En Güvenilir Kurum

Kendimi bildim bileli anketlere çok da güvendiğimi söyleyemem. Anketlerdeki soruları bana sorulsaydı en azında bir kısmına istediğim, doğru bildiğim cevabı vereceğimi sanmıyorum. İstediğim cevabı vermem halinde bile değerlendirmelerin objektif yapılacağından emin değildim.

Anketlerin bir kısmı ısmarlama, bir kısmının “brifinglere dayalı” olduğunu biliyorduk. Bir kısmının bazı konularda manipulasyona yönelik olduğunu da biliyorduk.

Ama bir anket var ki değmeyin gitsin;

Her anketten aynı sonuçlar;

% 99

% 98

Bilemediniz

% 97,8

…

Yapılan anketlerin tümünde “en çok güvendiğiniz kurum” sorusuna %99 oranında “ordu” diye cevap veriliyordu. Öyle bir güven! ki halk arasında meşhur deyişle; “noterde yanlış olur, orduda olmaz” inancı, anlayışı hakimdi.

Evet, bizim anketlerimizde hep aynı sonuç çıkardı. Değişik şirketlerin anket sonuçları da aynı doğrultudaydı. Mübarekler anlaşmışlar sanki, anket sonuçlarında bir tek bunu tutturuyorlar gibi bir izlenim bırakıyorlardı.

Hayır, yani diğer bütün sorularda aldıkları cevaplara ve oranlar farklı farklı iken ve sıra “en güvenilir kurum” sorusuna gelince anket yapan şirketler aynı oranda “ordu” cevabı alıyorlarmış.

Enteresan diyeceğim ama yetmiyor.

Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı belli şartları haiz olduktan sonra askerlik görevini yapmış, askerliği bitirip memleketlerine geldiklerinde de çevrelerine yaşadıklarını/çektiklerini en detayına kadar anlatmış olmalarına rağmen “en güvenilir kurum” olarak ordunun çıkması gerçekten çok enteresandı.

Başbakanını bakanlarını asmış bir ordu,

Asılan başbakanı, halk tarafından en sevilen başbakanı ve en son yine desteklenen başbakanı, yarası hep taze kalmış Adnan MENDERES’i idam ettiren ordu “en güvenilir kurum” üstelik % 99 oranında.

10 yılda bir darbe yapan, halkın iradesini süngüsüne takan ordu “en güvenilir kurum” ve % 98 oranında.

Dindar bir halkın dini değerlerini hiçe sayan,

Ezanını Türkçeye çeviren,

Kur’an okunmasını yasaklayan,

Mevlidi irticai faaliyet addeden ordu “en güvenilir kurum” ve % 97,8 oranında.

Bu kadar güvenilen kurum olunca yaptıkları bütün “rutin dışı”lıkları mazur görülecekti elbet!

Tanklarını yürütür “bir bildikleri var”

Darbe yapar “vatanı kurtarırlar!”

Başbakanı asarlar “hainler cezalandırılmış sayılır, ülke kurtarılır!

Bütün bunlara rağmen anketlerde “ordu en güvenilir kurum” olurdu, % 99 oranında.

İç işleyişi cabası;

İçtimada ufak bir ayak uyumsuzluğunun en ilkel şekilde dayaklarla cezaya reva görülen halk “en güvenilir kurum ordu” diyecek öyle mi?

En son duyduklarımıza ne demeli?

Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU’nun helikopterinin düşüşü esnasında F–16 savaş uçaklarının o bölgede görülmesi. Hatta helikopterin düşmesinde “görev aldıkları” iddiası…

Bunların detayları bilinmez elbette ki ama “şuyu’u vuku’undan beterdir” dedikleri böyle bir şey olmalı.

Yalnız bu olsa “hadi canım sen de” diyebiliriz. İşte, az önce bir tümgeneral taha tutuklandı.

Sebep, darbe planları, hükümeti düşürme planları…

Tamam, orduyu yıpratmayalım,

El hak doğru, ama ordu kadar kendisini yıpratan olmadı.

“Başka ordumuz yok” doğru, ama başka halkımız da yok. Kaldıki halktan bir çok ordu çıkar ama ordudan bir tane bile halk çıkaramazsınız.

“Kimse bizi ordumuza düşman edemez”, hay hay, ama ordumuz da bizi düşman görmemeli(ydi).

Bütün bunları yaşayan bizlerin nasıl oldu da anketlerde TSK/orduyu “en güvenilir kurum” olarak seçtiğimizi anlayan bana da anlatsa da rahatlasam, uyuyamıyorum da…

NOT:

TSK’daki 28 Temmuz sonrası yapılanma bu güveni hak edecek ümit ve temennisindeyim.