Tarihe damgasını vuran, öyle enteresan kişilikler gelip geçiyor ki aramızdan, dokundurmamak, kayıtsız kalmak ne mümkün! Kendi halkı korkodan gözü yaşsız yas tuta dursun, dünya sevinçten göbek atıyor.
Tıpkı, Hitler gibi, Kaddafi gibi; Kim Jong’un da komik efsaneli (!) liderlerden biri olduğu ölümüyle ortaya çıkıyor. Demir yumruktan dışarı sıza bilen kadarıyla ancak öğrenebiliyoruz ki enteresan bir diktatörden daha kurtulmuşuz..
-”Efsaneye göre”
“-Kim Jong-Il 8 haftalıkken konuşmaya başlar.
-Ortaokula geldiğindeyse tek başına bozuk bir kamyonu tamir edebilecek kadar iyi bir işçidir.
-Üniversitede geçirdiği üç yılda da 1500 kitap ve 6 opera yazar.
-Yaklaşık 1.55 metre boyundaki Kim, uzun boylu görünmek için platform topuklu ayakkabılar giyermiş ve permalı saçlarını kabartırmış.
-Medeni durumu konusunda ayrıntılı bilgi olmayan Kim’in bir kez evlendiği ve en az 3 kadınla birlikte olduğu, bu kadınların ikisinden üç oğlu, bir diğerinden ise kızı olmuş.”
…
Kim’in efsaneleri böyle sıralanıp gidiyor.
Bizi asıl ilgilendiren yukarıdaki bu saçmalıklar değil asıl güzel dünyamıza saçtığı korku ilgilendiriyor: K. Kore’yi nükleer canavara dönüştürerek yıllarca dünyayı tehdit etti.
Kim, babası tarafından varis olarak seçildiğinden ölümüne kadar dünyaya korkutan adam!..
Nükleer silah geliştirmenin yanı sıra Asya’daki birçok bombalama eylemini organize eden Kim, Japonları kaçırarak fidye toplamak ve uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanıyordu. 2005’te nükleer silahı olduğunu açıkladı. 2006’da nükleer silahını ilk kez başarıyla denedi. İkinci başarılı testi 2009’de gerçekleştirdi. 2010 yılında ise bir Güney Kore savaş gemisine saldırdı. 46 denizcinin öldüğü saldırı iki ülke arasında halihazırda gergin olan ilişkilerin daha da gerginleşmesine neden oldu.
Her canlı gibi nihayet onunda sonu geldi ve ölümsüz gibi yaşadığı dünya ona da ölümü taddırdı.
Lakin, öldü de dünya böyle yas görmedi!.
Dünyanın en gizemli ülkesi Kuzey Kore’nin ‘Sevgili Lideri’ Kim Jong Il’in cumartesi günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini açıklamasıyla TV’lere düşen ilginç görüntüler bizimde dikkatimizi çekti ve bir inceleyelim dedik.
Gördük ki, yaşamı boyunca ülkesinde kurduğu korku imparatorluğu ölümüyle devam ediyor, koltuğu devralan oğluyla da devem edecek!
Ağlama ve yas görüntüleri öyle abartılı ve enteresan ki şaşırmamak mümkün değil. Bu olsa olsa “Mizansel” bir yas, zoraki bir ağlama, zorunlu yastan öte bir şey olmasa gerek.
Kendini yerden yere atanlar, acaba ne kadar samimiler, gözü yaşsız yaptıkları ağıtlar korkudan mı kalpten mi?
Kim Jong un geçmişine bakılırsa bu ağlamanın tuhaflığı hemen ortaya çıkıyor, zira babasının ölümünde saygı göstermeyenler cezalandırılmış. Halkın %70 asker, emre uğramasın, ağlamasında ne yapsın değil mi!.
“Sevgili Lider'in” ardından çok şey yazmaya da gerek yok aslında, eski kral öldü yaşasın yeni kral!, koltuk bir gün bile boş kalmadı!
Allah bu güzel dünyamızı deiktatörlerden korusun.
Doğumu anasına hamallıktı, yaşamı dünyaya (korkutan) hamallık, ölümü bile hamallıktı cenazesine ağlayan halkına yazık.
