Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ahmet AY

Devletin Kalbine/Beynine Girmek

Ahmet AY Yazar Ahmet AY
30 Aralık 2009
Ahmet AY
12
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ortalık toz duman.

Aslında iki yılı aşkın süredir Türkiye tarihinin en büyük operasyonu ve bunun doğal sonucu olarak sancılı günler yaşanmaktadır. Son üç gün haber değerindeki zirve el değiştirdi.

Daha önce rektörler, emekli paşalar-askerler, gazeteciler, sendikacılar, siyasetçilerden oluşan tutuklama zirveleri yaşanmıştı. Ama sanırım son olaylarla çıtanın durumu ERGENEKON sürecinin pik noktası oldu.

Başbakan yardımcısına yapılmasına planlanan suikast gerekçesiyle “yapılmakta olan arama, soruşturmalar “Devletin kalbine/beynine” kadar ulaştı” denilen bir süreçteyiz. Zira devletin en mahrem bilgilerinin bulunduğu “kozmik oda” davayı yürütmekte olan hâkimin ellerinin değdiği bir yer olmuştur. Bir devlet/askeri mahrem bölge Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez –velev ki dava dolayısıyla hâkim olsun- bir sivilin elinin değdiği yer olmuştur.

Bu durumu nasıl okuduğumuza bağlı olarak olan bitenin müdriki olup olmadığımızı veya ne kadar idrak ettiğimizi tespit edebiliriz.

Doğrusu temenni babında böyle bir yere girilme ihtiyacını doğuracak hiçbir gelişmenin yaşanmadığı bir ülke olmamızı arzu ederdik. Ama ne var ki mevcut durum böyle değildir.

72 saatin 50 saati bu söz konusu olan kozmik odada arama yapmakla geçmişse bu odanın işlevinin çok önemli olmsı gerekmektedir. Şimdi bu kozmik odanın işlevinin ne olduğunu kısaca anlatalım.

Özel Harp Dairesi ya da Özel Kuvvetler Komutanlığı veya Gayri Nizami Harp Dairesi denilen Karargâh II. Dünya savaşı sonrası NATO tarafından kurdurulan çok özel bir birimdir. Bu birim “Sovyet İstilasına hazırlık” gerekçesiyle İtalya, İspanya başta olmak üzere pek çok ülkede kurulmuş olup “Komünizm tehlikesini” bertaraf etmek için donanımlı hale getirilmiştir.

Çok özel birim olan bu yapılanma eğitim, silah, istihbari bilgilerle mücehhez; ülkenin en gizli bilgilerinin en özel yöntemlerle korunduğu teşkilattır. Yani devlet sırrı burada muhafaza edilmektedir. Bu sebeple “devlet sırrı” dediğimiz arşiv burada bulunmaktadır.

Şimdi bu ne demek oluyor?

Devlet artık kendisine 1960’larda kurdurtulan bu birimin tasfiyesini kararlaştırmıştır. Yani devlet rotasından çıkan, ülkenin çağdaş ülke olmasının önünde engel gördüğü, insan hak ve hukukuna mugayir yapılanmaların ülkeye hangi maliyetlere sebebiyet verdiğini görüp bunların saf dışı bırakılmasına karar vermiştir. Zira bu yapılanmaların vakti zamanda MOSSAD başta olmak üzere pek çok ülkenin servisiyle çalışması ülke ve insanımıza ağır bedeller ödettirmiştir. Buna daha fazla dayanılmazdı.

Devletlerin değişim ve dönüşümlerinin en belirgin göstergesi; “dokunulmaz” kabul edilmiş yani “mahrem” olarak telakki edilmiş birim, konu, prensip ve söylemlere parmak basmaktır. Yıllar yılı hep “Türkiye’nin özel koşulları” bahanesiyle konuşulmayan konular, değiştiril(e)meyen/değiştirlmesi teklif dahi edilemeyen yasalar, girilmeyen bölgeler, tartışılmayan sorunlarımız büyüyüp dağ gibi oldu. Bu ağırlık “değerleri olan” ülke ve vatandaşlarının taşıyamayacağı bir kerteye geldi.

Ülkelerde başbakanların dahi haberdar olmadıkları bir yapılanmanın ne kadar sulh ve selamete hizmet edebileceğini varın siz kararlaştırın. İtalya, Belçika, İspanya ve diğer ülkelerde kurulan kontrgerilla ülkenin en üst düzeydeki yöneticilerinin bildikleri bir durum değildi. Elbette ki bizde de bilinmiyordu. Rahmetli ECEVİT bir şeyler duymuş ama sadece telaffuz etmekle yetinmişti. DEMİREL ise “ağzına biber sürüldüğü için” diline almayı tehlikeli veya gereksiz görüyordu. ÇİLLER, YILMAZ ise “teğet” geçmeyi bile göze almadılar. Yaptıkları tek şey örtülü ödenekten beslenmelerine yardımcı olmaktı. ERBAKAN “fasa fiso” deyip sıvıştı işin içinden…

Simdi gün geldi bu birimi kuranlar, destek verenler (ABD, hükümet, asker-sivil ortak çalışmasıyla) bu yapılanmanın tasfiye edilmesini kararlaştırdı.

Ama bu “tehlikeli” işi öyle birileri yapmalı ki ölüm onlar için;

“geleceği kuşkusuz gün” olmaktan öteye bir anlam taşımamalıdır. Yoksa cesareti olmayanların, kendini halka “vakfetmeyenlerin”, insanlık için bir “akdi” ve “ahdi” olmayanların yapabileceği bir iş değil bu iş…

Bunu ancak ve yalnızca kendilerini “insani erdem için” feda etmeyi göze alanların direnebilecekleri bir süreç olarak görmez isek işin realitesiyle tanışmamış oluruz. Ateşten korların elle tutulması, zamanı gelince yutulmasını andıran bu sürece herkes olduğu yerden katkı sunmalı. Yoksa erdemli yaşama katkınız olmayacak ve bizler de değer üreten kervanın dışında kalmış oluruz.

İyisi mi “değer”lendirirken “ahd”imizi hatırlayalım.

Paylaş
Etiketler: ergenekonkomünizmkozmik odaNATOözel harp
Önceki Yazı

Baykal Riya Aleminde Yaşıyor

Sonraki Yazı

Gündem Salatası

Ahmet AY

Ahmet AY

Ahmet Ay'ın Tüm Yazılarını Göster

İlişkili Yazılar

Ahmet AY

CHP Artık Milli Güvenlik Sorunu

06 Aralık 2020
5k
Ahmet AY

AB’nin ‘İRİNİ’ Akdeniz’e Aktı

29 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Başkan Erdoğan’dan Kıbrıs Çıkarması

22 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Biden’a Neden Sevindiler?

15 Kasım 2020
5k
Sonraki Yazı

Gündem Salatası

Yorumlar 12

  1. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    kusura bakmayın ama bu suikast iddiasının girilemeyen yerlere girmek amaçlı olduğunu herkes biliyor…

    isterdik ki halis niyetli bir operasyon olsun,
    ancak bilirsiniz ki niyet kötüyse kılınan namazın bile hükmü yoktur.
    hükümet de şu an bu yoldadır.
    bu yüzden gelişmelerin demokrasi vs. adına kutsanmasını pek anlamlı bulmuyorum.
    çünkü maksat demokrasi değil kendi faşizmini yaratmanın altyapısıdır.
    hükümet ve başbakan savcılarla el ele verip inanılmaz bir gestapo baskısı yarattılar.

    ya gerçekten bir gün hukuk işlemeye başlarsa ne olacak hiç düşünüldü mü bunlar???

  2. robin samyeli says:
    16 yıl önce

    Sayın DAĞ’a; Yorumunuza dair birşeyler sormak istiyorum.”Girilemeyen yerlere girme amaçlı…” dediğiniz kısımla ilgili olarak,siz inanıyor musunuz ki,malum dairenin kapısına gidip “sizi arayacağız ve eğer suç unsuru bulursak sizi cezalandıracağız” deselerdi,”aman efendim buyursunlar” cevabıyla karşılanacaklardı? (Ellerinde mahkeme kararı olmasına rağmen girişin ne kadar uzun sürdüğünü de hatırlatmak isterim.) Bir de “maksat demokrasi değil…” kısmıyla ilgili olarak “şu niyet okumayı” nasıl becerdiğinizi bana da öğretir misiniz lütfen?Çünkü bu tür olaylara kulp takmak için uğraşanlarla ilgili tahminlerim var ama hangisini daha isabetli olacağına karar veremiyorum.Bu konuda yardımızı bekliyorum. Yazara da paylaşımından dolayı teşekkür ederim. Selametle….

  3. kubra says:
    16 yıl önce

    ulke artik duzuluge cikacak suphesiz ustadim buna tum yuregimle . enderin saygi ve doyumsuz muhabbetlerimizle

  4. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Sayın Robin rumuzlu arkadaşa;
    Mesele şu, ertesi gün Vakit manşet atıyor: Kozmik Odaya Girildi… Bu bile uzun zaman önce ortaya konmuş ama henüz başarılamamış hedefin varlığını ispatlıyor.
    Şu dense anlarım: Falanca (işte hakim, savcı yani ilgilisi yetkilisi her kimse)Kozmik Odaya girdi. Ancak gazetenin başlığı o odaya girenlerle bir ortaklığını da farkında olmadan ifşa ediyor.
    Girilmek istenip de girilemeyen bir yere girilmiş olmasının müjdesi var manşette.

    Niyet okuma hususuna gelince, üzgünüm öyle bir hünerim yok, eğer siz bu konuda bir şeyler öğrenirseniz bizimle de paylaşın. Bazen lazım oluyor, isterim öğrenmeyi.
    Ancak burada öyle gizli saklı bir şey yok ki?
    Demokrası olabilmesi için amacın demokratik haklarla ilgili olması lazım. Dediğim gibi bir hesaplaşmanın sonucuysa yapılanlar kalkıp da bu demokrasi için yapılmıştır diyemezsiniz. Bunu diyebilmek ilginç ve öğrenilmesi gereken bir mantıksal çıkarım yeteneği gerektirir.
    Girişe gelince; elbette ki her önüne gelen her yere giremez. Bunda her şartta sabit fikirliyim.
    Ne yani iki yıl vekillik yapıp ondan sonra kıyak emekliliğin fantazisini uygulamaya geçen milletvekilleri binlerce yıllık kökleri olan devlet felsefesine ilişkin geleneklerin mahrem sırlarına mı vakıf olmalı. Bu konuda sizinle hiç bir şartta anlaşamayacağız diye düşünüyorum. Önemli de değil, çünkü siz tarladan toplanmış karpuz misali mecliste toplanıp emirlere el kaldırarak meclis kudsiyeti kazandıranların demokrasiyi yarattığına inanıyorsunuz bense köklü kurumlara ve geleneklere daha fazla önem veriyorum.
    Bu saatten sonra ne siz değişirsiniz ne de ben.
    En azından benim değişmem için meclise gelen vatandaşların sizden benden kesinlikle vasıflı olması gerekir.
    Ben size, mecliste benim ya da çevremde onlarca insanın cebinden çıkaracağı onlarca vekil sayarım.
    Eh şimdi ben kalkıp da bu şahıslara devletin kapılarını sonuna kadar açacak değilim.
    Savcının beklemesine gelince; 1-kanun öyle emretmiş, bu değiştirilebilir.
    2- Her savcı ya da hakim rütbesine sahip olanın da “şu özel harekatta bir çay içeyim” demesi de herhalde mantığınıza uygun gelmiyordur.

    Selamlarla

  5. mehmet alperen says:
    16 yıl önce

    Halil dağ kardeşimin devlet hassasiyetini anlıyor ve katılıyorum. Ancak devlet kavramı konusunda çok fazla katı tutum hissettim.Eğer devlet diye düşündüğünüz kurum sadece silahlıkuvvetlerden ibaret ise sanırım bunun bir ayağı topal olur.
    Sadece devlet kavramı üzerinde fikir egzersizi yapalım isterseniz
    bu konuda ben Halil kardeşimden devlet ten ne anladığını öğrenmek ve faydalanmak istiyorum.
    saygılarımla

  6. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Sayın Alperen,
    Saat:02:06… 🙂
    Kısmetse bir gün eleştiri ve yorumları da hesaba katarak bir kaç satır karalama imkanımız olur.
    Aslında bu konuda, devleti, seçilmişleri, atanmışları ele alan eski yaızlar var ama şimdi onları okuyun demek yakışık almaz. Kısmetse bir gün yenisini yazarız.
    Selamlarla

  7. robin samyeli says:
    16 yıl önce

    Sayın DAĞ;
    İlk olarak sizinle aynı fikirde olduğum yerden başlayayaım.Her isteyen her yere girememeli,haklısınız çünkü Kamer GENÇ’in vb. bu odaya girebildiğini düşünmek bile istemiyorum ama elinde mahkeme emri olan birileri girebilmeli,
    “kanun öyle emretmiş, bu değiştirilebilir” demişsiniz. eger bu bir kanunsa nasıl oluyor da genelkurmay 2. başkanının sözlü talimatıyla değişebiliyor o da ayrı bir konu.
    Bu aramalar demokrasi adına yapılmalı demişsiniz,çok merak ediyorum doğrusu karşınızdaki ne kadar demokratik bir kurum/yer/birim/kişi?
    Niyet okuyamadığınızı söylüyorsunuz,”…maksat demokrasi değil kendi faşizmini yaratmanın altyapısıdır.” ifadesi bir niyet okuma değil midir? Ayrıca keşke faşizmi tümden eleştirsydiniz de uzlaşabilseydik ama anlaşılan sizin sorununuz sadece akp faşizmi.
    “…çünkü siz tarladan toplanmış karpuz misali…” ifadesinde geçen “siz” ve bu “siz”in inanaçlarını nerden biliyorsunuz da “uzlaşamayacağız” diyebiliyorsunuz? Beni tanımadığınız kesin ama kendinizi tanıdığınız için olsa gerek ki uzlaşamayacağımızı söylüyorsunuz.
    Aslında çok da uzatmamak gerek sanırım çünkü “…Bu saatten sonra ne siz değişirsiniz ne de ben…” ifadeniz tavrınızı özetliyor.Allah’a emanet olun.Selametle

  8. ceyda says:
    16 yıl önce

    tartısmaya girmem ama enfes yazi. saol ustadim

  9. azrasi says:
    16 yıl önce

    ha derin devlet yerine derin millet olacak

  10. Ahmet AY says:
    16 yıl önce

    Sayın DAĞ,
    Öncelikle “kutsadığımız” şey insalık onuru; kimse vesayet altında olmasın. Operasyonların doğru olup olmadığını zaman gösterecek. Ancak ülkemizde yaşanmış sukastleri, darbeleri, adam kaçırmakarı, fidyeleri, muhtıraları görmedik değil. Şahsen TSK’nın bu tür ithamlarda kalmasına hiç kimsenin gönlü el vermediği gibi benim de gönlüm el vermez.
    Faşizm konusuna gelince;
    Onun da karşısında dimdik duracağız.
    Saygılarımla bütün insalara yeni yılın esnlikler getirmesini temenni diyorum.

  11. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Kendimi tanıyorum,
    Yaradılmışı severim yaradandan ötürü,
    Ama melek kılığındaki şeytanların haksızlıklarına da sessiz kalmanın bilakis şeytanın kendisi olmak olduğunu bilirim.

    Ancak, yorumumu değerlendirirken biraz daha dikkatli okursanız daha farklı şeyler yazma ihtiyacı hissedeceğinizi düşünüyorum.

    Bu aramalar demokrasi adına yapılmalı demedim.
    Çünkü ben demokrasinin üçkağıtçıların kurnazların sahtekarların masumları kandırdığı bir üç kağıt oyunu olduğuna inanıyorum.

    Mutlu Yıllar

  12. vedud murat says:
    16 yıl önce

    ”Mesele şu, ertesi gün Vakit manşet atıyor: Kozmik Odaya Girildi… Bu bile uzun zaman önce ortaya konmuş ama henüz başarılamamış hedefin varlığını ispatlıyor”
    sayın dağ
    bu ithamın amacı bilgilendirmek se eğer buyrun…..
    !!!!!!!!!!!!!!!!!
    olayın ertesi günü star gazetesinin haberine bakalım o halde aynen aktarayım isterseniz bune alaka ne turşu dedirtircesine ………
    Star gazetesi Çukurambar’da, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla ilgili sorgulanan askerlerin, PKK ile bağlantılı olduğunu iddia etti. Hızını alamayan gazete, subayların PKK ile telefon görüşmeleri yaptığını ileri sürdü.

    neyseki bazı ajans ların yazarları !!!!!!

    ise bu iddiadan sonra ortada kalan sorular için Star’a şu soruları yöneltti:

    – Subayların görüştüğü PKK üyeleri kimlerdir?
    – PKK üyesi olduğuna dair bir belge, bir kart var mı? PKK’li olduklarını nasıl anladınız?
    – Dağdaki PKK’liler telefon kullanmadığına göre subaylar nasıl iletişim kurdular? Telsizle mi, dumanla mı, güvercinle mi..?
    – Türkiye şehirlerindeki PKK üyeleriyle eğer telefon görüşmeleri yapıldıysa polis bu PKK’lileri neden yakalamıyor?
    – Mutlaka görüşme yapıldığında ısrarlıysanız subaylarla PKK’yle ne konuşmuş? Konuşmaların içeriğinde neler var?
    – Sorgulanan askerler Kürt mü? Herhangi bir yakını PKK’de var mı?
    gibi sorular ,,,,, ama fiyasko başka bişi değil sözde gazetecilik…

    bunlarında değerlendirilmesinden yana yım sadece vakit gazetesinin atığı manşet değil tümüyle ele alınsın lütfen .. saygı ve esenlik temenilerimle …
    değerli yazarı bu enfes yazısı için tebrik ediyorum ….
    yeni yıl ile ilgili olarakda 630 yılının 1 ocak günü mekke nin fethidir …..Bu tür fetihlerin kalplere doğru yol alması huzur ve esenlik içinde kalmak ümidi ile hoşgeldin yeni yıl diyorum selam ve dua ile

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap