“Yıllardan beri söyler, yazarım. Osmanlı Dibâcesi Bursa’da Nilüfer İlçesi sanki bir eyâlet gibi yönetiliyor. FETÖ soruşturmasında halen tutuklu bulunan Vali Şehabbetin Harput zamanında; yazdığım bir yazı ve suç duyurusu üzerine başkana soruşturma açılmış, paçayı yırtmıştı. (Bunun ideolojik olduğunu şimdi anladım.)
Ne kadar Sol ve Komünizan isim, şöhret (!), devirimci varsa; bu ilçede ismi bir yere verilmiş, zaman zaman yapılan etkinlik ve programlarda bu adamlar ön plana çıkarılmıştır. Davet edilenler, para verilenler, ağırlananlar bu zihniyetin adamıdır, başkasına kuş uçurmazlar.
Zaman en güzel şahit ve ilaç olduğu için; köprülerin altından suların akıp geçtiği gerçeğinde, takkeler düşüp, keller görünmeye başlamıştır.”
Bu ifadeler,yıllar öncesi yayınlanan bir makalemden alınmıştır.
Bu zaman diliminde; değişen bir şey yoktur, ideolojik çıkmazlar aynen bütün hızıyle devam etmektedir. Belediye Başkanı gider ayak, son günlerini yaşamaktadır…
Nilüfer Belediyesi’nin 11-14 Ekim tarihleri arasında düzenleyeceği 3. Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali’nde 6 ülkeden şairler Bursa’da buluşacak. İster acı deyin, ister düşünün, ister nasıl karar verirseniz verin; bu festivalde bir tek Bursalı şair yok…Türkiyeden davet edilenlerde bi zahmet bakın ve fikir yapılarını gözden geçirin..
Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali’nin üçüncüsünde: 5’i Hollanda, Hindistan, Hırvatistan, Makedonya ve Ukrayna’daki Nilüfer Belediyesinin kardeş şehri Mykolaiv’den. Türkiye’den şairler Lale Müldür, Aba Müslim Çelik, Betül Dünder, Cevat Çağan, Duygu Kankaytsın, Çiğdem Sezer, Gülümser Çankaya, Onur Sakarya ve Selahattin Yolgiden de festivalde boy gösterecek. İsimlere bakın, sıraya girin ve karar verin Allah aşkına…
Basın toplantısında; Festivalin bu yılki temasının “ADALET” olduğunu vurgulayan Başkan Bozbey, 14 Ekim’deki kapanış gecesinde Ziya Azazi, koreografisinin de kendisine ait olan “Dervish” isimli dansıyla, sanatseverlerin karşısına çıkacak” dedi.
6 Cihangir padişah, 70 bin velinin medfun bulunduğu Bursa’da yapılan bir festivale kimlerin davet edildiği, Milletin paralarının kimlere ödendiği, zihniyetlerinin ne olduğunu yine bi zahmet araştırın; utanarak, üzülerek yere bakın…
Enteresandır, şiirde ana tema ADALET…
Ben de adalet terazisine dayanarak, Başkanlığa bir yazı gönderdim:
BELEDİYE BAŞKANLIĞINA-NİLÜFER/BURSA
Uluslararası Şiir Festivaline kimlerin davet edildiğini, ideolojik çıkmazlarda nasıl bir yol tutulduğunu yakinen biliyoruz.
84 eser sahibi, binlerce araştırma, DVD. Cd ve 18 yayınlanmış şiir kitabı bulunan, Türkiye ve Dünyanın en uzun şiir kitapları ile Oratoryo yazarı, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in hayatta kalan birkaç talebesinden biri olan KEMÂLİ’nin böyle etkinliklere ve şiir gecelerine davet edilmemesi ayıbını başkaları köşelerinde yazıyor, söylüyorlar…
Doğru; bu ayıp ve hata, bel ki hıyanet nasıl telafi edilebilir?
Yine de hayırlı olsun, görelim Mevlam neyler?…”
Güney Özkılınç tarafından e posta ile cevap verildi:
“Saygıdeğer İlhan Bey, Şiir Festivalimizde katılımcı şairleri Danışma Kurulu belirliyor. Bunu yaparken elbette bir sayı sınırlaması var. Siz gibi kıymetli şairlerimiz elbette ki ukdemizdesiniz. Ancak her yıl mutlaka dışarıda kalan şairlerimiz olabiliyor. Sevgi ve saygıyla…”
Yine Adalet ölçüsünde cevap verdim:
“Güney kardeşimiz. İçten gelen bir açıklama değil…Danışma Kurulu kimlerden oluşur, şiirin ve değerlerin neresinde yer alırlar… Bursa’dan bir tek şairin bulunmadığı festival için ne denilebilir… Dışarıdan gelen şairler kim, Bursa’ya ne kazandırırlar…Birbirimizi kandırmayalım, uyutmayalım, doğrular tartışılır, hakta tartışma olmaz. Bir gün Bursa’nın tek özel kütüphanesi olan ağabeyinizin yanına gelin, size bir Bayburt çayı ikram edeyim. konuşalım, görüşelim. San ki bir Eyalet gibi yönetilen nilüfer belediye başkanlığının da sonuna yaklaşıyoruz.. Tekrar edeyim, gün ola, harman ola… Değerler değerlerinden bir şey kaybetmez, saman pazarında buğday satmaya gerek yok. selamlar.”
Yine ayni terâne ile bir cevap geldi…
Yıllardan beri Ak Parti teşkilatlarının bu İlçeye layık bir Belediye Başkan adayı koymadıkları için, seçimin kaybedildiği, meydanın bu adamlara kaldığı, fikirlerde boza pişirildiği, CHP. zulmünde örneklerin gösterildiği acı gerçeğinde; bekliyoruz…
Yazımı, anlayanlar için bir şiirimle bitireyim:
“BİNDİKLERİ DALI KESENLER”
“Bindikleri Dalı Kesenler”,
Fırtına olup ta esenler,
Yalakada türlü desenler,
Ölülere kefen biçenler,
ZAMANIN ADAMI ŞÖHRETTE,
YALANLARI ÇOKTUR TÖHMETTE.
Bilmez ki kendis i de düşer,
Tütmeyen ocaklarda pişer,
Göbek bağlar, durmadan şişer,
Küheylan at sanırda kişner.
AKL-I EVVEL, DEVİRİMCİLER,
TEKMİL FİLİM ÇEVİRİMCİLER.
Bu asır kaosta yaşanır,
Sapla/Saman harman karıştı.
Vebâl hangi belde taşınır,
Meyhânede kimler barıştı?
ÇER ÇÖPÜ AYIR, SÜZGEÇTEN GEÇ,
KENDİNİ KAYIR, DOĞRUYU SEÇ.
Dal kırılır, kol da kırılır,
Kol sarılır, Dost/Yâr darılır,
Suç aranır, sona varılır,
Saç taranır, ağaç yarılır.
ZARAR/ZİYAN YAPANA GELİR,
KIZGINLIK TEPEYE YÜKSELİR.
“İstikrar/İstikbal” içinde,
Mantık Terazisi biçimde,
“Hayır”ı sor neden/niçinde?
Mevlâ biz korudu seçimde.
BİR BÂDİRE DAHA ATLATTIK,
İÇ/DIŞ DÜŞMANLARI PATLATTIK.
“Az Tamah, Çok Zarar Getirir”,
Dal kesen zarara götürür,
Nefis kanaati bitirir,
Âsâleti, şerefi yitirir.
KEMÂLİ ON HECE ŞİİRLE,
ANLAYANA AÇIK BİR DİLLE
