Çok şükür bitmiş.
Sağlık Bakanımız Prof. Dr Recep Akdağ açıkladı:“Domuz gribi gündemimizden çıktı…”
* *
Dönelim 2009 Eylül ayına.
Bakan Akdağ’ın basın toplantısından:
“Hastalık çok hızlı yayılacak.
Çok insan hastalanacak… Herkes duyarlı, hazırlıklı olmalı…”
* *
Bir ay sonra, Ekim 2009. Yine Bakanımız:
“ H1N1 Aralık’ta kapımızda.
2010 Şubat’ta zirvede.
En iyi senaryoyla 1,8 milyon hasta, 750 bini hastanede. Kötüsüyle 21 milyon kişi domuz gribi”
* *
Türk insanı olarak heyecanlıyızdır.
Gönül zenginliğimizden; bire bir koymayı severiz.
Panik yaratacak dedikodu olursa;
Elimizi bol tutar, bire beş katarız”
* *
Bu gerçekle… Neler yapmadık ki?
Soyguncu gibi maskelerle dolaştık…
Kafamızı dinlemek için, bu mazeretle kaynanayı eve almadık…
“Ateşim var galiba” diyen çocuğa kazıklandık, okula göndermedik…
Sınıftaki 3-5 velet ‘fenayız’ deyince Milli Eğitim’i ayaklandırdık…
Okulları tatil ettirdik…
Otobüslerde cambazlık yaptık…
Sağa- sola dokunmamak için kapıya-cama çarparak yol aldık…
Karı kocayı, oğul anayı öpmez hale getirdik…
Ağrı kesici, pastil, ateş düşürücüyü muska gibi taşıdık…
‘Kalabalıktan kaçın” dediler; tiyatro, sinema, spor salonunu unuttuk.
Milyonlarca aşı istifledik.
Her gün Radyo-TV’de maç skoru gibi ölüm sayısı takip ettik…
* *
İçimiz şişti de şişti.
Ne huzur, ne uyku, ne düzen kaldı.
* *
Şubat bitiyor.
Meşhur H1N1… Hani nerededir?
İki kelimelik “Geldi, geçti” sözüyle gribi böyle bitirdik.
* *
Acaba Bakan Bey’in şakası mı?
Hatırlarsınız… Bir ara meşhur Kırım Kongolu kenelerimiz vardı…
Onlardan korunmak için “Kırsal alanda, paçayı çorabın içine sokun” demişti.
Eğer benzeriyse…
İlahi Bakan’ım bir âlemsiniz.
Acaba sırada ne var
*********************
Erdal İZGİ/25 Şubat 2010
