Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nazlı ÖZBURUN

Farkederek Yaşama Becerisi

Nazlı ÖZBURUN Yazar Nazlı ÖZBURUN
29 Eylül 2013
Nazlı ÖZBURUN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

8 Nisan 2007’de bir adam, Washington metro istasyonunda, kemanıyla 45 dakika boyunca altı adet Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip gider. Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kendisini fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.

Kemancı, ilk bir dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. En uzun süre dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.

Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.

Kısaca aktarmaya çalıştığım bu hikaye aslında insan davranışlarını anlamak üzere yapılandırılmış deneysel bir çalışma. İnsan olarak yapımızdaki acelecilikten ve kendi içimize yoğunlaşarak yaşadığımızdan olsa gerek etrafımızda olup bitenleri fark edemeden öylesine yaşayıp gidiyoruz. Yanımızda, yanı başımızda bizim için çok şey ifade edecek birçok şeyi de görmeden, göremeden kaçırıyoruz.

Algılarımızı korkularımız, hayal kırıklıklarımız ve beklentilerimiz belirliyor çoğunlukla. Beklemediğimiz bir güzelliği de algılayamıyoruz durum böyle olunca. Hayattan aldığımız lezzet azalıyor. Algılarımız bizim tarafımızdan daraltıldıkça hayatımız da daralıyor. Ruhumuz sıkılmaya başlıyor. Etrafımızdaki her şey ve herkes sıradanlaşıyor. Elbette bu sıradanlaşma bizim gözümüzde gerçekleşiyor. Yoksa gerçek olan bu değil.

Hayat her daim dinamik ve bize yeni şeyler öğretmeye, yeni deneyimler yaşatmaya hazır. Biz istemediğimiz için fark edemiyoruz, fark edemedikçe de hayatı rutin ve can sıkıcı bir şey olarak algılamaya başlıyoruz. Yaşamdaki içe gömülmüşlüğümüzle, hastalıklara, özellikle de depresyona davetiye çıkarıyoruz.

Mesela, yeni bir dönem olması nedeniyle dernekler, belediyeler, gazeteler, dergiler yepyeni programları duyurma, haberdar etme çabasındalar. Aslında her insanın kendisini tanımak adına yapabileceği onlarca alternatif sunuluyor. Televizyon, iş, ev, uyku ve yemek yeme arasında sıkışmış insana nefes olsun diye… İlanlar, afişler, mesajlar, duyurular. Ama bütün bu çabaların sonucunda bir kongreye gitseniz veya bir belediyenin düzenlediği seminere katılsanız hatırı sayılır miktarda insanla karşılaşıyorsunuz. Alanında uzman birçok insan bazen ücret ödemeden, bazen cüzi ücretler ödeyerek yanı başımıza geliyor. Biz kendi üçgenlerimizde fark etmeden kaçırıp gidiyoruz.

Diğer taraftan kimseye güvenmeyen ve durmaksızın yapacak bir şey olmadığından şikayet eden onlarca insanla çalışıyorum. Başımızı kaldırıp baktığımızda göreceğimiz kadar çok seçeneğin olduğu zamanlarda yaşıyoruz. Farketmek için istemek, bakmak, görmek, durup düşünmek ve adım atmak gerekli. Durup şikayet etmek, her şeye küserek yaşamak değil.

Metrodakiler dünyanın en iyi müzisyeninin çaldığı en iyi besteleri bile dinlemeye üç dakika ayırmadılar. Ve o gün onlar için sadece metroya bindikleri, işe gidip geldikleri sıradan bir gün olmanın dışında bir anlam taşımıyordu.

Bizim hayatlarımız da farklı değil aslında, karşımıza çıkan beklenmedik seçenekler ve durumlar için ayıracak zamanımız yoksa, merak edebilme, hayret edebilme, anlama yeteneğimizi kaybetmişsek gerçekten yaşıyor ve yaşamdan lezzet alıyor sayılabilir miyiz?

Sonbahardayız, yaradılışın bütün güzelliklerini fark etme, üzerinde düşünme zamanı. Ekim ayı yıl boyu yapılacak pek çok çalışmanın, programın, kursun başladığı bir ay. Yazın rehavetinden kışın uyuşukluğuna düşmeden etrafınıza bakmanın alternatifleri görmenin ve değerlendirmenin zamanı. Bugüne kadar yapmayı isteyip ertelediklerinizin başlama zamanı gelmiş de geçiyor olabilir.

Güzel ve anlamlı olan her şey ille de çok paralar ödediğimizde ulaştıklarımız olmaz. Metroda dinlenmeyen, fark bile edilmeyen aynı müzisyenin konser biletlerinin bir kaç gece öncesinde yüz dolara satıldığını düşünürsek, farkında olmadan yaşamanın pahalıya patladığını da söyleyebiliriz.

Bu yazının içinizde bir muhasebe duygusu oluşturmasını ve hayatınızın bu noktasından geçerken yapmak istediklerinizi ve önceliklerinizi belirlemeye yardımcı olmasını temenni ederim…

Nazlı Özburun / Aile Terapisti
nazliozburun@gmail.com

Paylaş
Etiketler: yaşam
Önceki Yazı

Vedat Fidanboy’dan: Küçük Dünyamdaki Büyük Aşklarım

Sonraki Yazı

Kahrolası Muhalefet ve Sine-i Millet Zamanı

Nazlı ÖZBURUN

Nazlı ÖZBURUN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Nazlı ÖZBURUN

Dokunduğun Ruhları Harabeye Çeviriyorsun

26 Ocak 2015
5k
Nazlı ÖZBURUN

Boşanmak Asla Kolay Olmadı…

25 Kasım 2014
5k
Nazlı ÖZBURUN

Güvenli izolasyon

14 Ekim 2013
5k
Nazlı ÖZBURUN

İlişkilerin Doğası

02 Ağustos 2013
5k
Sonraki Yazı

496 Sahra Topu/-56 Leopar Tank/-28 Dolar Milyarderi ve Çin Füzeleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap