Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nuray KAYACAN

Doğuya Gidiyorum, Gelen Var mı?

Nuray KAYACAN Yazar Nuray KAYACAN
10 Mart 2012
Nuray KAYACAN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bölgede akan kanlar üzerine yazılıyor ve çiziliyor ben işin ticaretindeyim, öyle mi? Evet aynen öyleyim.

Diyarbakır’a Gidiyorum!

Cümleyi kurmamla herkesin yüzüne yerleşen bir şok, tozu dumana katan ünlem işaretleri, akabinde keskin bir “sen salak mısın bacım!” bakışı, yer yer alay, bol imâ ve sınırsız ahkâm ile karşılaştım. Neden Tazmanya’ya gideceğim dediğimde bu kadar tepki almazken kendi ülkemin bir vilayetine gitmeye niyet ettiğimde fütursuzca yuhalandım?

Nasıl bir ülkede yaşıyoruz Allah’ım? Dışarısı içerisinden daha güvenli… Hırsız korkusuyla evinde duramayıp, karanlık sokaklarda derin “oh”lara sarılan paranoyak insanlara hangi arada bir dalaverede dönüşüverdik! Güvensizliğimiz en çok kendi bünyemizi zehirledi, peki biz nasıl bu hale geldik? Aslında biz hep böyleydik, neden başka bir bünyeye dönüşüp, evrimleşemedik?

İyi İfade Edilmiş Bir Problemin Yarısı Çözülmüş Demektir  (Charles f. Kettering)

Kendine güvenmeyen insan zelil olmaya mahkûmdur. Zihniyle arbede halinde olan insan kabuğundan dışarı adım atamaz. Keza hedef ve ana gaye de budur. Tamam dış mihraklar komplo teorileri, böl parçala yönet stratejileri, rakip ülke güçlenmesin diye her daim bir sorun var edeceksin formülasyonları hepsine birden toptan eyvallah. Her olayda olduğu gibi müsebbip Amerika ve Siyonist güçler, eee sonuç ne? Sebepleri bilmek sonucu değiştirmiyor nitekim. Kanser oldum sigara yüzünden ama tedaviyi boş vereyim. Var mı böyle bir lüksüm benim?

Mardin Projesi Yalan Mı Oldu?

Mardin turizm sektörü açısından örnek bir çalışmanın ürünü… Seneler önceki konumundan bu günlere gelebilmesi, herkesin görmek isteyeceği otantik bir şehir havasına bürünmesi ne kadar da önemli. Peki şimdi ne olacak, yine olağanüstü haller konuşulmaya başlandı. Kim canını dişine takıp bölgeye gider; kim para vererek canını riske atar? Benim gibi bileti elinde olsa da gitsem mi gitmesem mi ikileminde gidip gelir. Açık yüreklilikle söyleyeyim, doğuya giderek kendimi savaş muhabiri gibi değilse ne gibi hissedeyim!

Paraya, emeğe, defalarca ve defalarca üzerine su dökülerek, kokusu acı siyah bir tütsüye dönen ateşi söndürmek değil mi bu, yazık değil mi peki? Turizm gibi sermayesi en az, getirisi en fazla bir sektörden, tarım ve hayvancılığa sert iklimi ve engebeli yeryüzü şekli ile müsait olmayan bölgeler için turizm oksijen gibi elzemdir. Yoksa bu bölgeler göç, terör, kargaşa ve açlık girdabında boğulmaya maalesef ki mahkûmdur.

Birbirine Söven Değil, Birbirini Seven Toplum Olabilmek…

Terörizme turizm mi çözüm olur diyenlere, siz çözüm üretin o halde diyorum. Çok boyutlu iyi değerlendirme gerektiren bir vaka farkındayım. Ben alanımla ilgili naçizane bir öneri sunuyorum. Muhalefetin derdi çözüm değil, onlar problemlerle nemalanma derdinde. Çözüm bahane, sorun şahane formunda salınmakta demirbaş parti liderleri. Muhalif ikilinin biri varlığını Kürt sorununa borçlu bu da gayet açık. Çözülse kendileri de varlık nedenleri kalmadığından çorap söküğü modunda ya sevecek ya terk edecek bu memleketi. İhmal edilmiş bir dondurma gibi eriyip kaybolacaklar.

Söylenip etrafa okkalı küfürler savurmakla neticeye varılmıyor. Sizde çözüm üretin, saçma, mantıksız, işlevsel değil önemi yok. Küfrü ağzınıza yakıştırmaya son verin ve çözüm üretin. Havası, karası fark etmez, hiçbir harekâtla bu iş yürümeyecek bu gerçeği idrak edin. Arkadaşına sataşırken onun saldırısına muhtaç haylaz çocuğa o ilk tekmenin tadını artık vermeyin. Bir kez bile olsa vakur, mantıklı, sağduyulu, akl-ı selim oluverin.  Haydi, artık ona buna kızmayın, topu başkasına atmayın, medet ummayın ve çözüm üretin. Ortalarda dolaşan milyonlarca çözümün ikisi dahi uygulansa söven toplumdan birbirini seven topluma yükselebilir, daha mutlu ve daha huzurlu olabilir, aynı topraklarda birbirimize tahakküm kurmadan yaşayabiliriz belki, kim bilir? Dünya zaten topyekûn bizleri yoktan var edenin, ah bunu bir anlayabilsek.

Dünya Allah’ın, Aptallık Yapmayın!

Biz kimin malını kime vermemekteyiz. Hakkımız olan ne, bunu kimden talep etmekteyiz? Ülkemizi, memleketimizi, oturduğumuz evi geçin tepeden tırnağa kendi uzvumuzun dahi sahibi değiliz. Bolluğu da darlığı da veren “O” bunu bir kavrayabilsek. Dün alınıp bu gün iflas sarmalında yitirilmiş bir konut gibi dünya, bu gün var, yarını yok. İnsan da öyle, bu günü var, yarını yok. Defnedildiğimiz bir karış toprağın bile ebediyen sahibi olamazken, kemiklerimiz etimize veda edeli nice zaman olduğuna kanaat getirdiklerinde bile üzerimize başka definler konuyorsa, hangi mantıkla ne toprağından bahsetmekteyiz?

Ben de Dağa Çıkayım O Zaman!

Ben Kürt halkından daha fazla ezilen bir azınlığım. Beyaz mıyım bilmem ama Türküm de üstelik. Doğduğumdan beri İstanbulluyum, binbaşı torunuyum. Ama okulundan atılmış, öğretmenlik yaptırılmamış, yollarda, araçlarda, kamu kurum ve kuruluşlarında hakarete uğramış, polis jopunun tadına varmış, gözaltına alınmış, dışlanan, kovulan, ötekileştirilen, bu ülkeden git nere gidersen git tehdidi altında yaşam mücadelesi veren pek çok müslümandan biriyim. Üst kimliğim bu: Müslümanım, mümin olabilmek derdindeyim.

Ben başkasının canını yakarak acılarımı dindirmeyi tercih etmedim. Akan kanlara gözyaşlarını katık edip rahatlayan bir bünyeye sahip değilim. Hakkını masum insanları öldürerek elde edeceğini sananlara ne diyeyim? Hak etmiyorsunuz, istediğiniz her neyse onu hak etmiyorsunuz. Gündeme oturabilmek için rastgele aldığınız her bir can hesap soracak size. Ahrette çekilecek cezanın yanında bu dünya hafif kalır, hangi ideal bir insanı öldürür, canını alır. Ardında akan gözyaşları, sitem ve bedduanın ağırlığını nasıl ve hangi vicdan nasıl bir cesaretle yüklenir ve taşır?

Bayrağımızın Alı, Makûs Talihimiz Midir, Nedir?

Bayrağımızdaki semboller kan, hilal ve yıldız. Kabul edelim ki o kana bakmaktan, ay doğmuş üzerimize, kan damlar yüreğimize, bak bir yıldız kaymış neyimize. O kısımlara geçemiyoruz. Topraklarımızı sulayan kana diktik gözlerimizi, tüm insanlığın ortak değeri ay ve yıldız silsilesine utançtan mıdır nedir bilinmez kaldırıp da başımızı bakamıyoruz. İnsan derdi tükendiğinde, kendini iyi hissettiğinde bakar gökyüzüne. Biz kendimizi iyi hissetmeyi beceremiyor, hüznü seviyoruz.  Ay ve yıldızları ensemizde birleştirdiğimiz kollarımızla yayıla yayıla ne hikmetse izleyemiyoruz işte izleyemiyoruz.

Ekonomiye Can Verin, Şu Kana Bir Son Verin!

Bölgede akan kanlar üzerine yazılıyor ve çiziliyor ben işin ticaretindeyim, öyle mi? Evet aynen öyleyim. Tüm bu savaşların temelinde para, mal-mülk hırsı yatmıyor mu? Oradaki insanlar çaresizlikten iç mi dış mı hangi şafın hoşafıysa birilerinin piyonu durumuna düşmüyor mu? Kalkınma, ekonomik refah düzeyi artmasıyla bilinç, bilgi, kültür düzeyi paralellik göstermiyor mu? Turizm sayesinde geliri artacak, istediğini yiyebilecek, istediği gibi giyinebilecek, bunlar yetmezmiş gibi sinemaya tiyatroya, ev işlerinde teknoloji desteği ile artan vakitlerinde kendini geliştireceği kurslara gidebilecek insanın dağda işi ne? Yokluğa, sıkıntıya, kan ve barut kokusuna, kendini bilir kaç insan talip olur? Hangi karnı tok insan eline tüfeği alır, dağların oyuklarında can bulur?

Hak İstenir ve Alınır Ama Kanla Değil!

Alplerde elinde tüfeklerle İsviçre kurtuluş hareketi gerillalarını bir düşünsenize, Ya da Hollwood tepelerinde topraklarını geri almak için mücadele veren Kızılderilileri… Sahi, neden Aborjinler kendi halinde yaşarken “ülkemizden defolun ulen” moduna geçip beyaz Avrupalılara savaş açmıyorlar? Ki orada da gerçek bir gasp ve soykırım var. Çünkü gasp, soykırım, temelinde haksızlık insan olanın molekülünde var. Peygamber torunlarının kesildiği, ilk kardeş Kabil’in Habil’i öldürdüğü bir ırkın tezahürüyüz. Neden şaşırıyoruz ki? Kürt meselesi ve türevi her coğrafyada var ve olacak. At gözlüklerimizi sıyırıp dünya örneğine baktığımızda, Kızılderililer ve Aborjinler gibi nice ırkın sükûnetinde refah düzeyinin önemi inkâr da etseniz var. Açlıktan kan ağlayan toplumlar kan akıtıyor. Terör bir şekilde aç insanın en büyük lüksü, çığlığı.

12 Eylül devrimcilerini sisteme entegre eden ceplerinde biriktirdikleri değil mi? Ne oldu halkların kardeşliğine. Çil çil ihanetlere dönüştü emek mücadelesi. Herkes birey ve tek oldu netice de. Karnı doyan bebekler gibi uysal ve sakin oluyoruz. O bebek ağlamasın, kendine ve bana zarar vermesin istiyorsak o sütü içmesinin bir yolunu bulacağız, başka yolu yok. Sağılacak anne sütü gibidir turizm.  Anneyi bulduk mu, süt kendiliğinden gelir. Birileri şu kadını kaçırmasın artık. Bu basit tuzaklara düşmeyecek her ırktan ve kültürden sağduyu sahipleri olmalıyız, evvel-ül evvelin…

Paylaş
Etiketler: Birbirini Seven Toplum Olabilmek…Mardin turizm sektörü
Önceki Yazı

Birileri Ekmek Peşinde, Birileri Maskaralık İşinde!..

Sonraki Yazı

Dokunan Değil İçen Yanıyor!

Nuray KAYACAN

Nuray KAYACAN

İlişkili Yazılar

Nuray KAYACAN

Skandal

11 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Sıkıldık Gayri

10 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Türban Çıkmazı

08 Temmuz 2012
5k
Nuray KAYACAN

Ne Hale Geldik?

03 Temmuz 2012
5k
Sonraki Yazı

Dokunan Değil İçen Yanıyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap