Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ahmet AY

Din-Devlet İlişkisi: Laikliğin Doğuşu

Ahmet AY Yazar Ahmet AY
30 Nisan 2010
Ahmet AY
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Laiklik; doğuş sebepleri ve Sorunlar

En sade tanımı ile “devletin işleyişini dinini referanslardan bağımsız yürütmek” olarak bilinen laiklik 19. yy.’da ortaya çıkmıştır.Geçen bir asır öncesine kadar dini konumlarında olduğu kadar siyasi konumları itibari ile de birinci sırada olan kiliseler, çeşitli sebeplerden dolayı toplumdaki hâkimiyetlerini devlete terk etmeye başlayınca, toplumun; dinin konumuyla ilgili soru(n)ları gündeme gelmeye başladı. 

Güç el değiştirince devlet dine hangi oranda müdahil olacaktı? Kaçınılmaz müdahale, dinin bazı prensiplerini uygulamayı engellemeyecek mi? Cevap evet ise, temel hürriyetlerden olan din hürriyeti zedelenmiş olmaz mı? Ve nihayet dini prensiplerin tatbikatı engellenmeden her iki sosyal müessese toplumdaki varlıklarını sürdüremez miydi?

Aslında sorun din için olduğu kadar devlet için de sorundur. Her devlet, mensuplarının bağlı bulundukları bir dinle karşı karşıyadır. Dolayısıyla devletin durumu pek de kolay olamazdı. Ve nitekim günümüzde de sorun –kısmen kimi ülkelerde giderilmeye yüz tutmuşsa da- devam etmektedir. 

Yeni Ahit’te İsa Peygambere atfedilen “Tanrı’ya ait olanı Tanrı’ya, Sezar’a ait olanı Sezar’a verin” özdeyişi Batı için laiklik (kilise-devlet ayrılması) fikrinin doğmasına vesile olmuş olabilir mi? En azından kilise kendisine “İsa Peygamber tarafından bahşedilmiş olan ‘ruhani otoriteye dayanan bir siyasal iktidarın uygulanmasını’ gözetme hakkını” iddia etti. Bu iddiadan kaynaklanan gerilimler sonuçta 1649’da İngiliz Devrimi’ne ve I. Charles’ın idamına, Fransız Devrimi’ne ve 1793’te XVI. Louis’nin idamına ve kilise ile devletin yasal ayrılığına götürdü.

KİLİSENİN SİYASETE ETKİLERİ 

İNGİLTERE ÖRNEĞİ: 

23 Ekim 1996 tarihinde Katolik kilisesinin yayınladığı 25 sayfalık bildiri “kilisenin başkaldırı manifestosu” olarak yorumlandı.[1] Bu bildiri 3.500 papaza gönderildi ve altı hafta boyunca kilisede okunması zorunlu kılındı. İngiliz Muhafazakar Partisinin alenen eleştirildiği, parti ve hükümet başkanı John MAJOR’ın ‘kilisenin siyasete müdahalesinin bir sakıncasının olmadığını’[2]  ve bunu takiben başbakan olmaya talip Tony BLAİR’in ‘İşçi Partisi’nin Hristiyanlığın ilkelerine ve öğretilerine bağlı kalacağını’[3] açıklaması da dikkate alınırsa; demokrasinin beşiği İngiltere’de kilise/dinin siyasete ne denli müdahil olduğunu anlamak daha da kolaylaşır. 

ALMANYA ÖRNEĞİ: 

1949–1980 tarihleri arasında yapılan seçimlerde Protestan Kilisesi ve Katolik Kilisesi yayınladığı bildirilerle seçimleri etkilemişlerdir. Hessen ve Nassua Protestan kilisesi bildirilerinde ‘ilahi mesaja yer açmayı garanti edecek adayların desteklenmesi’ni istemişlerdir.[4] Yine Protestan kilisesi 1961 yılında Milletvekillerinden ‘kilise menfaatlerini grup menfaatlerinin üstünde tutmalarını’[5] telkin eden bildiriler yayınlamışlardır.

1987 seçimlerinde Katolik kilisesinin bildirileri kilise ile Yeşiller arasında ciddi sürtüşmelere yol açtı. Bir mülakatta ‘Yeşiller Katolikler tarafından seçilemez’ deniliyordu.[6]

ABD ÖRNEĞİ:

Amerikan siyasal sistemini nitelemek için genellikle ‘sivil din’ kavramı kullanılır. Politikada dinin rolünün olabileceğini kabul etmek amacıyla kullanılan bu kavram Richard NİXON’ın başkanlığı döneminde kullanılmaya başlanmıştır.[7] R. REAGAN döneminde din/kilise Beyaz Saray’la daha çok içli dışlı olmuştur. Nükleer silahlar için kiliseyi ikna etme başkan R. REAGAN’a düşmüştü. Aynı şekilde Orta Doğu politikası, kürtaj ve son olarak mevcut başkan G. W. BUSH’un ‘insanlığı kurtarma’ operasyonları dini anlayışın ABD yönetimindeki boyutlarını gözler önüne sermektedir.

AVRUPA’DAKİ HRİSTİYAN PARTİLER:

1. Almanya; Hristiyan- Demokrat Birlik, Bayern Hristiyan Sosyal Birlik

2. Hollanda; Hristiyan- Demokratik İttifak, H Tarihsel Birlik, Katolik Halk Partisi

3. İtalya; H Demokratlar

4. İsviçre; H Demokrat Halk Partisi

5. Norveç; H Halk Partisi

6. Belçika; H Halk Partisi

7. Lüksemburg; H Sosyal Halk Partisi bunlardan bir kaçıdır.

Dünya Ülkelerinin Din İlişkisi Açısından Yönetimlerini dört kategoride değerlendirmek mümkündür

  1. Dine dayalı yönetimi benimseyen ülkeler
  2. Dinin kısmen müdahil olduğu ülkeler
  3. Dine nötr (laik) ülkeler
  4. Dini tamamen dışlayan ülkeler

(Her ne kadar ana başlıklarını böyle koymaya çalıştık ise de Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde yönetim ne tamamen dine dayalı olabilmiştir, ne dini tamamen dışlayabilmişlerdir ve ne de tam anlamıyla laik olabilmişlerdir)

Türkiye’nin Laikliğe Geçişi ve Geçiş Sebebi Farklıdır

Türkiye’nin laiklik uygulamasına geçişi Avrupa ile kıyaslanmayacak kadar farklıdır. Zira Avrupa bir sürecin sonunda laiklikle tanıştı. Oysa Türkiye ne Rönesans ve ne de aydınlanmayı gerçekleştirmiş değildi. Günümüzde de durum geçmişten pek de farklı değildir. Aydınlanmasını gerçekleştirememiş bir İslam coğrafyasının varlığı ortadadır.

 Hangi Din Kendi Müntesiplerine “Çağdaş Çözümler” Üretebilir?

Eğer bir din yönetime talip olduğunu iddia ediyorsa her çağa cevap verebilecek donelere sahip olma zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Bunun için o dinin zaman içinde hazır uygulamalarının olması gerekmektedir. Hristiyanlık ve Musevilik’in bu konuda uygulama sıkıntısı çektikleri bir vakıadır. Gerçi Musevilik bazı tecrübeler yaşamış ise de alternatif model konusunda sıkıntılara sahiptir.

Ziya GÖKALP Hristiyanlık için şu tespiti uygun görüyor: ‘‘Hristiyanlık sürgün, göçmen dindir. Zira İsa (as) ve havariler genelde sürgünde yaşamışlardır. Dinlerini ancak böyle yayıp böyle yaşabilmişlerdir. Daha sonra ki müntesipleri de aynı şekilde sürgün hayatı yaşamışlardır. Ta ki Bizans imparatorunun Hıristiyanlığı kabulü ile Hristiyanlık resmi din olur ve müntesipleri rahatlamaya başlar. Böyle göçmen bir din(dar kitlesinin) çağa göre yeni çareler üretmesi beklenemezdi.  Dolayısıyla çağa ayak uydurması imkânsızdır. İslam dinine gelince; hem doğduğu Mekke ve hem de geliştiği Medine site şehirler olması hasebiyle yeni ihtiyaçlara, yeniliklere ve müesseselere ayak uydurabilen bir dindir.” Ama yine de Kur’an “efradını cami, ağyarını mani” bir devlet modeli sunmamıştır. Ancak adalet, şura, hakkaniyet, denge, eşitlik vb gibi erdemli bir yönetim için olmazsa olmaz koşulları her zaman ve zemin için geçerlidir.

Oysa İslam dininde durum oldukça farklı tezahür etmiştir. Başta da ifade ettiğimiz gibi her yönüyle ‘din devleti’ olabilmiş bir örneklik bulmak oldukça zorlama olacaktır.

[1] Yeni Şafak gazetesi 24 Ekim 1996

[2] M Emin KÖKTAŞ, Dindarlık ve Siyaset; s. 87–88.

[3] a g e; s. 88.

[4] a g e; s. 88.

[5] a g e; s. 90.

[6] a g e; s. 98.

[7] a g e; s. 113.

Paylaş
Etiketler: efradını cami ağyarını manifransız devrimijohn majorkatolik kiliseprotestan kilisesisezarsivil dinyeni ahit
Önceki Yazı

Bakan Günay’dan Tarihi Konuşma

Sonraki Yazı

Güzel Bir Kitap: Ölümsüz Atatürk…

Ahmet AY

Ahmet AY

Ahmet Ay'ın Tüm Yazılarını Göster

İlişkili Yazılar

Ahmet AY

CHP Artık Milli Güvenlik Sorunu

06 Aralık 2020
5k
Ahmet AY

AB’nin ‘İRİNİ’ Akdeniz’e Aktı

29 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Başkan Erdoğan’dan Kıbrıs Çıkarması

22 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Biden’a Neden Sevindiler?

15 Kasım 2020
5k
Sonraki Yazı

Güzel Bir Kitap: Ölümsüz Atatürk…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap