İnsanlar içindir yollar..
Bir yeri diğerine, birilerini ise diğerlerine bağlarlar.
Bekletmeyelim yolları dedik.
İnsanın ve geçmişin izinde, sırlarla birlikte, yine düştük yollara..
Hazırlık; 1-2 su şişesi (küçük su bile 30 TL bazı yerlerde, bu bile önemli mesele), enerji için biraz kıyıntı, ufak bir termos çay, yedek kıyafet, ne olur ne olmaz diye bir de yağmurluk.. Çantamız hazır.. Haydi o zaman; istikamet; Patara..
Sahilden yola çıkarsanız, Antalya – Kaş yolu size muhteşem bir manzara sunar. Bu mevsimde sonbaharın güzel havası, sokaklardaki begonvilleri, muhteşem manzarası ile Kaş’ın tadına doyum olmaz. Kalabalıklar yavaş yavaş el etek çekmiş, sokaklar biraz da olsa sakinlemiş, konaklama fiyatları bir adım geri gelmiştir. Dönemeçli, yılan gibi kıvrılan bu yolda şoför koltuğunda değilseniz yol keyiflidir.
Patara; Fethiye Kalkan arasında Xanthos Vadisi’nin güneybatı ucundaki Gelemiş Köyü’nde yeralıyor. Likya’nın en eski ve en önemli şehirlerinden biri. Kısacası yolculuk büyülü Likya’ya.
O zaman çok da yorulmadan, yayla yolunun güzellikleri ile gidelim bu defa. Defalarca sahilini gördüğüm, Caretta-Carettaları ile ünlü, plaj kumunun neredeyse çöl kumunu andırdığı Patara’nın antik kent bölümü bu sefer hedefimiz..
M.Ö. 13. yy a ait Hitit metinlerinde “Patar” olarak yeraldığı söyleniyor kentin.
Güzel bir yayla manzarası ile zahmetsizce ulaştığımız antik kent girişinde 3 kemerli güzel bir Roma Zafer Tak’ı karşıladı bizi.
Işık güzel, alan güzel. Buradaki fotoğraf çekiminin ardından, Tepecik Akropolü’ne çıkıyoruz. Tepecik’in doğu yamacı eteklerinde Demir Çağı öncesine ait taş balta bulunmuş. Vadinin denize açılabilecek tek yeri olması sebebi ile olmalı, anlaşılan buraya insan yerleşimi çok eski.
Meclis binası, tiyatrosu, Hurmalık Hamamı, üç nefli Liman Kilisesi, granariumu(tahıl ambarı), Bizans Kalesi, Bizans Kilisesi, Korint Tapınağı, mermerli ana caddesi.. Kalıntılar görülmeye değer.
Tak’ın hemen yanında tepeye konuşlanmış Likya bey konağına dair kalıntılar da mevcut.
Vespasian Hamamı’nı gezerken kapı üstündeki yazıtta özellikle silinmiş bir bölüm var. Aslında İmparator Nero için yapılan bu hamam, Nero’ nun “damnatio memoriae”( tarihten izleri silme) cezasına çarptırılması sebebi ile sonraki imparator Vespasian’ın adını almış ve yazıtın üstünden Nero’nun adı silinmiş. Roma bu yazıtı değiştirmek yerine gücünü göstermek için kısacası “ ne olursan ol, farketmez. Ben Roma’yım, ben büyüğüm. Bir hatanda böyle silerim seni işte” demiş.
Şehirde farklı yerlerde poligonal (çok şekilli/köşeli taşların birbirine geçme sureti ile örülmesi) ya da kiklopik duvar örüntülerine rastlayabiliyorsunuz.
Meclis binası içinde ise enteresan bir bölüm var. Kapısında Apollon, Artemis ve Dionysos simgesi arı, kertenkele ve asma figürü.
Pencereleri çok yüksekte bu karanlık odanın. O döneme ait geçici bir nezarethane de olabilir.
Bir tekne göreceksiniz kentte, şaşırmayın. Bulgaristan’dan yola çıkan bu tekneyi Bolivya kamışından arkeoloji öğrencileri yapmış. Merak ediyorlar; “ o dönemde insanlar neyle, nereye kadar nasıl gidebiliyor? Sonra da bunu Patara’ya hediye etmişler. Enteresan ve hoş..
Güzel manzarası, kalıntıları, denizin çekilmesine rağmen ondan kalanıyla da güzel bir antik kent Patara. Tarih boyunca da, özellikle gıda/ tahıl sevkiyatı noktasında önemli bir yer.
Tarihçesine gelince;
M.Ö 3. Yüzyılda Ptolemaios egemenliğine giren şehir, M.Ö.2. yüzyıl başında Likya’ nın Seleukos Krallığı tarafından kontrol edilmesiyle başkent gibi kabul görmüş.
M.Ö.167-168 yılında Roma’ya karşı özerk, Rhodos’ a karşı tam bağımsız ve Likya Birliği’nin başkenti olmuş. Meclis binası ve tiyatro hellenistik dönemde yapılmış ve Roma egemenliğine geçtikten sonra da, bir deniz üssü olmasının ve ticaretin de etkisi ile önemini hiç yitirmemiş. Apollon’un doğduğu yer olarak ünlenen, ve onun önemli kehanet merkezlerinden biri olduğu bilinen kentten ilk kez Heredot bahsetmiş. Hristiyanlar için de önemli bir merkez olduğu, ”Noel Baba” diye anılan Saint Nicholas’ın Pataralı olduğu kaynaklarda geçmekte. M.Ö. 325 İznik Konsülü’nde Lykia’nın tek imza yetkilisi de Patara Piskoposu Eudemos olmuş.
Şehrin suyu İslamlar Köyü yakınlarında, Kızıltepe yamacından getirilmiş.
Montesquieu, Kanunların Ruhu kitabında Likya Birliği’nin yönetim biçimini, “En mükemmel cumhuriyet örneği” olarak göstermiş.
Ulaşıma gelince; Kaş’tan Patara’ya dolmuşla geçebilirsiniz. Konaklamak isterseniz Patara’da antik kentin hemen yakınında da konaklayabileceğiniz güzel pansiyon/otel/apart ya da cebinize göre ne ararsanız bulabiliyorsunuz. Biz, keşfetmek ve öğrenmek için buradaydık ve gecelemek için; hesaplı, hoş bir aile işletmesi olan Zeybek2’yi tercih ettik grubumuzla. Oldukça da memnun kaldık. Antik kentle plajın yakın olması da ayrıca güzel. Bu mevsimde tatil için de sakin ve güzel bir yer Patara. Tarih, deniz, kum ve güneş.. Hepsi birlikte yaşıyor Patara’da.
Bizse devam ediyoruz Likya yollarına …
Aydınlık, adil, barış, huzur, esenlik ve refah dolu, özgür yarınlar dilerim.
Sevgi ve saygılarımla
İstanbul ,Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi'nden hemşire olarak 1989 yılında mezun oldum.
Severek ve isteyerek 1991 yılında girdiğim İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nü okulumuzun, değerli hocalarımızın katkısı ile 1995 yılında bitirerek ilk lisans diplomamı aldım. Gece nöbetçi hemşirelik, gündüz üniversite öğrenimi ile, çalışarak okuyanlardanım.
1995 yılında İstanbul'da özel bir bankada memuriyete başladım. 2017 yılında aynı bankadan emekli oldum.
İlgi alanım olan tarih ve toplum konusunda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü'nü 2020 yılında,
aynı fakültenin sosyoloji bölümünü 2023 yılında tamamladım.
Tarih, arkeoloji ve toplum özel ilgi alanım.
Halen Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Medya ve İletişim önlisans bölümü öğrencisiyim.
Öğrenmek yaşam boyu süren bir aktivitedir, kendim için devam diyenlerdenim.
Üniversite öğrencisi tek çocuk sahibiyim.
Yazmak, okumak, öğrenmek, araştırmak, seyahat ise vazgeçilmezim.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.