Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mahmut Celal ÖZMEN

Eğlenceye Dinî Kılıf: Sema, Raks…

Mahmut Celal ÖZMEN Yazar Mahmut Celal ÖZMEN
16 Aralık 2010
Mahmut Celal ÖZMEN
6
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İnsanlar eğlenmek ister de, niçin eğlenceyi dini bir kılıfla kamufle etmeye çalışırlar, bunu anlamak pek kolay değil.

Eğlence fuarlarında dönme dolaplara binip güle oynaya, eğlenen, korkusundan bağıran, üstüne başına kusan insanlar vardır. Onlar bu işi sevap diye yapmazlar. Hatta biri gelse bu dolapta dönmek sevapmış dese gülerler. Bu dolaplara binip Allah’ı zikretmeyi kendine meslek edinmiş kimseyi de duymamışız. Tabi bu ilerde böyle bir zikir merasimi çıkmayacağı anlamına gelmiyor, insan bu, neler yapar, neler yutar(!)

Hal böyleyken, birileri düdükçünün üfürmesiyle hareketlenip, plakların üzerinde dönen biblolar gibi dönerek sevap işlemek gibi bir keşfin tadını çıkarıyorlarmış. Daha sonraları böyle bir meslek alanı oluşacağından haberi olmayan bu kâşifler, keşiflerini turist çekmek için de başlatmamışlar. Amma her şeyin ucunda para arayan insanoğlu bu işi de kazanç kapısı bilmiş. Nasıl ki mevlithanlar mevlit okur para kazanır, hafızlar Kur’an okur para kazanır, birileri de düdük üfürür, ilahi okur döner möner seyrettirir para kazanır olmuş. Bu işleri para için yaptıkları halde iyi bir meslek icra eder havaları, sevap da işliyoruzdur heyulâları şeytanın teşvik kredilerinden sadece birkaçıdır. Müslüman oldu diye her şeyden vaz mı geçsin adamlar(!)Bu eğlenceyi icat eden eski kâşiflerin maksadı bir eğlenceye dini kisve giydirmek ve eğlenen dindarlar olmak, eğlenceyle bari olsun insanları dine bağlamaktı belki. Bu hüsn-ü zan ile onları dinimizi bozmak isteyen bid’atçılar ithamından korumak istesek de, Allah işin aslını bilmektedir.

Dönerek zikir, dönerek tefekkür, dönerek uçan sarhoşlar olmak, üflenen neyin ezgisinde nefsi terbiye etmek… gibi çeşit çeşit bid’atları dinmiş gibi yaygınlaştıranlar, bu bid’atlarla gerçek İslam’ı perdelemiş, kendilerinden önce dini tahrif edenler gibi onlar da Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in öğrettiği ibadetlerle yetinmeyip, kendi hevalarının da  ilah gibi din teşri etme arzusunu ihmal etmemişlerdir. Allah azze ve celle buyurmuştur ki: Nefsini ilah edineni görmedin mi?

İnsan karışık duygularla dolu kalbini yokladığında görecektir ki, hayatta kendisi eliyle icra edilen birçok iş sadece nefsinin arzuladığı haklılıklar, işine gelen adalet, ayıbını örten dindarlık, kibrini okşayan tevazulardan ibarettir. Tabiri caizse bu kalp bir çöplüktür ve nefsini ilah edinmeye meyillidir. İhdina’s sırâta’l müstekıym (bizi dosdoğru yola ilet) diyen bir Müslüman’a yakışan, dosdoğru yolu göstermek için binlerce peygamber gönderen Allah’ın kitabına ve peygamberinin sünnetine sımsıkı tutunmak ve onun dışında yollara sapmamaktır.

Kur’an’ın yolu sıratı müstekıym’dir. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in onun kulu ve resulü olduğuna inandıktan sonra kul bu sırat-ı müstekıym yolu üzerine oturmuştur, fakat ayağa kalkmalı ve hayat devam ettiği sürece bu yolda yürüyüş devam etmelidir. Kimse olduğu yerde bekleyemez. Niçin? Çünkü şeytanlaşmış insanlar ve şeytanlar ve nefis sürekli kulu saptırmaya uğraşır. Şüpheler ilka eder, başka yollara çekmek için kolundan tutar çekerler. Onların çektiği yolun sıratı müstekıymden dışarıda olup olmadığını bilmek ise bilgiyle olur. Kur’an’ı okuyup anlamayan bir adam ayaklarının hangi yol üzerinde olduğunu hiçbir zaman bilemez.

Nasıl ki bir arkadaşı kendisini bir içki meclisinde oturmaya çağırsa, hayâsızlığı izlemeye çağırsa bu çağrı şeytanidir ve ahlaken sıratı müstekıymden çıkıştır. Hurafe ve bid’atların menkıbeler şeklinde insanların kalplerine yerleştirildiği sohbetlere de çağırsa, sema ayinlerine, halay çekerek zikir yapmaya da çağırsa bu çağrı şeytanidir ve iştirak eden insanın niyeti sevap kazanmak olduğu halde sıratı müstekıymden çıkıştır.Sema ayinleri, ilahi adı altında şarkıcılık, ud, cümbüş, tef, ney ve daha birçok enstrümanla besteleri çalınan tasavvuf mûsikîsi denilen haddi aşmışlıklar için açıkça soruyorum; “bu hangi İslam?” açık ve net cevap verebilecek bir babayiğit varsa, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in ve ashabının dahi şeytanın mizmarıdır deyip kulaklarını kapadığı bu çalgılarla dans ettiklerini iddia edecek bir iftiracı varsa –ki böyleleri dinimizi bozmak için var- iddiasını ispat edeceği delilini getirsin.

Müzekkin Nüfus kitabının sahibi Eşrefoğlu Rumi böyle bir iftiraya kitabında yer vermiştir. O der ki: Rasulullah ve dörtyüz sahabesi kendinden geçinceye kadar ve hırkası sırtından düşünceye kadar raks etti (oynadı, dans etti) ve sonra hırkanın düşmesiyle raks bitti, düşen hırkayı ashabı kapıştılar, aralarında dörtyüz parçaya böldüler. Bir kere dörtyüz sahabenin şahit olup bizzat içinde bulunduğu bu olayı kim rivayet etmiş diye sormadan ve bu rivayet hangi hadis kitabında geçiyor demeden, bu anlatılanlara inanalım mı? Bu iftirayı bağrımıza basıp, bu ibadettir diye köçekleşelim mi? Hayır kıyamete kadar hangi dinden olduğu belirsiz şeytanlar bizim dinimizi bozmaya çalışacaklardır.

Bu sebeple biz Sıratı müstekıym olan Kur’an’ın dışında yeni yollar ihdas edenlerin ve dalalete çağıranların çağrısına bakmamalıyız. Böyle bir hadis var mı yok mu diye araştıramayan insan için peygamberiyle biraz olsun tanışmak bile ayaklarını sağlamlaştırmaya yetecektir.

Şimdi düşünüyoruz; bu hangi edep ki, Habeşli kölelerin kılıç kalkan oyunlarını dahi çirkin gören Ebu Bekr, bir kaval sesine kulaklarını tıkayan ibn-i Ömer ve perde ehli kızlar kadar utangaç bir peygamber, gûya dans ettiler, raks ettiler, sema edip döndüler(!)

Bunların hiçbiri olmadığı halde, bu hangi din sahibi iftiracı ki, peygambere ve dörtyüz sahabesine iftira ederek, “bu sünnettir” diye yutturmaya ve ümmeti dansa raksa, semaa teşvik etmektedir.

İnsanın ayağını sıratı müstekıymden kaydırmak için dinimize sapkınlığı yamayan ve bu yamalıklara din süsü veren deccalların şerrinden ancak dinimizi sahih kaynaktan(KUR’AN) öğrenerek kurtulabiliriz. İnsanları başına toplayan, kasıtlı olarak dini bozmak istemese de, kendisi dinin cahili olan adamların da kendi vebali bir yana, o cemaatin hali ne olacak. Sahih dini öğrenemedikleri bu toplantılarda ayakları sıratı müstekıym üzere kalacak mı? Şayet bu iş böyle yürüyorsa imtihan bunun neresinde?

Paylaş
Etiketler: bir Müslüman’a yakışandönerek tefekkürdönerek uçanDönerek zikirKur'an’ın yolu sıratı müstekıym’dir.zikretmeyi kendine meslek edinmiş
Önceki Yazı

Yumurtayı Hangi Ucundan Atmalı?

Sonraki Yazı

Sessiz Bir Hırçınlık Var (dı) Üzerimde!

Mahmut Celal ÖZMEN

Mahmut Celal ÖZMEN

İlişkili Yazılar

Mahmut Celal ÖZMEN

Anneler Günü Kimin Günü

12 Mayıs 2013
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Facebookta Bir Arkadaşla Sohbetimiz…

29 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Tarikat mı? Sakın ha!

27 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Öğüt Almak İsteyene Kur’an Yeter!

03 Ağustos 2011
5k
Sonraki Yazı

Sessiz Bir Hırçınlık Var (dı) Üzerimde!

Yorumlar 6

  1. ahmet fidan says:
    15 yıl önce

    Ayrıntılı okuyamadım ama başta başlık olmak üzere ana fikre KESİNLİKLE katılıyorum.

  2. Mustafa UĞURLU says:
    15 yıl önce

    Ağzınıza sağlık hocam. Kitabın tam ortasından konuşmuşsunuz. İslam dinine yamalanmış bidatların bütün çoğunluğu zaten bu tarikatler ve tasavvufi oluşumlardan çıkmıştır. Ne yazık ki bu oluşumların en büyük sermayesi cehalettir. Cahil olmayı insanlara meziyet olarak sunup dindarlık adına her türlü isteklerini yaptırabiliyorlar. Güzel bir söz vardır. “Cahilin dindarlığı arttıkça sapkınlığı artar.” Aynen öyle.

  3. Muhammed İkbal says:
    15 yıl önce

    Efendiler ! Evvel Mevlânâ olabiliyorsanız olun. Ondan sonra onun felsefesini eleştirin. Emeviler de zamanında onlarca sûfîyi anlamayıp katlettiler. İlmin zahirisinden bahsettiler. Zahirisinde kaldılar. İslam zahirde kalınamayacak kadar derindir. Eleştirilen felsefe bu derinliğe inmiştir vesselam.

  4. Yusuff says:
    15 yıl önce

    Yüreğinize sağlık. Güzel örneklerle güzel yazı olmuş.

  5. mehmet says:
    14 yıl önce

    mevlana olmak isteyen kim
    Allah Resulü size güzel örnek olarak yetmiyormu

  6. RAMAZAN AYDIN says:
    5 yıl önce

    “Sahih din”in, ancak “sahih kaynak”tan (Kur’an-ı Kerim’den) öğrenilebileceğine dair fikrinize can-ı gönülden katılıyorum ve bunu, günümüz Müslümanları (!?) için fevkalade önemli buluyorum. Bir uygun zamanınızda, özellikle Emeviler döneminden başlayarak, “hadis” diye uydurulan (ve bugün milyonları aştığı söylenen) saçmalıklardan bu insanların nasıl kurtarılabileceği hususunda da bir yazı kaleme alabileceğinizi ümit ve temenni ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap