Seçim gününe kadar ortalık şenlik-panayır yeri gibi olacak. Zaten her seçim dönemi böyle değil midir? Hokkabazlar, şaklabanlar, pamuk şekerciler, ip cambazları, rüzgar gülleri…
Seçim büroları ve partililerin renkli görüntüleri… Eğlence ve rahatlama mekanlarına dönüyor her yer. Bu da bana ilginç geliyor her zaman. Yani, bir belediye başkanını, muhtarları, meclis üyelerini, milletin vekillerini seçme süreci, akli bir tartım süreci olmasına rağmen; sanki tatildeymişizcesine ve bir eğlence mekanına gidermişçesine seçim süreci hazırlıkları sürüyor. Yani eğlence illa lazımdır insana fakat akli bir tartım sürecinde bunu yapmamız bana ilginç geliyor.
Seçim bürolarının şenlikli önlerinde oturuyoruz zaman zaman. Eskisi yenisi, arkadaşlarla istişarelerde bulunuyoruz. Hangi partiye yakınsak o partinin iç çekişmeleri de gündemimize giriyor tabii.
CHP ilçe teşkilatında bir süre şok yaşandı. İlçe teşkilatı istifa etti. “Yenilenme” süreci diye bakılan bu dönemde blok blok memnuniyetsizlikler devam ediyor. CHP tabanı yine de “kemik” olmayı başarabilen bir taban olduğu için kendi içinde bir oy kaybı yaşamayacaktır, diye bakılıyor.
Türkiye çapında olan şeyler de burayla ilgili tabii. Komünist başkanın Tunceli‘den İstanbul’a gelmesi bile elbette bizimle ilgili. “Neler oluyor neler!” dedirten şeylerin benzerlerinin burada da olması mümkün olabilir.
Lokasyon bazlı destekleme diye de bir şey türedi. Aslında eskiden de vardı tabii, böyle şeyler. Fakat şimdi marjinal görüngü sergileyen şeyler oluyor. TİP, çıkıp da DEM denen sahte solcu partiyi destekleyebilir. O zaman adama sorarlar; madem öyle niye böyle TİP TİP hareketler yapıyorsun? diye. Yarı nükteler bir yana…
AKP, sessiz ve derinden çalışıyor. Yani, parayla oy satın alma işlerini önceki seçimlerde de yapmıştı AKP.
Bir önceki seçimlerde, tepkisel MHP oyları CHP tarafına kaymıştı. Az veya çok etkisi oldu mu, olduysa ne kadar oldu, artık geride kaldı. Şimdi, durum tam da öyle olmayabilir. Yani, mesele çıkar ilişkileri olunca CHP’ye oy verebilen az bir MHP‘li AKP‘ye kayabilir, yeniden. Bu, CHP yüzdelik dilimine burada pek etki etmez.
DEM de o kadar güvenilir taban değil. Zamana ve şartlara göre şekil değiştirebilen bir partidir DEM. Perde gerisinde, AKP‘nin belediyeyi aldığı koşulda, şimdiden birtakım arsa, inşaat işleri filan verilmiştir. DEM tabanı, CHP‘ye oy kaybettirebilir yani.
CHP belediye başkan adayı Hatice Gençay‘ın Alevi olması da yüzde 1-2 oy kaybettirebilir. CHP tabanındaki alevilerin, başkanın alevi, sünni, ateist olması konusunda pek bir sıkıntısı yoktur. Başkan isterse susamlı simide tapsın, fakat yeter ki Atatürk‘ü sevsin, alevi taban bunu pek önemsemez.
Buranın nüfusu oldukça arttı. Yüz bini geçti nüfus. Sadece depremden ötürü değil, doğal haliyle de bir nüfus artışı vardı. Fakat önemli bir şey var; özellikle, deprem sebebiyle gelen büyük bir kitle var. Bu kitle, benim şahsi düşünceme göre, seçimin sonucunu belirleyecek olan kitle.
Sosyal medya hesaplarımda arada bir paylaşırım… Burası Adıyaman gibi oldu, Malatya gibi oldu filan diye… İşte, o bölgelerden gelen kitle esas belirleyici kitle olacak.
Didim‘de CHP‘nin biraz zorlanarak seçim kazanması veya seçimi kaybetmesi bu seçimlerde mümkün gözüküyor.
İşin aslında gelirsek; buraya ne AKP ne MHP yakışır. Öyle bir seçim sonucu olursa burada turizm başta olmak üzere pek çok sektör biter. Buralar zaten suç cenneti, tamamen bir global suç merkezine döner. Sermaye tamamen yurt dışına gider, yabancı yerleşimleri azalır.
