Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Merthan YURT

Din Ahlakı, Hep Başkası İçin mi Geçerlidir?

Merthan YURT Yazar Merthan YURT
20 Ekim 2009
Merthan YURT
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Özellikle Ak Parti’nin kurumlar ve halkla iletişim düzeyinde gerçekleştirdiği başarılı performans, son dönemde toplum nezdinde bir hayli olumlu tepkilere sebep oldu. Özerk kurumlar olması hasebiyle direkt yönetici atayamadığı kurumlar haricindeki tüm kurum ve kuruluşlarda müspet yönde baş döndüren bir değişim, dönüşüm ve performans düzeyi yüksekliği yaşandı.

Kültürel birikimleri, lider kimlikleri, çalışkan yapıları ve üstün dinamizmleriyle maiyetleri altındaki kurum ve onu işleten personele bambaşka bir çehre ve vizyon kazandıran kurum ve kuruluş üst düzey yöneticileri, hükümetin adeta tutan eli, yürüyen ayağı oldular. Hükümetle uyumlu, hızına ayak uyduran, gelişmeleri yakından takip eden, şeffaf, ileriyi görebilen ve iş bitirici yönleriyle bakanlıkların yüklerini hafiflettikleri gibi, devlet adlı aygıtın halk katındaki soğuk, resmi, içe kapanık, kimsenin bir işten anlamadığı, her işin savsaklandığı, gün geçirmeye dayalı ve sürekli ayın onbeşini gözetleyen memur anlayışını devrim niteliğindeki radikal değişimlerle ters yüz ederek, sürekli koşuşturan, vatandaşa güler yüzle hitap eden, empati kuran ve sorunların çözümü için ortak çaba sarf eden bir yapıya büründürdüler.

Bütün bu olumlu gidişata rağmen Diyanet,  imaj itibariyle daha on yıl öncesinin despotik ve gerilimli atmosferini yansıtan görünümünü korumaya şiddetle devam ediyor. Üst yönetimi Ak Parti hükümeti tarafından atanan kurumda yönetimin içe kapanık, vizyonu dar, ahbap çavuş ilişkisini koruyan, geleneksel şekilci saygı ve hürmeti zirveye taşıyan, içerik itibariyle beş asır öncesinde kaleme alınan eserleri talim eden ve dünyanın göstermiş olduğu gelişim ve dönüşüm okumaktan aciz görünümü, Diyanetle ilgili her kesimi bıktırma ve usanç noktasına getirmiştir. Yıllar yılı Üniversite öğretim üyeleri odalarında kitap okuma seansları dışında hiçbir sosyal, kültürel, edebi ve akademik uğraşı olmayan, Ak Partili Milletvekillerine ‘yakın’ hocaların oluşturduğu yönetim birimi, kurumun işleyişini adeta felç etmiş durumdalar. Bunca zamandır iş başında olmalarına rağmen ne esaslı bir yönetim anlayışı oluşturulabildi ne de var olan sorunlara çözüm getirme anlamında esaslı bir öneri ve çalışma ortaya kondu. Aciliyet arz eden tüm problemler baba-dededen kalma yöntemlerle geçiştirilerek gün kurtarılmaya çalışıldı. Bunca yıldır işbaşında bulunuyor olmaları, Ak Parti içerisindeki güçlü bağlantıları ve hassasiyet edebiyatını çok iyi başarmaları nedeniyledir. Ki hassasiyet istenmeyen konularda da bir icraatları görülmüş değil ya, o ayrı konu.

En önemli mevzu olan teşkilat yasası çıkarılamadığı gibi en köklü ve kronik problemlerin başında zikredilen personel yönetimi mevzuatı bir türlü çağdaş normlara yaraşır ölçülere sokulamadı ya da sokulmak istenmedi. Bütün önemli görev ve unvan değişikliği sınavlarında ‘mülakat’ sınavı sistemi şartı en başta konarak perde gerisinde Diyanet’e demir atmış birkaç aile zevatının görev geçişlerinde kolaylık sağlandı. Diyanet yönetimi şunu hiç hesap etmedi: Bütün bu ördükleri çoraplar bir gün kendi başlarına geçirilir diye. Allah’ın hayata müdahil olduğu, adaletsiz uygulamaları sebebiyle onları cezalandıracağı gerçeğini hep dindar sınıf oldukları zehabıyla ikinci plana ittiler. Onlara göre dini ahlak ve kurallar hep halk için geçerliydi. Belirli bir seçkinci zümre zaten masumdu, işlediklerinden öte sorumlu tutulamazdı.

 Mülakat ile gerçekleştirilen sınavlar, etkili ve yetkili mercilerin istedikleri at koşturmalarına imkan sağlayan bir araçtır. Mevcut yönetim, Diyanet’i ihtiyaç duyulan ölçüde fonksiyonel bir yapıya kavuşturma ideal ve birikiminden uzak olmasaydı, kişisel bir takım hesaplarla uğraşmaktan geri dururdu. Vatandaşlar arasında mülakat sınavı sistemiyle ayırım gözetmesi, şeffaf bir yapıdan geri durması, Türkiye’de olduğu gibi Diyaneti de bir grup ailenin tasallutu altına koyma çabaları ve edebi söz sanatını icradan öte hiçbir icraat göstermemesi gibi anayasal suç kapsamına giren en öncelikli suç başlıkları sebebiyle acilen istifa etmesini gerektirmektedir.

Son Kur’an Kursu Öğreticiliği, İmam-Hatiplik ve Müezzin-Kayyımlık yeterlik mülakat sınavındaki sonuçlar ve komisyonların adaylara bakış açısı bardağı taşıran son damla olmuştur. Hangi ilke ve esaslara gibi mülakatın yapılacağı tespit edilmediği gibi komisyon üyelerinin arzu ettiği tasarrufu gösterme hürriyeti son haddine kadar verildiği görülüyor. Adayların yakındıkları en ciddi konu, sınavda komisyon üyeleri önünde adeta bir kurban gibi görülerek merhamet ve şefkat dilemeye mecbur edildikleri görüşüdür. Bırakın barbar toplumlarda, en aşağılık kimliğe sahip toplumlarda dahi görülmemiş bu insanlık dışı muamelenin Diyanet gibi bir kurumda, bu çağda, bu hükümet döneminde görülüyor olması artık, kıyametin kopacağı anlamına gelmektedir.

Öncelikle şu soruları sormak ve bu konuda Başbakanlık Teftiş Kurulunda yardım talep etmek en temel hakkımız olsa gerek. Komisyonda yer alan üyelerin ehliyet ve kabiliyetleri kimler tarafından, nasıl tespit edilmiştir? Onların doğru, adil ve objektif karar vereceklerine dair güven nereden duyulmuştur? Binlerce aday tüm sorulara doğru cevap verdikleri, kıraati düzgün yaptıklarını söyledikleri halde neden başarısız sayılmışlardır? Belli kıstasa göre sınav yapıldıysa, adayların bunu bilmeye hakkı yok muydu, var ise neden kamuoyuna beyan edilmedi? Belli bir kıstasın olmaması yönetimin yetersizliğini gösterip acilen istifa etmesini gerektirmez mi? Belli bir kıraat imamı ve çeşidi tercih edilmiş midir ya da kimler, nasıl ve hangi nedenlerle başarısız addedildiler? Komisyon üyeleri bağımsız jürilerce ehliyet ve liyakat tespit sınavına girmişler midir? Mülakat sınavları neden kameralar önünde gerçekleştirilmemiş, ilke ve esaslar, yeterlilik ölçütleri ve kıraat örneği beyan edilmemiştir?  Her üyenin kendi bildiği yönteme göre karar vermesi anlamına gelen, genel ilke ve esasların beyan edilmemesi sorunu sebebiyle adaylar nezdinde vuku bulan maddi ve manevi mağduriyet sorumluluğu kime aittir?

Bu ve benzeri daha birçok problem mevcut Diyanet yönetiminin işin ehli olmadığı, yeterli bir donanım ve kabiliyete sahip olmadığını göstermektedir. Başkaları için ağır ve fütursuzca kararlar verenlerin, iş kendi şahıslarını ilgilendirince neden yan çizdiklerinin hesabını vermek durumundadırlar. Din şuraları yapmakla Diyanet’in yönetilemeyeceği ya da yönetimin bu olmadığını birilerinin hatırlatması gerekiyor! Sahi yedi yıldır yönetimi işgal eden grup dişe dokunur ne yaptı?

Paylaş
Etiketler: Diyanet İşleri Başkanlığıİmam-HatiplikKur'an Kursu ÖğreticiliğiMüezzin-Kayyımlıkyeterlik sınavı
Önceki Yazı

Bakış Açısı ve Yorumlar

Sonraki Yazı

Ne Kadar Mutluydular!

Merthan YURT

Merthan YURT

ÖZGEÇMİŞ 31.08.1977 Tarihinde Bartın merkezde doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi kendi memleketim olan Bartın'da okudum. Lisans eğitimimi ise Yüzüncüyıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde gerçekleştirdim. Okul hayatı sırasında ve daha sonra muhtelif yerel basın kuruluşlarında, değişik görev ve unvanlarda çalışma fırsatım oldu. Uzmanlık alanım İlahiyat olmasına karşın özel bir hobi olarak gazetecilik yapmayı, yazı yazmayı ve güncel ile kültürel olanı bir potada buluşturarak gündeme ilişkin yorumlamalarda bulunmayı tercih ediyorum. Yayıncılık hayatına Ortaokul sıralarında çıkan okul gazetesine verdiğim yazılar ile başladım ilk olarak. Gazete günlük olarak yayınlanırdı. Ben her hafta gazetenin hikaye bölümü için hikayeler yazardım. Düzenli olarak yazdığım yazılar, mezuniyet tarihime kadar devam etti. O sıralarda Ulusal yayın yapan gençlere yönelik Genç İstikbal dergisine de hikaye ve yazılar gönderiyordum. Bu türden amatör yazı çalışmalarını geliştirmek maksadıyla, başta Milli Gazete olmak üzere Yeni Şafak ve Vakit gazetelerine yazılar gönderdim. Muhtelif vesilelerle kaleme aldığım yazılarım aralıklı olarak yer buldu. İlk aktif gazetecilik deneyimim Van'da yayın yaban bölgesel Şark Yıldızı gazetesinde gerçekleşti. Üniversite eğitimimi görürken gazetecilik mesleğini sürdürmeyi hedeflemiştim. Orada röportaj muhabirliği, köşe yazarlığı ve redaktör olarak çalıştım. Yaklaşık olarak 3 yıl boyunca düzenli biçimde söz konusu gazetede çalıştım. Bununla beraber yine Van'da yayın yapan Bölge Gazetesinde köşe yazıları yazmaya başladım. Gazetenin yayın kurulunda bulundum. Öğrencilik hayatı sırasında üç sayı çıkan Gençliğin Sesi ve bir sayı çıkarabildiğimiz Ranuna dergilerinin yayın hayatına atılmasında aktif rol oynadım. Bu dergilerde yayın koordinatörlüğü ve yazı işleri müdürlüğü görevlerinde bulundum. Daha sonra Konya'da yayın yapan Merhaba Gazetesinde 2002 yılında altı ay süreyle köşe yazıları kaleme aldım. Şu anda yayıncılık dünyasının dışında, akademik çalışmalar ile ilgileniyorum. İlahiyat alanında Yüksek Lisans eğitimi tamamladım. NOT: Aşağıda iki adet yazı örneğimi gönderiyorum. Bu yazıları word formatında ekte dosya şeklinde de gönderiyorum. 1977 yılının Şubat ayında Bartın'da doğdum. Şu anda bir gazetede çalışıyorum. Daha çok güncel ve kültürel konular ile ilgilenirim.

İlişkili Yazılar

Merthan YURT

Diyanet Neden Gizli İşlem Yürütüyor?

25 Ekim 2009
5k
Merthan YURT

Kişisel Gelişimin İntiharı: Kibir

24 Ekim 2009
5k
Merthan YURT

İmanı Kuşanmanın Temel Şartı

23 Ekim 2009
5k
Merthan YURT

Mülakat Sınavlarının Maksadı

22 Ekim 2009
5k
Sonraki Yazı

Ne Kadar Mutluydular!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap