Dostlarım bu gün 1 Mayıs. Dünyaca kabul edilmiş Emek ve Dayanışma Günü İşçi Bayramı.
Bu konuda o kadar çok şey yazabilirim ki var olan sesin hükmüyle ve dahi tecrübelerimle.
Çünkü yaşım yetmiş bir ve 1970 yılından 2000 yılına kadar çalıştım. Herkes diyebilir ki fikir işçisi bir yöneticiydin. Ben masa başı çalışmayı tercih etmedim. Arkamda o kadar çok yetiştirdiğim mühendis ve teknik insan vardı ki çalışma hayatımın son zamanlarında istemesem de masa başında oturdum çok az. Ben şirketimin şantiyelerinden sorumluydum, fabrikada imalattan sorumluydum. Marinaların altında üstünde geçti hayatım. Yeri geldi anahtar, tornavida elde yeri geldi ustalarıma çıraklık yaptım yeri geldi çırak gibi yerleri süpürdüm ki ustalarım rahat ve temiz ortamda çalışsınlar diye…
Ben hem fikir işçisi hem tatbikat işçisiydim. Her insan işçidir üretir. Hiçbir iş yapmayanda üretir. Ne üretir? kötülük üretir. O nedenle kimseyi işsiz bırakmayın ve evine ekmek almak için üretsin.
2000 yılından sonra hep fikir işçisi oldum makale yazdım şiir yazdım. Hobim olan bu konuyu amatörce 2000 yılından buyana sürdürmeye çalışıyorum…
Ülkemizde ilk olarak 1906 yılında kutlanan ve o tarihten günümüze kadar üzücü olaylarında yaşandığı 1 Mayıs İşçi Bayramı bilindiği gibi tüm dünyada kutlanmaktadır. Ülkelerin gelişmesinde ekonomilerinin yapılanmasında büyük emeği bulunan işçi kardeşlerimizin hak arayışlarının mücadelesini simgeleyen bu özel günlerinde bir emekçi olarak tüm kalbimle yanlarındayım.
Ama şu son günlerde haklarını hiç ödeyemeyeceğimiz beden işçileri kim biliyor musunuz? Sağlıkçılar ki aynı zamanda fikir işçisidirler ve belediyelerimizin temizlik çalışanları.
Biz dikkat etmiyor mikrop kapıyoruz sağlıkçılar bizi yaşatmak için savaşıyor, biz kirletiyoruz sokakları, temizlik görevlisi emekçiler biz pis sokaklarda dolaşmayalım diye temizliyor…
Ama en hakkı ödenemeyecek emekçiler kimdir derseniz bana. Derim ki yüzlerce binlerce toprağın altında çalışan maden işçileri…
Çalışmak ve aileye ekmek götürmek kutsal bir duygudur. Ne mutlu ki, işçi ve emekçi kardeşlerimiz bu duyguyu yaşadıkları gibi çalıştıkları alanda da topluma hizmet ederek en güzel şekilde yaşamaktadırlar.
Toplumun her kesiminde üreten, geliştiren ve hizmete sunan işçilerimizin emeklerinin karşılığını alabilmek, haklarını savunmak amacı ile kutladıkları 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutluyor, yaptıkları hizmete karşılık maddi bir tutarın yeterli gelmeyeceğine olan inancımla
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün anlamına uygun, insan onuruna yaraşır bir şekilde, kardeşlik duygularıyla, huzur, güven ve barış ortamında kutlanmasını temenni eder tüm emekçilerimize saygı ve şükran duygularımı sunarım.
İşte yukarıda da anlatmaya çalıştım ya. Dün canımı sıkan bir konu yüzünden aşağıda ki yazıyı yazdım ve okuyun isterim. Özellikle şair dostlarımın okumasını isterim. Çünkü onlarda birer şiir işçisi… Ve her insanın bir mesleği var ve mesleğini şiirle anlatabilir, bahar bayramı havası içinde. Her mesleğin kendin özgü zorlukları vardır. Her mesleğin Dünya insanımıza bir katkısı vardır. Sevilerek yapılan her bedensel ve fikirsel emek değerlidir..
Sevgi emek ister, emekse karşılık bekler…
Şimdi bu kadar girizgâhtan sonra asıl yazımıza dönelim dostlarım…