“Eğer ki gelmеler topraktan ise
demеk ki gitmeler aynı yeredir”
demişti şarkısında.
Bir yıldızımızı, bir ustayı daha; Edip Akbayram’ı da kaybettik maalesef.
Huzurla uyusun.
***
Son yıllarda bitmedi yıldızların kayması..
Onlar yeryüzünden gökyüzüne teker teker yükselirken, hüzünle arkalarından bakıyoruz.
Soruyoruz sonra birbirimize;
“Hep iyiler mi gider önce?”
Hem de şimdi, hem de bu vakitlerde..
Oysa her birine ne çok ihtiyaç vardı.
Bize alabildiğine aydınlık lazım.
Her biri umudun elçisi gibiydi.
***
Açıyorum penceremi..
Bir kadının gözlerinden seyrediyorum hayatı.
Her şey değişirken süratle,
ve betonlaşırken dünyamız habire,
diyorum ki;
“Topraktan geldik ancak,
bulamayacağız bu gidişle..
girecek toprak bile…”
***
Yine de karartma geceleri gibi olmamalı hayat.
Biliyorum ki yaşadığımız duygular,
hatta davranışlar bile bulaşıcı.
Yaşam umutlarla ve umutların gerçekleşmesi ile güzel. Üstlerine ihtimamla yerleştirilen ve kimin taktığı belli olmayan “hayal” etiketlerini çıkarıp atmalı.
Güneşle birlikte aydınlığı içeri almalı.
***
Şimdilerde yaralı bir kuş gibi umut.
Yok ayrı bir doktoru, ayrı bir devası.
İnsan tek başına bir mucize.
Umudun tedavisi de, yine insanın kendi içinde saklı.
Daima dünlerden daha güzel, umutlu ve mutlu günlerde/yarınlarda kalınız.
Sevgi ve saygılarımla























