel kötülükler değil, örgütlü kötülüktür!

Eğer bir sistem temelden bozuksa, o toplumun bireyleri de o bozuk sisteme uymak zorunda kalırlar. Toplum kötü olduğu için sistem kötü değildir. Tersine, sistem kötü olduğu için toplumda da kötülük yaygındır. Örneğin yürütme gücü kendine yakın şirketlerin vergilerinden indirimler sağlıyorsa, borçlarını siliyorsa, toplumdaki diğer vergi mükellefleri de vergi kaçırır. Örneğin yargı aynı suça ilişkin birisini beraat ettiriyor, diğerini mahkûm ediyorsa veya aynı eylemde polis birsine serbestlik tanıyor, diğerini yasaklıyorsa toplumda hukuk yerine gücü gücü yetene anlayışı hâkim olur.

Yurttaşı devlet karşısında koruyacak esas güç yargıdır. Yargı bağımsızlığının anlamı budur. Yargıya güveni kalmayan yurttaş, kimi sorunlarının çözümü için farklı yollara başvurur ya da ezilir.

İktidar:

Bütün yurttaşlarına eşit davranmazsa;

Bireyin hak ve özgürlükleri tanınmaz ve güvence altına almazsa;

İnsan hakları hukukunun hâkim olduğu adaletli bir sistem kurmazsa,

Güçler ayrılığı ilkesi (yürütme, yargı, yasama) yok edilerek bütün sistemi kendine bağlar ve yargıyı siyasallaştırışa;

Kamunun kaynaklarını keyfince kullanır, hazineyi yağmalar ve gücünü kullanarak kendi çevresine sermaye transferleri yaparsa;

Rüşvetle iş görürse, yakın akrabaları kayırırsa (siyasi nepotizm), kişiye göre iş yaratırsa;

Siyaseti yalana indirgeyerek toplumu sürekli aldatırsa;

Siyasi ahlakı ayaklar altına alırsa;

Kendine bağlı yalan makinasından ibaret bir medya kurarsa;

Eski eserleri tahrip eder, sanata düşmanlık ederse;

Kentleri rant uğruna yaşanmaz hale getirirse;

Doğayı tahrip eder, ormanları keser, suları ve çevreyi kirletirse;

Böyle bir sistemde toplum, topyekûn kötülüğe düşmüş demektir!

Kötülük öyle bir eylemdir ki, yapıldıkça kendini yeniden üretir, giderek kartopu yumağı gibi büyür.

Elbette bu tespitler, bireyi kötülük yapmama sorumluluğundan kurtarmıyor. Her olumsuzluğu sisteme bağlamak, bireysel sorumluluklardan bir kaçış yoludur. Yaşamı anlamlı kılan olgu, iyi insan olmaktır. Kötülük üreten bu sisteme karşı çıkmak, iyi insan olmanın önkoşuludur.

Eylül metaforundan kurtulacağımız günler dileğiyle… (HŞ/AS)

Paylaş
Etiketler: Dökülen yapraklaraeylülGazel dökümüsonbahar
Önceki Yazı

Fen Grubu

Sonraki Yazı

Müdür mü Olmak İstersiniz, Direktör mü?

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Müdür mü Olmak İstersiniz, Direktör mü?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap