Öğrencilerine, sosyal dersinde, “tehlikeli okul yolları” belgeselini ödev olarak vermişti. Tehlikeli yollarla ilgili alınabilecek önlemler, konuşulacaktı. Öğrenciler belgeseli izleyecek ve sınıfta konu olarak işlenecekti.
Kardeşim, ikinci haftanın ilk günü, belgeseli izleyeniniz oldu mu? Diye sordu.
Sınıfın en kısa boylusu olan Harun, babam kahveden geldiğinde ilk işi rütüğe (TV kumandası) saldırmak oluyor. Ajansı dinlemesem olmaz, diyor. Rtük babamın elinden düşmediği için izleme şansım olmadı, dedi.
Yusuf, parmak kaldırdı. Gerçek olan yoldaki tehlikeler değildir. Tehlike yapılan görevdir. Çünkü en küçük aksaklık canına mal olabilirdi. Onun için belgeseli izlemene gerek yoktur. Ödevi ise bir iki cümle ekler konuşursun. Sel sularının olmadığı yeri bilmiyorlar mı? Babam sinirlendi ve tehlikesiz yollardan gitsinler. Onları da ben mi düşüneceğim. Maçımı izlemem gerekiyor. Babamın da rtüğü maçıdır, dedi.
Öğretmen, iki hafta sonra, belgeselden bahsetti. Sıra, belgesele gelmişti. Öğrencilerin yüzleri bir hoştu. Her biri dertli dertli, mırıldanmaya başladı.
Remzi, Dedem rtüğü alıyor ve akşama kadar çalıştım, avcıları izleyeceğim, diyor. Başında kalpağıyla, televizyonun önünü kesiyor ve hiçbir şey izletmiyor. Arada kalpağını çıkarıyor ve kafasının derisini yoluyor. Deri parçaları lapa lapa yağan kar gibi omuzuna dökülürken, askerde avcı taburuyduk. O günleri yad ediyorum, diyor.
Ahmet parmak kaldırıp söz istedi. Ağabeyim, öğretmenimiz, zurna çalacakmış, onu izleyeceğim, diye rütüğe el koydu. Öğretmeni çok önemli zurnacıymış. Ödevimiz var, belgeseli sizin de izlemeniz gerekir, dedimse de kabul etmedi.
Şahin, annem akşama kadar sizin için uğraşıyorum. Ne yemek yapacağımı bilemiyorum. Biraz yemek yapma programını seyretmemi çok mu görüyorsunuz. Annem az sonra uyukluyor. Fakat rtük elinde almaya kalksan kıyamet kopuyor. Okuyup da ne yapacaksınız. Bitirseniz de dervişin kızı gibi mülâkata takılacaksınız. Rtüğü sallayıp kendine güvence yapıyordu.
Kardeşim, içinizde ailece izleyeniniz oldu mu? Diye sordu.
Ayşe ayağa kalktı. Babam görevdeydi. Annem sessizce tehlikeli yol ne demek görelim, dedi. Programı izledik ve üzüldük. Annem, zor şartlarda okumak böyledir, dedi. Öğretmenleri de öğrencilerine yakınlık göstermedi, dedi.
Tevfik, ayağa kalktı. Babam başka ödev bulamadınız mı? Dedi. Dizimiz başlıyor. Geçen sefer adamın kızı kaçırmasında kalmıştı. İzlemesem olmaz. Ödevini yaptırırım ve okur anlatırsın, dedi. Ağabeyimde rtüğe sahip çıktı ve izleme şansım olmadı.
Tehlikeli okul yolları belgeselini izledim. Fakat annemle babamın kavgası yüzünden bir şey anlamadım. Babam biraz kendine geldiğinde eskiden televizyon mu vardı, Diyerek tepkisini gösterdi. Televizyona hasta olduğumuzu söyledi.
Tekin’in konuşması farklıydı. Çünkü rtük için problemi yoktu. Problem geçim içindi. Babam geçim adına televizyonun çalışmasını istemiyordu. Bir şey söylesen,” emekliyim emekliyorum,” diyordu.
Nazlı, rtük kimin elinde ise onda kalıyor. Kendi isteğinle bir olayı izlemen olası değildi. Dedem ile babam arasında paylaşılamıyor. Çünkü birbirine zıt görüşlü iki insan olamaz. Bazen kırıcı da oluyorlar. Belgesel nedir diziler varken deyip konuşmamızı isteğimizi yaptırmıyorlar.
Kardeşim, farklı bir görüş belirtmek isteyeniniz? Dedi.
Annem dersimiz için rtüğü verir. Fakat program zamanı yemek yemekte olduğumuz için rahat izleyemiyorum, dedi. Yalnız fakirliğin onlar için de kader olmadığını bilmeleri gerekir, dedi.
Öğretmen, “ailenizin, kayıtsız kalmasına üzüldüm,” dedi.
Hasan TANRIVERDİ























