Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Düşünmeyen Düşer Gider

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
07 Aralık 2020
Hüseyin ERKAN
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Araplaşan kılığın, Batılaşan dilinle

Nasıl “Türk’üm!” diyorsun, bu kadar çelişkinle?

Sabri Galip Nakipler

Ünlü bir düşünür, insanı “düşünen hayvan” diye tanımlamış.

“İnsan” sözüyle bizi, yani biz iki ayaklıları kastettiyse, kesinlikle bu tanımı kabul etmiyorum ben.

Niçin mi?

Düşünmüyoruz çünkü biz. Gerçek anlamda düşünmüyoruz çünkü.

Ya ne yapıyoruz?

Bin, üç bin, beş bin yıllık ezberlerimizi yineliyoruz hep. Böylece de ne kadar bilgili, ne kadar kültürlü, ne kadar aydın olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz.

Söylendiği gibi, gerçekten “düşünen hayvan” olsaydık, televizyon haberlerinde görüp duyduğumuz, gazetelerde okuduğumuz onca vahşi cinayeti nasıl işlerdik?

Bugünlerde olduğu gibi, tarihte de dünyanın savaşsız yaşadığı bir dönem olmuş mu hiç?

Öncekileri bir yana bıraksak bile, on milyondan fazla insanın ölmesine, en az iki katı insanın yaralanıp sakat kalmasına neden olan İkinci Dünya Savaşının çıkmasına ne gerek vardı?

Yüzlerce kentin, binlerce kasabanın, on binlerce köyün bombalarla yakılıp yıkılması, “düşünen hayvan” denen insanın eseri değil mi?

Bu savaşın en etkili mimarı olan Hitler’i kediler, köpekler, koyunlar ve keçiler mi seçip getirdi Almanya’nın başına?

“O ne söylüyorsa doğrudur. O ne yapıyorsa, Almanya’nın ve Almanlar’ın yararınadır. O eleştirilmez; eleştirilemez. O’na hayır denemez. O bize yüce Tanrı’nın armağanıdır. Dolayısıyla O, bizim gibi bir insan değil, Tanrı’nın özel olarak yaratıp bize gönderdiği yüce bir liderdir!” dediği için Almanlar, hem kendilerine yazık ettiler, hem de tüm ülkelerin halklarına…

Yok yok!

Yanılmış, o ünlü düşünür. Yanılmış, o “filozof”. Kesinlikle “düşünen bir hayvan” değildir; çünkü insan!

Yüz bin, iki yüz bin, beş yüz bin insanı bir anda öldürebilen bombalar, üç bin, beş bin kilometre uzaklara yıkıcı ve yakıcı mermiler atan silahlar yapmak mıdır, düşünmek?

Düşünemez dediğimiz hayvanlardan hangisi, hemcinslerini öldürüp yok etmek için uğraşır durur?

İnsandan başka hangi hayvan kendi bindiği dalı keser?

İnsandan başka doğaya ihanet eden bir hayvan tanıyor musunuz siz?

Biz mi “düşünen hayvan”ız?

Hadi canım sen de!

Külahıma anlatın, siz onu benim.

Size bir gerçeği söyleyeyim:

Eğitimci yazar ve şair Sabri Galip Nakipler’in “Tabu Yıkım Çalışmaları” ile “Hasar Tespit Çalışmaları” adlı eserlerini okuyuncaya kadar böyle bir yazı yazmak aklımdan geçmedi hiç.

Ne iyi etmiş de geçen ay (Kasım 2020) arka arkaya yayınlamış bu eserleri, İştirak Yayınları. Ve ne iyi etmiş de yıllardır dolabında duran bu dosyaları yayımlamaya karar vermiş, Sayın Nakipler.

Genellikle yaptığım gibi, önyargısız okudum; bu özgün yapıtları.

İyi ki, kısa zamanda haberim oldu da arayıp buldum bu kitapları. Okudukça açıldı beynim.           “Demek ki, yalnız ben değilmişim, böyle düşünen” deyip daha bir arttı; kendime olan güvenim.

Daha önce şiir kitaplarını okuyup sevdiğim bu şaire, iyice arttı; sevgim ve saygım.

En iyisi, sözü şair ve yazarımıza bırakayım ben:

“Bir davaya inanmış olan insan, aydın değil, olsa olsa militandır.

Türkiye neden ilerleyemiyor; Türk halkı mutluluğu neden bir türlü tadamıyor? Aydın geçinen ama aydınla, aydınlıkla hiç ilgisi olmayan, aydın bellediğimiz kişiler yüzünden…”

Yurtdışında 3 fakülte, 1 yüksekokul bitirip “Hukuk Doktoru” unvanıyla yurda dönen, üniversitelerimizde yıllarca öğretim üyesi olarak görev yaptıktan sonra politikaya atılmış, partisince cumhurbaşkanı adayı gösterilmiş ünlü bir profesörümüzün çelişkilerini bir bir anlattıktan sonra şöyle diyor yazarımız:

“Bizim aydınlarımız bu işte. Okumakla, fakülte bitirmekle, birkaç dil bilmekle aydın olunmuyor; görüyorsunuz.”

Ben, Nâzım Hikmet hakkındaki görüşüne katılmasam da, O’nu da eleştiriyor:

“Polis takibinden korktuğu için Türkiye’den kaçtığını söyleyen komünistimiz, -Stalin’in kaç milyon insan öldürttüğünü hesaba katmadan-  ölünceye kadar yaşadığı Rusya’da KGB’nin nefesini her adımda ensesinde duydu daima. Kendisi söylüyor bunu kitaplarında.

İdealizmi kötü ama şiirleri harika!”

Dinci kesimin yere göğe sığdıramadığı Necip Fazıl Kısakürek’in içki, kumar, kadın yaşamından söz ettikten sonra da şöyle yazıyor:

“Bunu hiçbir şekilde eleştirmiyorum. Özel hayatıdır. Karışmak kimsenin haddine de değildir. Eleştirdiğim, aynı adamın din kisvesine bürünüp kitlelere talimat vermesidir. Har vurup harman savurma, gösteriş, laf cambazlığı, yobazlık… Tümü Necip Fazıl’ı çağrıştırır.

Elindeki kırık teraziyle (Mümin – Kâfir kitabı) insanları tartmaya, onlara cennet ve cehennem biletleri satmaya kalkar.

Ortadoğu’nun, tarihi boyunca kargaşadan, savaştan başını alamadığını görüp bilip de arkasından da “Çöle İnen Nûr”u yazmasını ben halkla alay ediyor diye anlıyorum.”

Özellikle dinci kesimin, adını saygıyla andıkları bu şairimizden şu dörtlüğü yazıp kararı okuyucuya bırakıyor:

Boynuma doladığım güzel putu görseler,

İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.

Kör olsa da açılır yüzüm ona sürseler,

İsa’nın eli diye bir kadın bacağını.

Bugün olduğu gibi, tarih boyunca da insanlar hep din yoluyla aldatılmış ve sömürülmüş.

Bize kutsal diye ezberletilen hiçbir din kitabının Tanrı kelamı olamayacağını, Kur’an’dan verdiği birbiriyle çelişen âyetlerle açıklıyor:

“Allah çeşitli âyetlerde, ‘Senin gibi düşünmeyen kâfirdir; kâfirleri nerede bulursan öldür’ diyor. Muhterem kılınan can nasıl olur da böyle pisi pisine ortadan kaldırılıyor?”

İşte tam burada derim ki, ben de:

Öyle ya, Musa gelsin; “Ben Tanrı’nın elçisiyim. Tanrı domuz eti yemenizi haram kıldı. Haftanın en kutsal gününün cumartesi olduğunu bildirdi” desin.

İsa gelsin; “Hayır, domuz eti haram değil, helaldir; âfiyetle yiyin. Haftanın en kutsal günü de cumartesi değil, pazardır” desin.

İsa’dan 600 yıl sonra gelen Muhammet, “Ben de Tanrı’nın elçisiyim. Domuz eti haram kılındı bize. Ve haftanın en kutsal günü cumartesi de değil, pazar da. Cuma günüdür” desin.

Olacak şey mi bu?

Dün ne dediğini bilmeyen, dün ne dediğini unutan bir Tanrı düşünebilir misiniz siz?

Bilirsiniz; hak, hukuk, adalet denince akla ilk gelen 15 karısı olan Halife Ömer’dir.

Yazılan ve söylenen bu özelliklerini belirttikten sora, bakınız; O’nun için ne diyor yazarımız:

“Buna rağmen Ömer, biliyorsunuz, haksızlığa uğrayan Firuz (Ebu Lü’lüe) adında bir köle tarafından camide, yanında 13 müslümanla birlikte öldürülüyor.” (*)

Yapılan hangi haksızlıklar, hangi zulümler canına tak etti de bu cinayeti işledi o köle?

Gerçekten de bu ve benzer soruları iyice bir düşünmek gerekmez mi?

Süs olsun diye mi konmuştur, bu beyin kafamıza?

Her şeyden korksak bile, korkmayalım düşünmekten; derim ben.

Düşünmeyen düşer çünkü. Düşünmeyen düşer!

Düşünmeyen insanlar gibi, düşünmeyen toplumlar da yok olup gider.

Hüseyin Erkan

 huseyinerkan@dilemyayinevi.com.tr

——————————————————————————————–

(*) Tabu Yıkım Çalışmaları, Sabri Galip Nakipler, İştirak Yayınları, İstanbul 2020

      İletişim: sabrigalipnakipler@hotmail.com; (0533) 739 83 86

Paylaş
Etiketler: Düşünmeyen düşerDüşünmeyen insanlarHüseyin Erkanİsa’dan 600 yıl sonra gelenmuhammet
Önceki Yazı

Modern Cehennem Sosyal Medya

Sonraki Yazı

İlkeli ve Tutarlı Olmak

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Tam 107 Yıl Önce, Ne Diyor Ziya Gökalp?

23 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Hayvanlarımızla Birlikte Bir Aileyiz Biz

09 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Hüseyin ERKAN

En Büyük Eksikliğim

03 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

İlkeli ve Tutarlı Olmak

Yorumlar 1

  1. Mustafa HAYIRLI says:
    5 yıl önce

    Çok güzel bir yazı, ilgiyle okudum hem de birkaç kere. Şu satırları da özellikle seçtim; şu günlerde ülkemizde bazı kişi ve kesimler, ülkemizin gerçeklerini daha iyi anlasın diye:

    (Hitler için): “Bu savaşın en etkili mimarı olan Hitler’i kediler, köpekler, koyunlar ve keçiler mi seçip getirdi Almanya’nın başına? “O ne söylüyorsa doğrudur. O ne yapıyorsa, Almanya’nın ve Almanlar’ın yararınadır. O eleştirilmez; eleştirilemez. O’na hayır denemez. O bize yüce Tanrı’nın armağanıdır. Dolayısıyla O, bizim gibi bir insan değil, Tanrı’nın özel olarak yaratıp bize gönderdiği yüce bir liderdir!” dediği için Almanlar, hem kendilerine yazık ettiler, hem de tüm ülkelerin halklarına…”

    (Necip Fazıl için): “Dinci kesimin yere göğe sığdıramadığı Necip Fazıl Kısakürek’in içki, kumar, kadın yaşamından söz ettikten sonra da şöyle yazıyor:

    “Bunu hiçbir şekilde eleştirmiyorum. Özel hayatıdır. Karışmak kimsenin haddine de değildir. Eleştirdiğim, aynı adamın din kisvesine bürünüp kitlelere talimat vermesidir. Har vurup harman savurma, gösteriş, laf cambazlığı, yobazlık… Tümü Necip Fazıl’ı çağrıştırır.

    Elindeki kırık teraziyle (Mümin – Kâfir kitabı) insanları tartmaya, onlara cennet ve cehennem biletleri satmaya kalkar.

    Ortadoğu’nun, tarihi boyunca kargaşadan, savaştan başını alamadığını görüp bilip de arkasından da “Çöle İnen Nûr”u yazmasını ben halkla alay ediyor diye anlıyorum.”

    Yukarıdaki yazıdan bunları aktardıktan sonra, bugün ülkemizi yönetenlerin bir bölümünün Necip Fazıl’dan feyz aldığını ve onu en büyük üstad olarak kabul ettiğini, diğer bir bölümünün de Hitler hayranı olduğunu belirtmeme, bilmem ki gerek var mı! Bu yazıda, anlayan anlamıştır neyin ne olduğunu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap