Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazar, Aralık 7, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ali Şeyh ÖZDEMİR

Eleştiriyi Eleştirmek

Ali Şeyh ÖZDEMİR Yazar Ali Şeyh ÖZDEMİR
22 Ağustos 2008
Ali Şeyh ÖZDEMİR
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Bir yanlışı, bir eseri, bir konuyu, doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek maksadıyla inceleme işi, tenkit. Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik.” Diye tanımlıyor eleştiriyi TDK sözlüğü… Eleştirmene de eskiler “münekkit” derlerdi.

Eleştiri, bize bir yazı türü olarak Tanzimat’la birlikte girmiştir. Oysa sosyal hayatta eleştiri, başlangıçtan bu yana süregelmiştir. Çünkü eleştiri, kişinin sosyal gelişimini olumlu yönde etkileyen önemli faktörlerden biridir. “Münekkit” sayesinde kişi, eksiklerini, yanlışlarını ve hatalarını görüp düzeltmekte ve gelecekte daha az hata, daha az yanlış sergileyerek daima iyiye, güzele ve doğruya yönelmektedir.

Türk Milleti olarak biz, eleştiri kültürünü özümsemiş, bu kültürü baş tacı etmiş ender milletlerden biriydik. “Hatanı hatırlata hürmet et!…”,  atasözü bile, bu konuya ne kadar büyük hassasiyet gösteren bir millet olduğumuzu anlatmaya yeterlidir. Hem geleneklerimizden aldığımız kültür hem de İslâm inancının etkisiyle, “eleştiri kültürü” bizde en olgun biçimiyle kullanılmış ve toplumsal hayatımızda çok önemli bir rol üstlenmiştir.

İletişim ve teknolojinin çok hızlı biçimde gelişmesi, tüm dünyada olduğu gibi

-bilhassa bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ve geri kalmış milletlerde- millî kültürün yozlaşmasına ve onun yerini “hâkim kültür” diye adlandırılan gelişmiş toplumların (Avrupa ve Amerika) kültürlerinin baskısıyla ne idiği belirsiz yoz bir kültürün almasına sebebiyet vermiştir. Bu bozulmadan “eleştiri kültür” de pek tabiî olarak payını almıştır.

Şimdi “eleştiri” dendiğinde akla, sadece yanlışları bulup ortaya çıkarmak, eksikler üzerine hücum etmek gelmektedir. Okuduğunuz ya da dinlediğiniz eleştirilerin çoğunda “münekkit”, eleştirdiği konunun sadece olumsuz, eksik ve yanlış yanlarını ortaya koymakta, doğru taraflarını ise görmezlikten gelmektedir. Hâl böyle olunca, yapılan eleştiri daha iyiyi, daha güzeli ortaya koymak; yanlışları, eksikleri ve hataları görüp düzelmek yerine tartışmalara, münakaşalara ve hatta kavgalara sebebiyet vermektedir. “Eleştirmen” dediğimiz “münekkit”, konunun daha doğru ortaya konulmasına hizmet etmek amacının çok ötesinde; hata bulmak, yanlışı ifşâ etmek, hatta muhatabını küçük düşürmek gayesini güder hâle gelmiştir. Bu durum, eleştiriye uğrayanlarda “tahammülsüzlük” dediğimiz sonucu doğurmuş, az da olsa, doğru- dürüst yapılan eleştirileri bile kulak ardı eder hâle sürüklemiştir.

Eleştirinin vardığı bu sonuç, hem münekkidi hem de eleştiriye uğrayan muhatabı çok yanlış ve zararlara yol açacak bir yöne sürüklemiştir. Bu kaos içerinde “eleştiri” de tür olarak asıl özelliğini yitirmiş, kendini bilmezler aracılığıyla “hayra hizmet, güzele yöneltme” fonksiyonunu kaybetmiştir.

Günümüz Türkiye’sinde, gazete köşelerinde eleştiri yazısı yazan ve kendini “aydın” diye tanımlayanlara bir bakınız:  Büyük çoğunluğunun yazdıklarının eleştiri değil, hakaret, hatta küfür olduğunu göreceksiniz. Hemen hemen hiç biri eleştirdiği konu veya kişinin olumlu yönünü, doğru yanlarını hiç sergilemeyip, kendilerince buldukları eksik, hata, yanlış taraflardan hareketle, konuyu da unutup, kişilik haklarına tecavüze kadar varan, hakaretvari ifadeleri kullandıklarına şahit olacaksınız. “Her şeyi ben bilirim! Benim dediklerim doğrudur!”  edaları ve kuruntularıyla, mangalda kül bırakmayan bu sözde münekkitler, özde kendi egolarını tatmin etme, komplekslerini giderme gibi bir hastalığa duçar olmuş zavallılardır.

Eleştiri kişinin hak ve hürriyetlerine yönelik değil, kişinin söylediklerine, yazdıklarına ve icraatlarına yönelik olmalıdır. Her kişi saygındır; muhteremdir ve bir insan olarak eşittir. Onun kişisel hak ve hürriyetlerine –ne adla olursa olsun- tecavüz edilemez. Ancak kişi sözü, yazdıkları ve icraatlarıyla eleştirilebilir. Bu da “saygın bir üslûp” gerektirir. Bu gün münekkitler –maalesef-  konunun bu yönünden de uzaklaşmış ve eleştiri üslûbunu “hakaret üslûbu” hâline sokmuşlardır.

Türk Edebiyatı’nın üstün kalemlerinden okuduğunuz eleştirilerde, gerek muhatabın ve gerekse eleştirmenin birbirlerine çok saygılı davrandıklarını, bu davranış neticesinde de eleştirinin asıl amacı olan “doğruya yöneltme” fonksiyonun gerçekleşmiş olduğunu görürsünüz. Çünkü münekkit, eleştiri yapacağı konu ve kişi hakkında öncelikle doğru, güzel ve başarılı tarafları ortaya koyup eksik ve hataları ise bu pota içerisinde ifade ederdi. Bu üslûp muhatabı incitmez, eksiklerini görüp düzeltmesini sağlar ve böyle olunca da eleştiri asıl maksadına ulaşmış olurdu.

Bunu, sadece bir yazı türü olarak düşünmeyip günlük hayatımıza da yayacak olursak, konunun ehemmiyeti daha iyi anlaşılır. Bir ebeveyn, çocuklarını geliştirmek için yaptığı eleştiride, o çocuklarda gördüğü iyi hâl ve meziyetleri sergileyip bundan memnuniyetini ifade ederken, eksikleri, yanlışları da bu üslûpla anlatabilirse çocuğun gelişimi çok daha iyiye, güzele ve doğruya yönelik olacaktır. Ancak, biz ebeveynler bunun da tersini yapmakta, çocuklarımızın sadece yanlışlarını ortaya koymaktayız. Bunu yaparken de üslûbuna uygun olmayan ve hakaretlere varan bir biçimde ifade ederek, çocuğumuzu iyiye, güzele ve doğruya yöneltmek amacıyla gerçekleştirdiğimizi sandığımız bu davranışımızla, onları daha da bataklığa doğru sürüklemekteyiz.

Eleştirmen, içi inci dolu bir torbada gördüğü küçücük bir taşı ele alıp büyüterek, bu taşın yüzünden torbada var olan o kadar inciyi görmezden gelmekte, torbayı görmemiş olanlar da torbanın taşla doldurulmuş olduğunu sanmaktadır. Bu kamu-oyunu yanıltıcı bilgilerden dolayı da okuyucu, doğruları öğrenmek konusunda çelişkiler yaşamaktadır. Tabiî ki torbada bir tane taş vardır; ancak o bir taşa karşılık yüzlerce inci bulunan bu torba değerli bir hazinedir. Bu kadar zenginliği taşıyan torbadan, o bir taşın çıkarılması gerektiğini üslûba uygun bir biçimde ifade etmek doğru ve yerinde yapılmış bir eleştiridir.

Üzülerek ifade etmek gerekirse, yapılan araştırmalar, eleştiriye en çok tahammülsüzlük gösteren kimselerin eleştirmenler olduklarını göstermektedir. Başkalarını eleştirirken mangalda kül bırakmayan, üslûplarıyla çok kırıcı tavır takınan bu münekkitler, kendilerine yönelik küçük bir eleştiriye bile hoşgörüyle bakamamakta ve muhataplarını sivrilttikleri kalemleriyle daha yoğun bir biçimde topa tutmaktadırlar. Oysa, bu konuda da atalarımız “İğneyi kendine çuvaldızı başkalarına batır!” diyerek çağlar ötesinden onlara yön vermeye çalışmışlardır.

Eleştiri, teknik ve içerik olarak, türe uygun olursa çok mühim ve insanların istifade edecekleri bir yazı türüdür. Bu da öncelikle yukarıda ifade ettiğimiz gibi saygı bir üslûp gerektirmektedir.  Bu özelliklerde yapılmış, yapılacak eleştirilere toplumun çok büyük ihtiyacı vardır.  Zira, yerinde yapılacak bir eleştiri doğruların güneş gibi ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Yaşadığımız dönemde, kaba üslûplarıyla eleştiri kültüründen uzaklaşıp küfre yönelen sözde eleştirmenlerden milletimiz bıkmıştır. Biz bundan böyle eleştiriyi, güzelliklerle sunan, eleştiri üslûbunu bilen eleştirmenleri görmek istiyoruz edebiyat dünyamızda. Çünkü, kısır çekişmelerle, kendini ön plâna çıkarmak isteyen, egosunu tatmin etme sevdasındaki eleştirmenlerden “gına getirdik” gayrı. Gerçek eleştiri ve eleştirmenleri dört gözle bekliyoruz.

(Bu yazı toplamda 36, bugün ise 0 kez okunmuş.)

Paylaş
Etiketler: edebiyatfelsefekritik
Önceki Yazı

CHP İşi Bu Kez Sıkı Tutuyor

Sonraki Yazı

Sanık Yapmakla Çare Bulundu mu?

Ali Şeyh ÖZDEMİR

Ali Şeyh ÖZDEMİR

1960 Gölbaşı doğumlu. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapmakta. Şiiri ve yazılarından bazıları: TÖRE, TÜRK EDEBİYATI, DOLUNAY, ÇINAR, MİLLÎ EĞİTİM, YENİ NESİL, ALKIŞ, HAKİKAT, KOZA, MARTI, ANADOLU’M, BİR EDEBİYAT YAPRAĞI, ALAZ ve MAVİ ÇINAR adlı dergilerde yayımladı. Evli olan ÖZDEMİR, iki çocuk babasıdır.

İlişkili Yazılar

Ali Şeyh ÖZDEMİR

Şiirin Rolü

13 Haziran 2010
5k
Ali Şeyh ÖZDEMİR

Can Eriği

27 Ağustos 2008
5k
Sonraki Yazı

Sanık Yapmakla Çare Bulundu mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Angarya Değil Bu İş

07 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Eller Taşın Altında

07 Aralık 2025
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap