Milli devletleri istikrarsızlaştırma ve kaos ile kontrol etme işine, felaket kapitalizmi diyebiliriz.
Felaket kapitalizmini iyi anlayabilmek için, Amerikan istihbarat alt yapısı konusunda bilgi sahibi olmalıyız.
Amerika’da tüm işler özel sektörler eliyle yapıldığından, istihbarat ta özel girişimcilere bırakılmıştır.
Amerika’da ve İngiltere’de binlerce istihbaratçı yetiştiren okullar ve özel kuruluşlar vardır.
Amerika işgal savaşlarından galip çıkamadığını bildiğinden, Amerikan planlarında artık işgal savaşı yoktur.
Kurulu binlerce özel istihbarat şirketleri paralarını Amerikan ordusundan alır.
Amerika’nın orduya ayırdığı yıllık bütçe 700 milyar dolardır. Bunun altıda biri özel istihbarat şirketlerine ayrılmıştır.
Bunun dışında kalan özel istihbarat şirketlerinin giderlerini önemli petrol tekelleri ve diğer tekeller karşılar.
Eleman tedarik edilirken, milli devletler içindeki yabancı şirketler kullanılır.
Örneğin; Türkiye’de faaliyet gösteren X otomobil şirketi(tekel), Türkiye’den eleman tedarik eder. Devşirdikten sonra, özel istihbarat şirketine devreder.
Osmanlı’da da işler buna benzer şekilde tüccarlar tarafından yürütülmüştü.
Tedarik edilen bu elemanlar “parça başına haber” işinde kullanıldığı gibi, daimi eleman olarak da istihdam edilirler.
Bu özel istihbarat şirketleri, operasyonel olduğu kadar, pasif haber toplayan ve değerlendiren kişiler olabilir.
Ekranlarda bolca Kürtçülük yapan, bu konuda değerlendirmelerde bulunanlara, dikkatle bakmakta ve geçmişlerini izlemekte yarar var.
Çoğu dil öğrenmeye, dış ülkelere gittiğini söyler ama aslında istihbarat ve kaos öğrenmeye gider.
İstihbaratın ve operasyonların özelleştirilmesi; “ insan öldürmeyi” kişi başına ücret durumuna kadar indiriyor.
Haberlerden öğreniyoruz ki; Amerikan özel istihbarat şirketinde bir Hintli, IŞİD adına savaşırken 55 kişi öldürmüş. Ancak parasını alamadığı için IŞİD’dan ayrılarak, Hindistan’a dönmüş. Orada tutuklanmış.
Felaket kapitalizmi öldürme işini “parça başı” ücrete dönüştürmüştür.
Üretkenliği artırma, maliyeti minimize anlayışı…
Hani piyasa ekonomistleri önce birey var, diyorlar ya… Bu, önce öldürme sonra ücret işine dönüşüyor.
Kapitalizmin kılcal damarlara kadar inmesi; “öldürmenin özelleşmesi”, savaşın özelleşmesi anlamına geliyor.
Bizdeki profesyonel ordu sevdalıları, ya da ajanları da, aynı işi bize öneriyorlar.
Ülkemizi kaos’a sokan da bu terör endüstrisidir.
Amerika hiçbir yerde terörle mücadele etmez. Terörü kullanır.
Türkiye’de PKK terör örgütünü kullanan ABD, Suriye’de kilidi açmak için IŞİD’ı devreye soktu.
ABD’nin bombaladığı alanlara bakarsanız, sanki bir Sünni kaos devletinin sınırları çizilmektedir.
IŞİD, PKK ve Peşmerge milli devletleri istikrarsızlaştırmak için kullanılan enstrümanlardır.
IŞİD’ı vurduğunu söyleyen
ABD aslında Suriye alt yapısını vurmaktadır. Köprüler, fabrikalar vs.
PKK, Amerikan silahlarıyla Hakkari’ye vali atamıştır. Eski Hakkari Belediye Başkanı Kazım Kurt Hakkari valisi olmuştur.
Ülkemizdeki Batılı şirketlerin ve televizyonların, hem istihbarı hem de operasyonel ajanlarla dolu olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.
*Amerika’da çıkan bir çok makalede sıkça kullanılan bir tabir.
