Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Diken Tarlasından Gül Bahçesine (XXXI)

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
26 Mart 2022
Hüseyin ERKAN, Öykü Tefrikaları
1
Diken Tarlasından Gül Bahçesine (XXXI)
409
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

EYVAH, EYVAH! NE YAPACAĞIZ ŞİMDİ?                           

ne bir yüce, cüce olur

yalanlarla dolanlarla

ne bir cüce, yüce olur

şişirilmiş balonlarla.

H.E.

1990’lı yılların başları… Florya’dan Bahçeşehir’e taşındığımızın ilk kışı, ilk ayları… Ocak ayıydı sanırım. Sabah uyanıp bir baktım ki pencereden, her yer bembeyaz kar… Yılın ilk karı…

Bugünlerdeki gibi radyo ve televizyonlardan bir duyuru, bir uyarı yapılmış mıydı, anımsamıyorum. Hoş, yapılmış olsa ne önlem alabilirdik ki!

“Böyle bir havada işyerine gidemezsin.” dedi eşim.

Haklıydı; evimizin önünden geçen yol da karla kaplıydı çünkü. Ve kar lastikleri de yoktu arabamızın. Bahçeşehir nere, Cağaloğlu nere! Sıkıysa git de göreyim seni!

Kahvaltımızı yaparken, “tık” deyip elektrikler gitmesin mi? Televizyon da kapandı tabii. Sigorta mı attı acaba diye kontrol ettim ama hayır, atan hiçbir sigorta yoktu.

“Eyvah, eyvah!.. Kalorifer de çalışmaz şimdi. Kesinti uzun sürerse yandık!  Ne yaparız?” dedi eşim.

“Uzun sürmez, yaparlar hemen.” diye olumlu konuştum ama gerçekten de uzun sürerse kesinti ne yapar, nasıl yapardık?

“Aman, düşündüğün şeye bak Hüseyin! Aç değilsin, açıkta değilsin. Yolda, belde değilsin. Sen ki, Toroslar’ın göbeğinde bir dağ köyünde doğmuşsun. Bırak kaloriferi, sobası bile olmayan bir evde büyümüşsün. Daha sonraları yarım metre, bir metre karların yağdığı Diyarbakır, Hasanoğlan, Kars, Ağrı, Keşan gibi yerlerde görev yapmışsın.

İstanbul gibi, ülkemizin en büyük kentinde, birkaç yılda bir yağan beş-on santim kar mı korkutacak seni?” diye avutmaya çalıştım kendimi ama öğleye doğru iyice soğumaya başladı ev.

Belediyeyi, elektrik idaresini arayıp durdu eşim. Görevliler, ârızayı bulup gerekeni yapmak için uğraşıp duruyorlarmış ama ne zaman elektrik verilebilir; bu belli değilmiş.

Uludağ’a kayak için giderken giydiğimiz giysileri çıkardık dolaptan. Tam o sırada, kapı vuruldu: Dan, dan, dan!..

“Hayırdır! Kim gelir böyle bir havada bize?”

Koştum kapıya hemen. Açınca, karşı komşum Suat Çakar Bey vardı karşımda. “Buyur komşum.” dediysem de girmedi içeriye.

“Hüseyin Bey! Bildiğiniz gibi elektrikler kesik. Önemli bir ârıza varmış. Ne zaman geleceği de belli değilmiş. Bizde elektrik motoru var. Elektrik kesilir kesilmez otomatik olarak o giriyor devreye. Bildiğim kadarıyla siz şu an elektriksizsiniz; değil mi?”

“Evet, sevgili komşum…”

“Kalorifer çalışmadığı için eviniz soğumuştur. Üşütüp hasta olmamanız için, size elektrik verelim; diye geldim.”

“Sağ ol, bizi düşündüğünüz için sevgili komşum! İyi de nasıl olacak bu?”

“Ben bu işlerden anlarım biraz. Bende uzatma kablosu var. Onu getirip şu girişteki fişe takıvereceğim. O kadar!”

“Zahmet olacak size.”

“Ne zahmeti? İki dakikalık iş… Memnuniyetle…”

Gerçekten de iki dakikada yaptı komşum gerekeni. Ve yandı ampuller. Ve çalıştı kaloriferimiz, televizyonumuz. Bir bayram sevinci yaşandı evimizde.

En güzeli de bizim böyle bir isteğimiz olmadığı halde komşumuzun bunu düşünmesiydi. “Ev alma, komşu al.” sözü ne kadar da doğruymuş meğer. Böyle bir komşumuz olduğu için ne kadar şanslı olduğumuzu konuştuk eşimle.

O güne dek dıştan görüp sevdiğimiz değerli komşumuzun, içi de güzelmiş meğer. Aklımızın köşesinden bile geçmezdi, “Komşum, bize de elektrik ver” demek.

Bu güzel yardımlaşmaya dek, ne onlar bizi tanımıştı yeterince, ne de biz onları… O günden sonra eşim Güler, Suat Bey’in eşi Hatice Hanım’la daha bir sıkı fıkı görüşür oldu.

Müge ve Pervin adlı iki kızı, Güçlü adında bir oğlu vardı komşumuzun. Güçlü ilkokula, Pervin ortaokula, Müge de liseye gidiyordu.

Bizim kızımız Dilem, Ankara’da, Bilkent Üniversitesi’nde öğrenciydi o sıra.

Bahar gelince, Silivri’deki bahçemize göçtük biz yine.

Okullar tatil olup havalar ısınınca iyice, sevgili komşumuzu Silivri’ye davet ettik. Bir pazar günü geldiler ailece. Hepsi ama hepsi, çok beğendiklerini söylediler bahçeyi. Gençler havuza daldılar hemen. Öğleye doğru bahçıvanımız İlyas Efendi mangalı yakarken, Sebile Hanım da masayı hazırlıyordu. Suat Bey:

“Komşum! Burayı ne zaman, nasıl aldınız?” diye sordu.

Anlattım kısaca.

“Bizim de bir yazlığımız var, Burgazada’da. Ama uzak… Gitmek de zor, gelmek de… Burası yakın… 50 kilometre… Hız yapmadığım halde 25 dakikada geldim. Hiç aklımdan geçmezdi ama bahçenizi görünce imrendim. Burgazada’daki yazlığı satıp buradan ben de bir çiftlik almak isterim. Ne dersin?”

“Çok iyi olur; derim. Biz sizin komşuluğunuzdan çok memnunuz. Hanımlar da çok iyi anlaşıyor. Burada da komşu olabilsek keşke!”

“Mümkünse, köye gidip bir araştırma yapabilir miyiz, sofra hazırlanıncaya dek?”

“Haydi, o zaman?“ deyip kalktık hemen.

Köyde tanıdık iki emlakçıya uğradık. Evet, satılık yerler vardı. Dahası hemen yanımızdaki beş dönümlük parsel de satılıkmış. Fiyat?

Birkaç yıl önceki fiyatlar almış başını gitmiş de haberim yokmuş benim.

“Hüseyin Bey, fiyatlar düşündüğümden beş-on misli fazla, mümkün değil…” deyince komşum:

“Ben de bilmiyordum; bu kadar arttığını fiyatların. Ama umudunu kaybetme hemen. Bu köyde böyle olabilir ama on-on beş kilometre uzaklıkta Beyciler Köyü’nde çok daha uygundur fiyatlar. Gel, bir telefon edip fiyatları öğrenelim önce.”

Tanıdık bir arkadaş olan Yahya Düvenci’yi arayıp hal hatır sorduktan sonra:

“Bir komşum var, şu an yanımda. Sizin köyde, yola cepheli üç-beş dönüm bir yer almak istiyor. Fiyatlar ne durumda?” diye sordum.

Ve sonra, telefonu komşuma verdim. Konuştular. Telefonu kapatınca Suat Bey:

“Çok iyi! Yahya Bey’in söylediği fiyatlarla oradan bir yer alabilirim. ‘Ne zaman isterseniz gelin, ben yardımcı olurum.’ dedi. Yemekten sonra gidelim mi?” diye sordu.

Hayır, diyecek değildim ya, sevgili komşumuza. Beyciler köyüne girmeden sağda gördüğünüz beş dönümlük “Güçlü Çiftliği”nin arazisi, bu karar üzerine o gün alındı işte. Evlerini de yaptırdılar kısa sürede, havuzlarını da… Ve çiftlik hayatını öyle çok sevdiler ki, yaz kış orda oturmaya başladılar.

Çiftliğe adını veren Güçlü, yıllardır Avustralya’da… Ablası Müge,  belki yirmi yıldır Amerika’da…

Ortanca kardeşleri Pervin’i mi merak ettiniz?

Üzülmeyin; Pervin ülkemizde, İstanbul’da…

Üçüyle de gurur duyuyor; babaları Suat Bey ve anneleri Hatice Hanım dostlarımız.

30 yıl önceki gibi biz, bugün de aynı sıcak duygularla seviyoruz; değerli komşularımızı.

Paylaş
Etiketler: Diken Tarlasıgül bahçesiHüseyin Erkan
Önceki Yazı

O Güzel Ahlakın Temsilcisiydi !

Sonraki Yazı

Sigortalı Erkekler Emzirme Ödeneği Alabilir mi?

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Sigortalı Erkekler Emzirme Ödeneği Alabilir mi?

Yorumlar 1

  1. Fatma Kahyaoğlu says:
    4 yıl önce

    Hüseyin Hocam, bu sizin anılar, her biri ayrı birer güzel öykü. Tüm erdemleri çok güzel işliyorsunuz. Elinize, beyninize sağlık. Kaleminiz hiç durmasın, mürekkebiniz hiç bitmesin inşallah 🙏

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap