Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Anibal GÜLEROĞLU

Ferhat ile Şirin Destanı mı?

Anibal GÜLEROĞLU Yazar Anibal GÜLEROĞLU
11 Ocak 2020
Anibal GÜLEROĞLU
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

‘İki insan birbirini seviyorsa, buna mutlu bir son yoktur’ demiş ünlü yazar Ernest Hemingway. Nasıl ki, nesilden nesle aktarılarak ölümsüzleşen aşkların öykülerinde de mutlu son bulmak imkânsız. İran öyküsü ‘Hüsrev ü Şirin’den gelen ‘Ferhat ile Şirin’ de bunun bir örneği. İran ve Türk edebiyatında aşkı anlatan şiirler şeklinde yer alan konusu, ülkelere ve yörelere göre değişikliklere uğramış olsa dahi özünde büyük, hüzünlü bir aşkı barındırmakta. Dolayısıyla olmazlara baş kaldıranların, baskıları kabullenmeden kendi yollarında gitmeye çalışanların ruhuna hitap ederek yüzyıllar boyu varlık gösteren ‘Ferhat ile Şirin’den mutluluk beklemek nafile. Kısaca bir göz atacak olursak öyküsüne…

Ölümün el uzatamadığı yerde olduğuna inanılan bu aşk masalının kahramanlarının yaşamı, ‘direncin’; ölümleriyse, ‘ölümsüzlüğün’ sembolü olmuş anlatıldığı yerlerde. Nasıl olmasın ki? Şirin’e olan aşkından kuvvet alan Ferhat, ‘Kazmalar kürekler yetmez dağı delmeye… Yüreğinden vermedin mi dağ susar… Dağı delen deldiği dağdan güçlü gerek… Yoksa hiç bir susuzluğa geçit vermez kayalar’ diyerek işe koyulmuş, iki günde suyu getirene istediğini vereceğini söyleyen Padişah’a… Ferhat, aşktan aldığı güçle kayaları kopartmayı başarmış ama kızını evlendirmek için suyun gelmesini bekleyen Padişah’ın kararı, aşkına kavuşma hevesini kursağında bırakıvermiş. Vezir’in oğluyla evlendirileceği haberini Ferhat’a ulaştıran Şirin’in de ondan aşağı kalır yanı yokmuş. Durumu öğrenen Padişah’ın Ferhat’ı hapse atması engel olamamış ikilinin aşkına. Şirin mektuplarıyla direnmiş bu engele. Padişah, çareyi Ferhat’ı dağlara salmakta bulmuş. Lakin Şirin durur mu? Düğün öncesi kaçmış gitmiş dağlardaki Ferhat’ın yanına. Kendilerine suyu getirenin iyiliğini unutan köylüler ve Padişah’ın adamları da düşmüşler peşlerine. Çabucak bulmuşlar âşıkları. Kötülük ve güç her daim iyiliğe galip geldiğinden, Padişah’ın cellâdı saplayıvermiş hançeri Ferhat’ın sırtına. Gel gör ki aynı hançer delip geçmiş Şirin’i de. Böylece ölüme birlikte kucak açan âşıklar yaşamdan kopup giderken erişmişler ölümsüzlüğe.

Kısaca özetlemeye çalıştığımız ‘Ferhat ile Şirin’ efanesi, aşkın ötesinde, derinlikli bir öyküye sahip görüldüğü üzere. Bundan dolayı da Karagöz oyunu ve sinema filmlerinin yanı sıra Nazım Hikmet’in tiyatro oyunu ve ondan uyarlanan bale gibi pek çok esere konu olmuş. Şimdiyse bu çağları aşıp gelen destansı öykü televizyon dizisi olarak karşımıza çıkmaya hazırlanmakta.

Peki, geçmişin şiir dili sayesinde içindeki aşkı daha da güzelleştirip yüceleştiren bu öyküden modern bir ‘Ferhat ile Şirin’ destanı yaratılması mümkün mü? Televizyon dünyasının şartlarına uygun biçimde geliştirilirken genel hikâyesi klişelerle boğulmadan, aşkın gücünü hissettirecek biçimde yeniden yapılandırılabilinir mi? Dahası Ferhat ve Şirin’in imkânsız aşkının ölümsüzlüğünden ilhamla yola çıkanlar ekran savaşçılığında iddia ettiği gibi iş yapar mı? Umudumuzu bu yönde koruyarak, dizinin tanıtımı üstünden yapalım ön değerlendirmemizi…

‘FERHAT İLE ŞİRİN’ İŞ YAPAR MI?

Yeni sezon, her yıl olduğu gibi yine bir sirkülasyon yaşatmakta tüm hızıyla. Sezonun ortası gelmeden finale yollananlar yerlerini yeni işlere bırakmakta. Tabii ‘Acaba gelen gideni aratır mı’ kaygısını da beraberinde getirmekte bu süreç. Ancak sahneye geç çıkmayı tercih eden yenilere baktığımızda böyle bir kaygıya pek kapılmadıklarını görüyoruz. Zira elleri güçlü olanlar, birilerini harcama pahasına, ağırdan yer alıyorlar ekranda. Assolist misali desek mi?

Nasıl ki, pek çok eleştiriye göğüs gererek yolunda ilerleyen ve iyi sonuçlar almayı başaran ‘Sen Anlat Karadeniz’ bir örnek… 13 Kasım Çarşamba günü final yapmasının ardından 20 Kasım’da Burak Özçivit’li ‘Diriliş Osman’ başlayacak ATV’de. Şayet bu tarihi seri TRT 1’den transfer olmasaydı, ATV yine de bitirir miydi ‘Sen Anlat Karadeniz’i? Doğrusu bu soruya rahatlıkla ‘Evet’ demek mümkün değil. Çünkü şiddet açısından tepkilere muhatap olsa bile bu umursanmıyordu ve kendi izleyici kitlesi hayli çoktu bu dizinin. Onun için en azından sezon sonu beklenirdi. Ama yeni gelen ağır basınca eskisine de yol görünüverdi. Güle güle diyelim.

İşte ekranda böylesi bir rekabet mantığı hâkimken FOX da En İyi Romantik Komedi Dizisi Ödülü alan ‘Her Yerde Sen’i 23’üncü bölümle finale yollamaya hazırlanmakta. Selin ile Demir’in komediyle süslü çekişmeli aşkı bitecek. Yerine ‘Ferhat ile Şirin’in imkânsız aşk mücadelesi gelecek. Bu mücadelede neler sunulacak bize? İçerikteki aşk performansı izleyici beklentisini karşılayabilecek mi? Velhasıl, ‘Ferhat ile Şirin’in dizi versiyonu tutar mı? Bakalım.

Yapımını O3 Medya ile Artistanbul Medya’nın üstlendiği, yönetmen koltuğunda ‘7. Koğuştaki Mucize’ filminde de imzası olan Mehmet Ada Öztekin’in oturduğu, senaryosunu Savaş Korkmaz’ın kaleme aldığı ‘Ferhat ile Şirin’, tanıtımından anlaşıldığı kadarıyla aşkın acısını, sevincini, nefretini, tutkusunu, ihaneti ve intikamı bir arada tattırma iddiasında. İlhamını çağlar boyu dillerde kalmayı başaran destansı aşk öyküsünden alıp buradan yola çıkarak modern bir aşk masalı olarak yeniden tasarlanan projenin iddiası güzel. Lakin güzel olduğu kadar riskli de. Çünkü izleyiciye bu duygu harmanını, aşkın naifliğinden sapmadan, layıkıyla yansıtabilmek kolay değil neticede.

Genel hikâyeden anlaşıldığı kadarıyla dönemsellik yerine modern dünyayı kendine seçen dizide, Ferhat dağı delmiyor. Onun yerine Banu’nun kardeşi Şirin’i kurtarıyor. Böylece aşkın kıvılcımı düşüyor gönüllere. Ama her aşkta olduğu gibi burada da bir engel çıkıyor ortaya ki o da, Şirin’in ablası Banu oluyor! Ferhat ile Şirin engellerle mücadele ederken bu esnada gelişecek olaylar sayesinde bu üç insanın hayatı iç içe geçiyor. Böylece bir yandan aşk üçgeni oluşuyor, öte yandan bu üçlüyü birbirinden kopamayacak hale getiren bağ güçleniyor.

Anlayacağınız buradaki ‘Ferhat ile Şirin’ masalının imkânsızlık yaratıcısı olan Banu, öykünün hem kilit noktası hem de ilerlemeyi sağlayıcısı konumunda. Bu detay da bizi, Banu karakterinin ‘Ferhat ile Şirin’in önüne geçebileceği olasılığına götürüyor… Ki, bu şekilde yaratılacak bir gelişimin modern aşk masalından ziyade klişelerle yol alan kıskançlık odaklı aşk rekabetçiliği-intikamcılığı tablosu sergilemesi ve destansı aşkın dizi eliyle sıradanlaşması-heyecansızlaşması kuvvetle muhtemel! Umarım içerik bu yanlışa düşmez, derken ‘intikam’ ne alaka Ferhat ile Şirin sevdasına diye de düşünmeden edemiyoruz doğrusu. Ama modern öykülerde ‘intikam’ ve oradan gelişecek ‘şiddet’ baştacı ya… Hadi bakalım.

Derken… Bu noktada senaryo yaratıcılığı ve karakterlerin izleyiciyi etkileme gücü giriyor devreye. Tanıtıma bakıyoruz… ‘Bizim aramızda dağlar var’ diyen Ferhat… ‘Benim o dağları aşacak gücüm var’ diyen Şirin profili çarpıyor gözümüze aşk masalından yadigâr. Tamam da, ya buradaki duygu coşkusu? Yok. Açıkçası tanıtımın diğer safhasında da içeriğe dair çekici ipuçları yakalamak pek mümkün olamadı. Dizicilerin boks hevesiyle ve gizemli arayış söylemiyle karşımıza getirilen Ferhat’ın en dikkat çeken yönü Banu ile olan çekişmeli muhabbeti gibi durdu tanıtımlarda. Kısacası aşkın güzeliğini hissedemedim… Şirin şirin bakan Şirin karakterinin de pek bir çekiciliğini yakalayamadım. Kuşkusuz bölümler bir bütün olarak yayınlandığında bu pasiflik değişebilir. Ama gönül isterdi ki Şirin, tıpkı destansı aşk masalında olduğu gibi daha dirençli bir tabloyla sunulsaydı ilk etaptan! Kısacası yapımın izleyiciye etkisi açısından bu üç karaktere eşit oranda ağırlık verilmeli; imkânsızlığın gücünü hissettirecek aşk ve engel dengesi tam kurulmalı diyorum. Yoksa hem destansı aşka yazık edilir hem de dizi vasatın ötesine geçemez!

‘Ferhat ile Şirin’ modern masalının tutup tutmasında rol oynayacak bir diğer faktör, oyuncular! Şöyle ki, ilham alınan aşk destanının hakkının tam anlamıyla verilebilmesi için oyuncu performanslarıyla ve kurulacak sahnelerle, aşkta direnç ve ölümsüzlük duygusu layıkıyla yansıtılabilmeli izleyiciye. Cansu Dere, Tolga Sarıtaş, Leyla Tanlar, Yıldıray Şahinler, Ushan Çakır, Emel Çölgeçen, Şehsuvar Aktaş ve Işıl Yücesoy gibi isimlerin yer aldığı kadrodan yana kuşkumuz yok ama… Sahneler yaratılırken öyle mıy mıy aşk hallerine, klişeleşmiş abartılara, mafyatik efelenmelere veya patroniçeliklere yönelmek, dizinin iddiasını zedeler.

SONUÇTA; ‘Ferhat ile Şirin’ destanına modern bir pencere açmak muhakkak ki iyi olacaktır. Lakin bu pencereden görüneceklerin niteliği dizinin ekrandaki varlığını belirleyecek. Babasıyla birlikte atölyede çalışırken gelişen olaylar sayesinde imkânsız aşkın içine düşen Ferhat’ın dizideki varlığı, göründüğü kadar mı yoksa Banu’nun ‘Kimse göründüğü kadar değildir’ sözü mü geçerli? Bekleyip göreceğiz. Bol şans.

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

Paylaş
Etiketler: Cansu DeredestanınaFerhat ile Şirin’Leyla TanlarTolga SarıtaşTV Programları
Önceki Yazı

İran Amerikan Finans Sisteminin Mezarını mı Kazıyor?

Sonraki Yazı

Bisiklet

Anibal GÜLEROĞLU

Anibal GÜLEROĞLU

İlişkili Yazılar

Kıvanç ve Serenay’ın Aile’si Asla The Sopranos Ayarında Bir Dizi Değil
Anibal GÜLEROĞLU

Kıvanç ve Serenay’ın Aile’si Asla The Sopranos Ayarında Bir Dizi Değil

29 Mart 2023
5k
Anibal GÜLEROĞLU

En Derin Deri Dönüş

26 Ekim 2022
5k
Anibal GÜLEROĞLU

‘Hayat Bugün’ Yüz Güldürür mü?

14 Ekim 2022
5k
Anibal GÜLEROĞLU

‘Gecenin Ucunda’ Işık Var!

19 Eylül 2022
5k
Sonraki Yazı

Bisiklet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap