Edebiyat & Sanat

Ocağa uğramayı, bu hafta sonuna erteledim. Yalnız kaldırımı tırmanırken, ocağa bakmak istedim. Geri dönüp baktım ama gitmek istemedim. Kaldırıma açtıkları...

ÇENGEL   Engel olabilir misin yazın bitmesine sonbaharın pat diye gelmesine ve üşümesine yüreğin   Engel olabilir misin tohumun çat...

Yaşanacak günler gelmişti. Çünkü güneş farklı doğmaya başlamıştı. İlk ışınları bile sıcak ve güler yüzlüydü. Yapraklar yeşerecek ve çiçeklenme tamamlanacaktı....

Tüy gibi hafifti oysa dün akşam. İkindi üzeri bir duş almış beynini ve bedenini arındırmış, tüy gibi hafiflemişti.   Özenle...

Yağmur damlaları çimleri istila etti, dedim. Ali, yağmur damlası değil, çiğ düştü, dedi. Çiğ düştü diye tekrarladım. Çiğ düştü ve...

UÇUK BEYAZ   Bir eylül giysisi giy Uçuk beyaz Bir şal al omuzlarına Hava ayaz Saçlarını tara topla biraz  ...

Sene Dokuz Yüz Yirmi Bir Mevsim zehir mi zehir! Elem içinde yurdum, çilesi dam boyunca Düşündükçe kanım delirir, ruhum delirir...

Sabahın köründe bulutların marifetiyle, atmosfer aydınlanmamıştı. Sebzelik tarafında homurtular duydu. Bahçe kapısına kadar tedirgin gitti. Kapıyı açmak istedi. Homurtuların artması...

GAZ LAMBASI'NDAN KAKTÜS Sevgili komşum, merdiven boşluğumuzu süsleyen, evin merdivenlerini çıkanlara hoş geldiniz diyen, çeşit çeşit çiçekler yetiştiriyor, sağ olsun,...

Bugün belki kalbinizde hiç kapanmamış, keşkelerle kabuk tutmuş bir yaranıza dokunacağım. Belki de kalbinizde yetim kalmış boşluğunuzu, özlem duygularıyla yakacağım....

Gözler şişmiş, kapakları düşmüş, gök yüzünün maviliğine ve yer yüzünün yeşilliğine bakamıyordu. Yüzünde yanaklar sarkmış, çene kemikleri üçgen şeklini almış...

İnsan hayatı dalgalı bir denize benzer bazen durgun bazen de dalgalı hatta fırtınalı geçer. İsmail Koçak dostumuzun hayatı da bu...

Güneye açılan tepelerin birinde, “gizli mağara” duymuştuk. Gizli mağara, büyük ve eski kavimlere koruma görevi yapıyormuş. Kulaktan dolma bilgileri yerinde...

1/2 Memleketimden İnsan Manzaraları 536 NERDEN GELİYOR, BU DEĞİRMENİN SUYU? … …”Turgut Özakman’ın yazdığı, ‘Diriliş – Çanakkale 1915’kitabında okuduğum sahneler, gözümün önünde...

Sevdiğim güzel bir fıkrasıdır Nasrettin Hoca'nın. Hoca Nasrettin yapmış mıdır böyle birşeyi, yoksa yüzlercesi gibi hoca merhuma mı atfedilmiştir bilinmez....