Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nuray KAYACAN

En Korkunç Acılar, Sessiz Acılardır…

Nuray KAYACAN Yazar Nuray KAYACAN
11 Mart 2012
Nuray KAYACAN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Maslak Kasrı burası. Kasr-u Hümayun. Sen ne güzel şeysin. Her gün yeni bir güzellik göstersen de hala şaşırıyorum ya sana, hayret!

Ey Dünya! Ey! Sen benimle dalga mı geçersin?  Fanusun tepesine kadar iğrençliğe bulanmışsın, ne hakla ve ne hadle kahrıma gülersin? Hey! Sana söylüyorum, yuvarlak köşelerinde fütursuzca tekmelediğin canım acıyor artık, bırak. Beni benimle yalnız ve kendi halime bırak.

Her yazın güzü neden hep acı! Güz neden her zaman ve daima acı! Soğuyan havaya buhranları katık etmezsek ürpertmez mi teni?  Sıkıldım bu kısırdöngüden yok mu bunun bir hal yahut bir çaresi? İnsanlığın kötülüklerinden sıkıldın ve şöyle bir silkelendin öyle mi? Deprem oldu. Üzüldün ağladın uzak diyarlarda sel oldu, derin bir of çektin kasırga koptu, bir iç geçirdin hortum… Gerisini saymayayım utandın, ama sen de bir dur. Tepki verme artık, sen de bir dur. Bırak biz kendi halimize kendimize kıyalım. Komşumuzun canına sen zahmet etme kendimiz kıyalım. Biz yeterince kötüyüz anla ve ceza verme. Akıllanmayacağız anla, eza etme. Biz ezamıza meftun biçare esfele safiliynleriz. Eşrefi mahlûkat olmak gaye. Ama ne çare; biz sefilliği şerefe tercih ederiz.

9.7 Şiddetinde Depresyondayım Doktor!

Burası benim ülkem, dilekçemde belirteyim. Çatışmaydı, depremdi derken Richter ölçeğine göre ağır çapta bir depresyona yelken açtık. Bir yere gitmek bir şeyler yemek istedi kendi kendine tedaviye meyyal bünyeler. Ama hayır yanıtını aldı. Çıkmak istemedi, karbonhidrat tedavilerini bu kez reddetti. Sararan yapraklarla savruldu canlar. Kopup yittiği çınarına koşmak istedi ama savruldu. Rüzgâr eşliğinde çiğneneceği asfaltın bir köşesine savruldu. Keşke tekrar bahar olsa, salınsam ağacımın incecik dalında. Ama geçti. Kopan hiçbir yaprak, yiten hiçbir can geri gelmezdi.

Tedaviye cevap verdim ve çıktım. Buhranlarımı yanıma alıp sürekli yamacından dolanıp onu yok saydığım bir mekâna vardım. Önünden geçen araçların o yokmuş gibi davranmasına inat nasıl da yeşil yeşil baktı gözlerime. Onda kendimi gördüm ve içeri daldım. Askerler “durun bayan” dedi. Hah dedim şimdi yandım. Başımdaki örtüye rağmen, rağmenlere ram olup neden her yere dalardım? “Yasak mı?” dedim. “Hayır” dedi, “Bilet alın.” Önyargıma bir fırça atıp, bir liralık bileti alıp uygun adım marşa bastım.

Ne Güzelsin Dünya, Bana Çirkinliğimi Hatırlatırcasına…

Dünya sana sesleniyorum. Ne güzel şeysin. Maslak Kasrı burası. Kasr-u Hümayun. Sen ne güzel şeysin. Her gün yeni bir güzellik göstersen de hala şaşırıyorum ya sana, hayret! O çiçekler, o ağaçlar, o gökyüzü ve sen. Ne fena şeysin. İsteyince oluyor demek. Bakmasını bilene karabulutlar ardından vuran güneş hüzmeleri gibi, sonu gelmeyen uzun tümceler gibi soluksuz bırakan güzellikler bahşedersin. İsteyince oluyormuş demek. Sen var ya sen, insanı delirtircesine pervasız, aşüfte, soluk kesen güzelliklerinle manyak bir şeysin.

“Köşkü Gezmek İster Misiniz?”

Kim bu adam şimdi, tam da kendi kendimle sohbet halindeyken… Kapısı kilitli köşkü gezdirmekle görevli adama cevap verdim:

“Elbette!” Padişahlara ev sahipliği yapan mekânı görmeyeceksem neden geldim?

“Büyükdere Caddesi üzerinde, İstinye ve Tarabya kavşakları arasında yer alan yapı; II. Mahmut zamanında inşa edilmiş, Abdülaziz döneminde eklemeleriyle birlikte bitirilmiştir. II. Abdülhamit bu köşkü dinlenme ve av köşkü olarak kullanmış, V. Murat’ın tahttan indirildiğini ve Osmanlı’nın yeni hükümdarı olduğunu bu köşkte öğrenmiştir.” 

Tur rehberliğine soyundu amcam, anlatıyor.

“Maslak Kasrı; Kasr-ı Hümayun, Mabeyn-i Hümayun, Paşalar Dairesi, Çadır Köşkü ve limonluktan oluşur. Diğer Osmanlı yapılarına nazaran daha sade bir görünümde olan köşkün değişik yerlerinde Abdülhamit’in tuğraları yer alır. İşte geldik. Bir saniye anahtarımla kapısını açayım.”

İlk defa böyle bir şey görüyorum. Kapısı ziyaretçi gelince açılan bir müze. Kendimi emlakçıyla dolaşan kiralık daire arayışında biri gibi hissediyorum.

Yok amcamın bana aldırdığı falan yok, anlatmaya devam ediyor.

“Kasr-ı Hümayun: Bu kasırda Sultan Abdülhamit’in çalışma ve yatak odaları bulunmakta. İki katlı olan yapı, çatı ve bodrum katlarına da sahiptir. Girişinin iki yanında sütunlar ve bu sütunlar üzerinde bir balkon bulunur. Tüm odaların tavanları ve salonun duvarları renkli kalem işi resimlerle süslenmiştir.”

İhtişama Gel Ağabeycim, Ama Bir O Kadar da Sade

 Sahi neden çok az insan var ziyaret eden. Geneli de bohem tipler. Kalburüstü insanlar, o da ne demekse! Canım anlayın işte, hani şu elinde haritayla gelen, müzeye gelmeden önce üzerine okumalar yapan tipler, tarih tutkunları, entelektüeller…

Burası gerçekten atıl bir güzellik. Marangozluk sanatının üstadı Abdülhamit bu köşkteki birçok mobilyayı kendisi yapmış. Çift taraflı döner merdivenlerden üst kata çıkıyoruz. Bu merdivenlerin oymalarını kendi elleriyle ve çivi kullanmadan yapmış. Allah’ım bazı insanlara ne kadar sabır bahşediyorsun. Bu merdivenleri tırmanırken bir padişahın elleriyle yaptığı pervazlara dokunmak çok tuhaf hisler uyandırıyor. Üst kattaki yatak odası orijinal, bu yapıya ait… Diğer odalardaki oturma grupları ve diğer envanterlerin birçoğu diğer saray ve köşklerden toplama. Çalışma masasına özellikle dikkat edin, el işçiliğine. O da Abdülhamit’in eseri. Depresyonum, bak bunları düşünürken aklımdan çıkıverdin farkında mısın? Al sana bir de gülücük fırlattım, sinir olduğunla kalasın.

 Yine Gelin, Hep Gelin…

Görevini tamamlamanın yüzüne yaydığı tebessüm soslu haklı gururu ile. “Ziyaret günleri, Pazartesi ve Perşembe dışında haftanın her günü 09:30 ve 17: 00 saatleri arasında, yine bekleriz.” diyor amcam.

Yine geliriz elbet. Evde dört duvar arası depresyon çekilmiyor. Açık havada etrafa dağıttığım soru ve ünlem işaretleri beni rahatlatıyor. Kapalı mekânlarda dertlenmek sigara içmek kadar tehlikeli… Yasaklanmalı! Hüzün, melankoli ve stres etrafa bol dumanlı sinir izmaritleri saçıyor. Yasaklanmalı!

Hele şükür! Kafam bir dünya değil artık yalan dünya, rahatladım. Hele şükür! Sana duyduğum hıncı kendi çapımda erittim. Dünya bana iyi davranmadın. Yine mi sitayiş, evet! Zoruna gittiyse birazcık merhamet et! Bak yine söylüyorum ben insanım. Senin kahrına yok gerek, ben yeterince gaddarım. Yapabileceklerim beni bile korkuturken bir de sen dert katma, tek ayaküstü beklettiğin kara tahta önünde duyumsadığım tebeşir kokusu kadar gerçek sana olan isyanım. Dilekçemi bir dağın yamacına bıraktım, beni benimle bırakmanı saygılarım arz etmekten sen değil, ben de usandım.

Paylaş
Etiketler: yaşam
Önceki Yazı

Üniter Devlete Dikkat!

Sonraki Yazı

Bisfenola Yiyecek Kutularından da Çıkarılıyor

Nuray KAYACAN

Nuray KAYACAN

İlişkili Yazılar

Nuray KAYACAN

Skandal

11 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Sıkıldık Gayri

10 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Türban Çıkmazı

08 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Ne Hale Geldik?

03 Temmuz 2012
5k
Sonraki Yazı

Bisfenola Yiyecek Kutularından da Çıkarılıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap