Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Dünya Nereye Sürükleniyor?

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
21 Ağustos 2011
Kemal ÖZER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
18. yüzyıl sonrasında özellikle petrol kaynaklarının ezici çoğunluğunun Alman asıllı Siyonist ailelerin eline geçmesiyle güç dengelerinde kaçınılmaz bir değişim meydana gelir.
 
Rusya İmparatorluğu, 1917’de Lenin liderliğindeki Bolşevik Devrimi ile yıkılarak, yerine Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği kurulur.
 
Tarih sahnesinden tümüyle çekilmesi öngörüldüğü halde, -Osmanlı bakiyesi toplumun kökleriyle bağının koparılıp, batılı bir toplum modeline dönüştürülmesi karşılığında,- Ankara hükümeti ile anlaşmaya varılıp ve Osmanlı dönemi sona erdirilir. Bu sayede bölgeye yönelik dizaynda önemli ölçüde neticelenir.
 
Dünyanın merkezi hem siyasi, hem de ekonomik olarak Amerika’ya kaymıştır.
 
Ancak çağın şatlarına göre tek kutuplu bir dünya sürdürülebilir değildir. Avrupa yorgun ve alternatif bir merkez olmaktan oldukça uzaktır. Rusya’da yapılabilecek bir rejim değişikliği, projenin dengesi açısından son derece önemlidir. Bunun için Ukraynalı bir Yahudi olan Vladimir İlyiç Lenin desteklenir.
 
‘Lenin’in Yahudiliği de nereden çıktı’ denilebilir. Lenin’in ablası Anna Ulyanova, Lenin’in halefi Josef Stalin’e 1932 yılında yazdığı -ki aslı halen Moskova’daki Devlet Tarih Müzesi’nde sergileniyor- mektupta, Yahudi oluşlarını şu şekilde itiraf ederek, yardım ister.
 
Büyük babamız -yani annemizin babası- Rusya’daki Yahudi karşıtı “yerleşim sınırlandırması” politikasından kurtulmak ve daha yüksek eğitim hakkını elde edebilmek için, –Sabetayistler gibi– gerçekte Yahudi olduğumuz halde Hıristiyanlığa geçerek, Ukraynalı bir Yahudi aile oluşumuz gizlenir.”
 
Hatırlanacak olursa Rusya Yüksek Mahkemesi 2008’de aldığı bir kararla, Lenin tarafından devrilerek idam edilen son Çar 2. Nikola ve ailesini, Bolşeviklerin siyasi baskılarının kurbanları olduklarını kabul ederek hem öldürülen Çar’a, hem de varislerine itibarlarını iade etmişti.
Lenin, –Marksizm’i günün koşullarına uydurduğu iddiasıyla– Leninizmi devreye sokar. Sonrası malum. Bu süreçte, St. Petersburg şehrinin adı Leningrad’a dönüştürülür. Ancak yeni Rusya tarafından Leningrad adı iptal edilerek, yeniden St. Petersburg olarak değiştirilir. Bu gelişme Lenin’den ziyade, Putin’in Bolşevik devrimini yaptıran küresel sistemle mücadelesi olarak da yorumlanır.
 
Putin’ın Rothschild Hanedanlığı’nın arşivini ele geçirdiği ve eski bir ajan olmanın verdiği derin tecrübe sayesinde küresel yapının tüm derinliklerine vakıf olduğu, ciddi pazarlıklar karşılığında arşivi Rothschild Henadanlığı’na iade ettiği biliniyor.
 
Putin, Rusya’yı dönüştürüp, yükselen bir ülke haline getirse de, Çin varken, ABD’ye karşı alternatif bir güç olmaktan oldukça uzak. Zaten herkes gibi Putin de, egemenlerin Çin’i yıllar önce alternatif güç olarak dönüştürdüklerinin farkında.
 
2012’de ABD ve Çin’in yanı sıra Rusya’da da başkanlık seçimi var ve çok büyük bir sürpriz olmaması durumunda, Putin’in devlet başkanlığına tekrar dönmesine kesin gözüyle bakılıyor. Oysa küresel güçlerin genetik kodlarını bilen Putin’in, malum güçler tarafından istendiğini söylemek zor.
 
Bush döneminde tüm dünyada itibarı dibe vuran ABD’de, “milli(!)” güçler ile derin Amerika arasındaki anlaşma sayesinde, senatör Obama başkanlığa getirilir.
 
Derin Amerika, başta İslam dünyası ve Afrika olmak üzere, yıpranan Amerika’nın itibarının Obama sayesinde düzeleceğini düşünür. Çok da haksız değildir. Afrika kökenli, kendi değilim dese de Müslüman olduğu düşünülen, Kur’an okumasını bilen ve adı Hüseyin olan birinin bunu başarması zor olamayacaktır ve kısmen de olsa başarmıştır.
 
Pentagon, Dışişleri ve Başkan yardımcılığını derin Amerika’ya kaptırsa da, oldukça uzun bir aradan sonra, “milli Amerika” Obama ile yeniden Beyaz Saray’a taşındı. İsrail’in 1967 sınırlarına dönmesini ilk kez telaffuz edebilen Amerika, üzerindeki büyük kambur İsrail’e karşı gerektiğinde mesafe koyabilecektir.
 
Derin Amerika veya küresel egemen ekonomik gücün, milli Amerika ile mücadele etmemesi beklenemezdi. Bunun içinde en iyi ve en güçlü FED silahını kullanmaktan çekinmedi.
 
Yaklaşık 150 yıldır 950 milyar dolarlık para basan FED, son birkaç yılda 1,5 trilyon dolara ulaşan miktarda dolar basarak piyasaya sürer. Obama yönetimi, 2008’i sıyrıkla atlatsa da, 2011’ı atlatması kolay olmayacak. Dünyanın kaynaklarını sömüren bu egemen küresel yapı, aslında en çok Amerika’yı sömürmekte. Çünkü ABD, onun dev ağlarının en orta yerindeki ülke.
IMF verilerine göre; 2010 yılı tüm ülkelerin toplam gayri safi hâsılası, 61 trilyon dolar. Oysa sade, 35 batılı ülkenin dış borcu ise 61 trilyon dolar. Sadece ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İspanya, İrlanda, İtalya, Japonya, Belçika, İsviçre, Avustralya ve Kanada’nın dış borcu 50 trilyon dolar.
 
Ülkelerin toplam dış borcu, tüm ülkelerin yıllık hâsılatlarının toplamından fazla. Peki, bu ülkelerin borçları kime? Bu noktaya erişmiş bir küresel sistem, sürdürülebilir mi?
 
Bu iki soru, belki de bugünlerin en kritik sorusu. Dünya nüfusunun geliri, giderini karşılamıyorsa, bu yapı nasıl devam edecek? Farklı rakamlar telaffuz edilse de, dünyada Rothschild ve Rockefeller hanedanlıklarının varlıkları, 40 ila 50 trilyon doları buluyor. Demek ki, büyük alacaklılar belli.
 
Vietnam Savaşı’nı kaybettiği gün, Amerika’nın geleceğini de kaybettiğini görenler, kişisel çıkarları açısından Çin’e yönelik yatırımlara başlayarak, bugünlere gelmesini sağladılar. Milli Amerika’nın, 11 Eylül’e kadar ülkesi hakkında oynanan oyunun yeterince farkında olmadığı gayet açık. Derin Amerika’nın operasyonu olan 11 Eylül, milli Amerika’nın derin uykusundan uyanmasını sağlamış olmalı.
 
Bu veriler ışığında, milli Amerika’nın üzerindeki en büyük kambur olan İsrail’i daha fazla üstünde taşıyamayacağı, bu yüzden de Filistin devletini ilan ederek, hem İsrail’i frenlemeye, hem de üzerindeki ağır kamburdan kurtulmaya çalıştığını da görmek gerek.
 
Obama’nın, 1967 sınırlarından söz etmesinden sonra, Netanyahu derin Amerika tarafından çağrılıp, senatoda onlarca kez ayakta alkışlatılmıştı. Bu gelişmeler, iki Amerika arasındaki güç mücadelesi olarak yorumlandı.
 
Bu durumda ister dahli olsun, ister olmasın öteki Amerika’nın, Arap Bahar’ından memnun olmaması mümkün değil. Buna karşın Arap Baharı, hem Pentegon’u hem de İsrail’i tedirgin etti.
 
Gelişmeler, dünyada üç projenin aynı anda sahnelendiğini gösteriyor. Süreçten başarılı çıkan taraf, diğer tarafı önemli ölçüde tasfiye edecek.
 
Çin ekonomisi birkaç yıl içinde ABD ekonomisini geçip dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Çin’e yatırım yapan küresel yapı yani derin Amerika’yı da kontrol eden küresel çeteler, Çin’in etki alanının daha da genişletmesini sağlamaya çalışıyor. Bu da Amerika’nın sonunu getirebilir.
 
Rothschild ve Rockefeller gibi birkaç tefeci gücün elinde rehin durumda olan Amerika ve İngiltere, dolayısıyla AB, ekonomik bağımsızlığı için, bu güçleri tasfiye etmek veya etkinliğini azaltma savaşı verecek. -Bu mücadele, sadece Amerika’yı değil tüm dünyayı ilgilendiren bir mücadele.-
 
Siyonizm’in büyük tetikçisi medya imparatoru Yahudi Murdoch operasyonunu ile Rothschildlere ait olan BP’nin geçtiğimiz yıl Meksika Körfezi’nde “Deepwater Horizon” platformda meydana gelen petrol sızıntısı ve sonrasındaki restleşmeler de taraflar arasındaki mücadelenin gün yüzüne çıkmış göstergelerinden sayılabilir.
 
Amerika’nın bundan sonra var olup olmaması, İsrail kamburu ile kendisini de sömüren derin çete ile ilişkilerine bağlı. ABD, Çin’e kaptırdığı siyasi ve ekonomik gücünün dolayısıyla nüfus alanını korumak daha da önemlisi var olup olmaması İslam dünyası, Afrika ve Rusya ile ilişkilerine bağlı. Bunun için daha stratejik adımlar atmaya mecbur.
 
Yakın gelecekte Amerika’nın İslam dünyasına ihtiyacı, İslam dünyasının Amerika’ya ihtiyacından daha fazla olacak. Bu durumda da Amerika’nın İslam dünyasını yanında tutup tutamaması, İsrail’le olan mesafesine artık çok bağlı.
 
Bu nedenle ABD’nin 2012 seçimleri büyük önem kazanıyor. Seçimlerden mevcut yönetim güçlenerek çıkarsa karşı taraf, ABD doları ve petrol kartıyla rejimi tehdit edebilir. Bu reste karşılık ABD, Amerikan Dolar’ından kurtulmak bile isteyebilir. Bu da Amerika’yı yeni bir para birimi veya FED’i millileştirmeye itebilir.
 
Bu süreçte İslam Dünya’nın Türkiye gibi hızla yükselen bir müttefike havale edilmesi, tabiri caizse bazı yüklerini hafifletme olarak da görülebilir.
 
Suriye ve İsrail rejimlerinin bir birini ayakta tuttuklarını bilen bilir. İsrail’in Gazze’ye yeniden saldırması, hem İsrail’in içindeki muhalefeti bastırmak, hem de düşme hattındaki Suriye rejimine verilen açık destektir. Suriye rejimine tavır alan Türkiye’nin İsrail ve Almanya’nın da desteği ile PKK’yla meşgul edilmesi bu planı bir parçası. Böylece Türkiye’nin hem Gazze ile, hem de Suriye ile ilgilenmesi önlenmek isteniyor. Ayrıca bu süreçte İran’ın Türkiye değil, İsrail safında yer almasına hiç şaşmamalı. Ama unutulmamalı bu süreçten en karşı çıkacakların başında Türkiye gelecek. Artık Türkiye,eski Türkiye değil.
 
Acaba bu süreçte Avrupa Birliği kalır mı? Son 5-6 yüzyılı sömürerek geçiren, İngiltere, Fransa, Hollanda, İspanya, Portekiz, İrlanda, İtalya, Belçika, İsviçre ve Almanya’nın ve dahi Yunanistan’ın işine düştükleri borç salmalından kurtulmaları hiç de kolay değil. Buda, hem onların yükseliş dönemlerinin sona erdiğini gösterir, hem de Amerika’nın başlattığı küresel tasfiye sürecine çaresiz destek vermelerini gerektirebilir. Destek veya iflasın dışında önlerinde üçüncü bir yol gözükmüyor. Ve Putin’in Amerika’ya yönelik eleştirileri aslında giriştiğin yolda seninleyim şeklinde de pekâlâ okunabilir.
 
2012, 2012’de Mehdi’yi bekleyen İran/Ahmedinejat için olduğu kadar, tüm dünya için oldukça kritik bir yıl olacağı kesin. Pek uzak değil, bekleyip göreceğiz.
Paylaş
Etiketler: ABD ekonomisini geçipbu süreçte Avrupa Birliği kalır mıÇin ekonomisi birkaç yıl içindeÇin’e yatırım yapan küresel yapıMehdi’yi bekleyen İran
Önceki Yazı

Allah Aşkına!!! Neyin Peşindesiniz Siz?

Sonraki Yazı

Somali’ye Yardım ABD’nin Oyunu mu?

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Somali'ye Yardım ABD'nin Oyunu mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap