Yine 3-4 hafta önce bir dernek kurma düşüncesi geçmişti kafamızdan. Oraya neden gitmiyorsun abi? demiştim. Bırak yahu, demişti, PKK’lı kaynıyor orası demişti. Aynı fikrideyiz demiştim ben de. Sonra, hemşerim olan abi, bir ara burada başka bir alevi derneği kurma düşüncelerinin olduğunu söylemişti. Fakat araya işler girmiş, ertelemişlerdi, demesine göre.
Ben de, tek başıma kaldığım bir ara düşünmedim, değildi. Ben kursam mı acaba? Fakat daha sonra gereken ilgiliyi gösteremem diye askıya almıştım düşüncemi. Fakat yine de kurulursa nasıl olur diye birkaç şey belirlemiştim. Öncelikle, inanç yönünün kesinlikle öne çıkarılmayacağı bir dernek yapısı olurdu.
Çünkü, derneği kuran kişi ben olsam da, bu derneğe gelecekler işin inanç yönünü mutlaka kullanırlardı. İyi kötü engel olabilirdim fakat ben bu engel olmalarla mı ilgilenecektim yoksa derneğin işiyle mi, gerçek misyonuyla mı? Sorun olan buydu.
Gençliğimden bu yana değişik birkaç derneğe üye olmuşluğum, hatta birinde çok etkin şekilde çalışmışlığım vardır. O derneğe üye olduğum zamanlarda arkadaş çevrem, çok şanslıyım ki çok iyi kaliteli insanlardı ve bir olumlu enerji bütünü oluşur ve güzel şeyler yapardık. Badanasını boyasını bile büyük bir mutlulukla yapardık. Neyse..
Fakat zaman içinde, değişik başkanlar seçilirdi. Bu başkanlar çoğu zaman Turhal’ın orta varlıklı kimseleri de olurdu. Bu zamanlar içinde değişik sorunlar yaşadık bu başkanlarla.
Bu da benim için bir fırsat olmuştu. Ne için gelirlerdi bu başkanlardan bazıları? Çıkar sağlamak için. Diyelim ki derneğin o an 1000 üyesi var. Bu üyeleri müşteri potansiyeli olarak görürlerdi. Hep de, çok ilginçtir, tuhaf şeylerini yakalardım ki bu yüzden benden hoşlanmazlardı fazla. Hatta bir gün geldi öyle bir şey oldu ki o olayı hiç unutmam. Dernek yönetiminden biri, ki sonra başkan olduydu, derneğin kapalı olduğu Pazar günleri gelir derneğin bilgisayarından porno sitelere bağlanırdı.
Bunu bir tesadüf sonucu öğrenmiştim. Bir gün, dernekteydim.Öğretmen ağabeylerden biri beni yönetim odasına çağırdı. Ümit, dedi, bilgisayarda bir sorun var, bakar mısın dedi. Tabii, dedim. Bakarken ederken Internet tarayıcı programının gelmişinde geçmişinde ilginç şeyler gördüm. Kısa bir süre sonra üstü kapalı bir şekilde bu öğretmen ağabeye Pazar günleri buranın açık olup olmadığını sordum. Hani, geleyim de kitap okuyayım…filan diye soruyorum dedim. Bana Pazar günleri kimin geldiğini söylediydi.
Yine bu kısa diyalogdan kısa bir süre sonra derneğin telefon faturası geldiydi. Bir baktılardı ki çok fazla, bunu duyan pornocu kişi güya hemen herkesi sorgulamaya başladı. Kim oturuyor bu bilgisayarın başına.
Birkaç gün önce ben orada bir sürü kişi varken tamir maksadıyla oturmuştum… herkes beni hatırladı… Kimse artık bundan böyle bilgisayarı kullanmasın! diye fetva yayınlandı. Halbuki ben zaten kullanmazdım. Sonra, dediğim gibi başkan filan da oldu. Daha sonra duydum ki karısını filan bırakıp başka bir kadınla kaçmış gitmiş Turhal’dan…
Bu anlattığım küçük bir olay… Burada kurulması düşünülen dernekten bahsediyordum.. Yani, inanç boyutu işin içine katılmasa kesinlikle iyi olur. Çünkü, bu gün pek çok, dini misyonlu, derneğe baktığımızda para işlerinin çok fazla olduğunu görmekteyiz. Fark etmiyor alevi veya sünni dernek olması.. işin içinde “din” denen şey varsa kesinlikle hırsızlık vardır. Çünkü herkes bir şekilde Allahtan korkar. Hırsızlar bunu iyi bildiği için, üyeleri veya sempatizanları kandırmanın kolay olduğunu bilirler.
Bir tanıdık, bu alevi dini derneklerden birine gidiyor. Yönetimden birine derneğe üye olmak istediğini söylüyor. Bağış yaptın mı ki üye olmak istiyorsun diye tepki görüyor. Tanıdık kişi de, daha üye olmadım ki bağış edeyim diye ters çıkışıyor.. Bu işler bu noktalara kadar geliyor. Hırsız arsızlaştıkça arsızlaşıyor…
Dernek kurma olayın çok boyutu var… İlkeler bellidir, amaçlar bellidir. Mesela ne olabilir yeni bir alevi derneğinin ilkeleri?.. Şöyle bakmak lazım meseleye: Alevilik, bir açıdan bakınca, elbette kişinin inanç hayatını besleyen bir dini yapıdır fakat dünyaya açılma ve insanların gönüllerini “gerçek insanı” fethetme olanakları daha çoktur; böyle bir felsefi temele sahiptir.
Bu yüzden işi tamamen felsefi yöne kaydırıp, ki artık bu Alevilik adını bile kullanmaya gerek yok, felsefe yapılan çok ciddi bir mekan haline getirilebilir. Ege bölgesinde bu potansiyele katılacak insan potansiyeli var.
Şöyle bir soru aklınıza gelebilir? Madem inanç yönü önemsiz o zaman neden “Alevi” kelimesini dernek adında kullanacaksın? Fikir-felsefe bir tohumdur. Bu tohum Aleviliğin içindedir ve büyümesi, yeşermesi lazım. Bu yüzden bu kelime başta önemli.
Aydınlatmak lazım insanları ve yozlaştıkça yozlaşmış alevi, Sünni vb yapıları, hatta hıristiyanlık vb sistemleri de yıkmak gerekir. Ve en önemli şey şu: bu aşağılık sömürülere son vermek lazım.
Eğer ki dernek olayı olursa, belki ben kurarım belki başkaları.., böyle olmalıdır.
