İstanbul’un Kuzguncuk semtinde halkının tek bir doktoru varmış bir zamanlar; Dr. Ohannes Minasyan. İcadiye Caddesi üzerinde, Bostan’ın karşı köşesindeki evde ikamet eden Dr. Minasyan’ın hem evinde hem de Taksim civarında muayenehanesi mevcutmuş.
“Minasyan Kuzguncuk’ta doktorluk yapan bir Ermeni vatandaşımızdı. Taksim’de de ayrı bir muayenehanesi vardı. Taksim’deki yerinde muayene ücreti 50 lira iken Kuzguncuk’ta 20 liraydı. Minasyan Bey’in tüm Kuzguncuk’un aile doktoruydu. Doktoru Minasyan çocukları çok severdi. İlk önce selamlaşmayı onlarla yapar sonra çantasına çikolata çıkarıp verirdi çocuklara. Sağlık kurallarına hatırlatır, bilgiler verirdi. Minasyan Bey Cuma günlerini Müslümanların kutsal bir günü olarak gördüğünden hastalarında ücreti almadığı gibi ilaçları bile bedava verirdi. Doktor Minasyan vefat ettiğinde Hristiyan olduğundan kilisede cenaze töreni düzenlenip, Kuzguncuk Camii’nde de adına selâ okunmuştur”(1)
Ebediyete göçeli uzun zaman olmasına rağmen, İcadiye Caddesi üzerindeki Deniz Eczanesi’nin vitrininde Minasyan’ın şırıngaları, ilaç kutuları ve diğer tıbbi malzemeleri bir nevi tarih müzesi gibi sergilenmektedir.
Minareden ezan, kiliseden çan, sinagogdan hazzan sesini semtte duymak mümkündür. Bu anlamda Kuzguncuk, sadece mekânsal yakınlıkların değil hoşgörünün adresi olmuştur.
Kaynakça:
(1)İsmail Aksoy, Benim Kuzguncuk’um, 1. Basım, İstanbul: İleri Yayınları, 2017, s.73-74.
*sinagoglarda ilahi söyleyen güzel sesli kişi






















Necla DURSUN’un “Kuzguncuk Semti” ile ilgili bu güzel yazılarını günlerdir ilgiyle okuyorum. Özellikle “Dr. Minasyan” başlıklı bu son yazıda; Kuzguncuk’un, İstanbul’un sadece bir semti değil aynı zamanda farklı inançtan, etnisiteden, anlayıştan kişi ve grupların hoşgörü ve barış içinde yıllarca birlikte yaşadıkları güzel bir mekan olduğunu daha iyi anladım. Necla DURSUN,bu yazıları ile bize; Kuzguncuk’un “Bostan”ını, “Yeşil”ini değil, bunlardan daha da önemli olan o sevgi dolu insan profilini, toplumsal ortamını da tanıtmış oldu.// İstanbul’a geldiğimde, ilk gezeceğim yer, Kuzguncuk semti olacak.
Yorumunuz için teşekkür ederim Mustafa Bey. Yazılarımı ilgiyle okuduğunuzu yazmışsınız, bunu duymak beni öyle mutlu etti ki. Yorumunuzda bahsettiginiz Kuzguncuk’un ayrıcalıklarını (tam da benim amaçladıgım gibi) herkes bilsin, eski Istanbul’un zenginlikleri unutulmasın, eskiden köy olarak anılan semtlerin sokakları bu bilinçle korunsun, sahip olduğu demografik yapı hoşgörü içinde sürdürülsün istiyorum. Bu noktada yazının gücüne ve kalıncılıgına inanıyorum. Kuzguncuk ‘u en kısa zamanda görmenizi dilerim.