Çok eskiler anlatırdı. Kadının birinin çok sevdiği gencecik oğlu ölüvermiş. Kadının dünyası kararmış, dünya başına yıkılmış. Yaslar ağıtlar, teskin edilemiyor.
Derken defin zamanı gelmiş, kadın cenazeyi vermiyor, yemiyor, içmiyor, ağlıyor da ağlıyor, saçını başını yoluyor. Birinci gün ikinci gün üçüncü gün durum bu.
Önceleri acıyanlar, kadının derdiyle hemhâl olanlar kızmaya başlamış.
‘Dünyada sadece senin mi oğlun öldü? Hem ölenle de ölünmüyor’ deseler de ikna edemiyorlar.
Köyün ileri gelen zatı demiş ki ‘odayı boşaltın, sadece cenaze ve kadın kalsın, duvara yükseğe de biraz ekmek koyun siz de dağılın’ çaresizlikten zatın dediklerini yapmışlar.
Arada kadını gözetliyorlarmış. Kadın birinci gün öyle iki gün daha da inadında ısrarlı. Etrafında yalvaran da teselli eden de kalmamış.
Derken daha fazla dayanamamış kadın, gece yarısı açlıktan ve üzüntüden mecalsiz bitap bir halde cenazeye basıp duvara uzanmış ve yüksekteki ekmeği alıp yemek zorunda kalmış.
Sabah olunca da hatasını anlamış özür dilemiş ve gömülmesine izin vermiş oğlunun.
Kıssadan hisse ‘yanan yer ayrı yenen yer ayrıdır’ derlerdi eskiler. ‘Yanacaksan da akıllı yan’ derlerdi bir de büyük acılar yaşayanlara.
Ekmek herşeyden önemlidir insan hayatında. Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin.
Aç kalmaya gör, çalarsın da soyarsın da.
Hani Batı Edebiyatının meşhur hikâyesidir. Ekmek çalan bir adam yakalanır ve yargılanır. Yarğıç ceza vermez ekmek çalan adama, bilâkis mahkeme heyetinden ve jürisinden onar dolar alır ve verir yaşlı adama ve o müthiş sözü söyler ‘onu ekmek çalmak zoruda bıraktığımız için bizler suçluyuz’ der. Böyle hukukçular çoğalsın.
‘Ekmeği olmayan pasta yesin’ diyen Mary’lerden de Allah esirgesin. İnsan kıymeti bilmeyen böyleleri de ülke yönetmesin.
Sahi mahallede kaç ekmeksiz yiyeceksiz insan var biliyor muyuz?
Bilmiyoruz.
Peki bilmek çok mu zor? Değil canım, muhtarlar çok da güzel belirleyebilirler bunu hem ilmuhaber de yazmıyorlar artık, e-devlette çıkarılıyor her belge.
Hiç kimse aşsız ekmeksiz kalmasın. Yaşlı da, hasta da çocuk da.
Ben de diyorum ki ‘akşama elinde iki ekmekle geleniniz varsa ne kadar şanslı olduğunuzu bilin’
‘Aslanın ağzındaki hatta artık midesindeki ekmek’ de başka bir yazının konusu olsun.
Şükran Uçkaç Yargı
8 Şubat 2024 Ankara























