Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazar, Aralık 14, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

Devlet Rakı Masasındaki Meze Midir?

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
07 Şubat 2010
Halil DAĞ
4
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Devlet Reisi’nin klasikleşmeye başlayan “Sofra Siyaseti” tutmuş olacak ki hükümet de bu geleneği uygulamaya başlıyor. Hükümet bu yöndeki ilk çalışmasını “Kürt Açılımı’nı” tartışarak yapacakmış. Devlet yöneticilerinin mühim meseleleri çeşitli istişarelerle olgunlaştırmaları, âli meseleleri toplum kesimlerine danışmaları ala işlerdendir. Cumhurbaşkanı da eskilerin “meşveret” dediği usule benzer şekilde bu geleneğe uygun davranışlar sergilemektedir.

Sofra siyaseti de diyebileceğimiz bu geleneğin en bilinen örneği cumhuriyetin ilk döneminde Atatürk’ün meşhur Çankaya Sofrası’dır. Gerçi o zamanın sofrasının başköşesinde rakı bulunduğundan o dönemi küçümsemek için uygulamanın adını “Rakı Siyaseti” koyanlar da olmuştur.

Şimdilerde aynı geleneği Cumhurbaşkanı Gül devam ettirmektedir. O döneme rakı siyaseti dendiğine göre bu günkü uygulamaya da bir ad vermek gerekir fikrindeyim.

Şimdikiler rakı içmezler. “Hacı yağı, gülsuyu” gibi mübarek nebatatların usareleri yeni devletlular için daha bir makbuldür. Bu yüzden o günün uygulamasına “Rakı Siyaseti” denebiliyorsa bugünkü uygulamaya da “Hacı Yağı Siyaseti” demek uygun düşebilir.

Neyse, teferruatı bir kenara bırakalım, hükümetin sanatçılarla üç seans halinde yapmayı planladığı toplantılara geçelim.

Hükümet halka/topluma danışıyormuş.

Kimlere; Sanatçılara. Mesela hangi sanatçılara?

İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Mahsun Kırmızıgül, Emel Sayın, Orhan Gencebay, Ferhat Göçer, Ahmet Özhan, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Kubat, Sertab Erener, Yılmaz Erdoğan, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Adalet Ağaoğlu 160 davetlinin ilk akla gelenleri.

İbrahim Tatlıses. O kim mi? Mağarada doğmakla övünen, diplomasızlığını “Urfa’da Oxford vardı da okumadık mı” gibi ilkel bir şekilde savunan yanık sesli bir türkücü. Urfa’nın diplomalıları sanki diplomasını bakkaldan aldı. Çok iyi türkü söylediği hepimizin malumu. Ancak adam kurşunlattığı, tehdit ve şantajlarda bulunduğu, “Sauna Çetesi” gibi birden çok suç şebekesi ile ilişkisi dolayısıyla defalarca gözaltına alındığı ve tutuklandığı bilinen bir nadide sanatçı. Lahmacun imalatından başka turizm işiyle de uğraşmakta. Ancak otobüsleriyle insandan çok uyuşturucu taşıdığı iddia edilen bir sanatçı. Terör örgütüne finansal destek verdiği de ileri sürülmektedir.

Sezen Aksu, 1990’larda, ilk gençlik yıllarımda her bir şarkısında ayrı bir tat bulduğum Minik Serçe… Siyasetle asıl ilişkisi babasının bürokratlığından gelme. Ancak kendisinin emeklilik yıllarında Kürtçe şarkı türkü söylemekten başka bir siyasi yönü yok. Eskilerde siyasetçiden çok özel yaşamındaki çeşitlilikle bilinirdi.

Emel Sayın, maviş gözlü güzel şarkıcı. Başka ne özelliği var ben de bilmiyorum. Ajda Pekkan, kırk yamalı bohça sanatçımız olarak ne şekilde fikir beyan edecek ben de meraktayım. Muhtemelen estetik yaptırmanın faydalarını anlatacaktır.

Orhan Gencebay, farklı tarzı, güzel şarkıları ve kasıntılı duruşundan başka ne özelliği var bilmiyorum cehaletimi bağışlayın.

Mahzun Kırmızıgül, çevirdiği dizilerde feodal Kürt kültürünü öne çıkaran, Kürtleri savunayım derken Kürtleri, onları boğmakta olan feodalizme daha da mahkûm eden anlayışın adı gibi mahzun temsilcisi.

Yılmaz Erdoğan, Şeyh Sait ile hısımlık ilişkisi sayesinde kurduğu akrabalıkla övünen iyi bir komedyen. Ayrıca ölü teröristleri şehitlik mertebesine yükselttiği bilinir.

Yaşar Kemal, kantarının topuzunu bir türlü ayarlayamayan, egemen kültüre de halk kültürüne de bir türlü yaranamayan bir yazar.

Orhan Pamuk, “Bir milyon Ermeni kestik” dediği için Nobel alan romancı. Muhtemelen “2 milyon Kürt kestik” diyecektir. Bir milyona bir Nobel geliyorsa iki milyona kaç Nobel gelir siz hesaplayın.

Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Ferhat Göçer, Ahmet Özhan, Kubat hepsi kendi alanında değerli sanatçılar. Ancak şöyle liste biraz kurcalandığında öne çıkan bir kaç öğe dikkat çekmektedir.

Bir kere listedekilerin bir kısmı ümmi taifeden olup “bol acılı lahmacun sever arabeskçi” taifedendir. Diğer öne çıkan özellik ise listenin ağır toplarının Kürt kökenli ve terör örgütüne sempatisi bilinen kişiler olduğudur.

Varsayalım ki hepsi okumuş yazmış sanatçılar olsun. Varsayalım ki hepsi Türk olsun. Varsayalım ki hepsi birinci sınıf sanatçı ve birinci sınıf müzik dallarını icra etsin. Nolmuş yani? Bu onları başımıza taç mı yapar? Ya da onları çözümün öncelikli parçası mı yapar?

Bir hikaye:

1998’de Fransız Milli Takımı, futbol turnuvasında Dünya Kupası’nı kazanınca Fransa’da yer yerinden oynamış, futbol takımının oyuncuları adeta milli kahraman ilan edilmişlerdi. Hatta Zinedine Zidan’a “başkanlık” bile yakıştırılmıştı.

Bu coşkunun devam ettiği günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand, futbolcuları Elysee Sarayı’nda ağırlar. Bir coşku bir coşku ki sormayın. Futbolcuların coşkularıyla taşkınlıkları birbirine karışmaya başlayınca Mitterand birilerini yanına çağırır ve şunu söyler;

Söyleyin şunlara zibidilik etmesinler. Sadece çok iyi top oynuyorlar.

Bir ülke düşünün…

Kendi bünyesinde istihdam ettiği personelinin fikir beyan etmesi kanun tarafından suç sayılan. Türkiye’de asıl açılım bu konuda yapılmalıdır. Devlete küfretmeyi fikir suçu olmaktan çıkarırken memleketin bütün okumuşlarına (kamuda çalışanlar) fikir beyan etmeyi yasaklayacaksın, ondan sonra da çözümü rakı masasında sarhoş eğlendirenlerden bekleyeceksin.

Var mı dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir garabet.

Devlet büyükleri akıl fikir ihtiyacındaysa;

Ayrım yapmaksızın toplumun her kesimine danışacak, ancak kesin ve kesin olarak en çok da ömrünü bilgi edinmek/üretmek üzere harcayanlara danışacaktır.

Bizde öyle mi ya?

Öğrencilerin fikir beyan etmesi suçtur, okuldan atılırsın.

Kamu görevlileri üniversite bitirir, o da yetmez master yapar, ancak devlet memuru olduğu için fikir beyan edemez, çünkü kanuna (657 DMK) göre suçtur, meslekten atılır.

Bürokrat fikir beyan edemez, siyasi iradeyle çelişmiştir, sürgün yer. Öğretmeni, öğretim görevlisi/üyesi birilerine sırtını dayamamışsa fikir beyan edemez, kapı gibi kanun var adamı sürerler, daha da direnirsen meslekten atarlar…

Alın size meseleyi konuşacak bir sürü toplum kesimi. Ama hiç birinin konuşma hakkı yok ki. Asıl açılım buralara gerek.

Son söz:

Efkar bastı yine beni.

Garsooooooonnnnnnnnnn…. Oğlum koy teybe bir Müslüm baba ilahisi. Bir şişe de hacı yağı çek bana…

Paylaş
Etiketler: açılımhacı yağımeşveretmüslüm babarakı siyaseti
Önceki Yazı

Şeytan Kulağına Domdom Kurşunu!

Sonraki Yazı

İki Metre!

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

İki Metre!

Yorumlar 4

  1. Uğur ÖZALTIN says:
    16 yıl önce

    Sizi alkışlıyorum kutluyorum.
    Şarkıcıya neden sanatçı derler ki ?
    Hikayeciye veya romancıya neden sanatçı derler ki ?
    Devletine küfrederek ödül alana neden sanatçı derler ki ?

    Televole hayatlara neden sanatçı derler ki ?
    Şehvet sofralarında meze olmuşlara neden sanatçı derler ki ?

    Ben burada sizlere bir sanatçı belirteyim mesela

    HELEN KELLER 1880-1968

    Bebeklik çağından itibaren kör-sağır ve dilsiz olması, onu pek çok meslektaşından ayıran önemli özelliğidir. Özrüne rağmen başardıkları, onu efsanevi bir kişilik haline getirmiştir. Beş lisan bilen, bisiklet, kano ve yelkenli ile gezintiye çıkan, yüzen, satranç oynayan Helen Keller, yazdığı makaleler ve bir dizi kitapla kendisini özürlülere yardımcı olmaya adamıştır. Başta Amerikan Görme Engelliler Vakfı olmak üzere çok sayıda organizasyonda görev almış ve görevleri nedeniyle dünyanın pek çok yerine seyahat etmiştir.

    ulusun en büyük sivil madalyası olan Özgürlük Madalyası’nı Başkan Johnson’dan aldı.

  2. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Bu değerli katkı için teşekkür ederim.
    Bazı arkadaşlar anlatmak istediğimi anlamamış gibi geldi. Ben, memleket meselelerine sanatçıların dahil edilmesin gibi bir şeyi düşünecek kadar sığ düşünceli birisi değilim.
    Benim kastım herşeyin bir usulü yolu yordamı vardır.
    Sanatçılara sıra gelene kadar bir dünya toplum kesimi vardır.
    Mesela doğrudan siyasetin, ekonominin ve sosyolojinin mutfağında yetişen kesimlere ne kadar akıl danışılmış da Ajda’ya sıra gelmiş.
    Sen meseleye asıl hakim olan kesimlere mesleki ünvanlarında dolayı yasak koyacaksın ondan sonra gidip meseleyi “özürlü” kişilerle çözmeye kalkacaksın.
    Adama “noluyoruz” derler.

    Hem memlekette sanatçı mı tükendi de listenin başına uyuşturucu kaçakçısını, yamalı bohça estetikçisini, jiletçisini koydunuz?.

  3. SELAMİ SAYGIN says:
    16 yıl önce

    Bu yazı için Halil beyi tebrik ederim. Herkesi tebrik etmediğimi de ayrıca arz etmek isterim.
    Yılmaz Erdoğan’ın Şeyh Said’le akrabalık iddia ettiğini belirtmiş.Kendi adıma merik ettiğim için soruyorum. Yılmaz Erdoğan Hakkarili Kırmanç (Kürt)birisi. Buna karşılık Şeyh Said Zaza’dır. Kökeni Plu’lu olmakla beraber Erzurum Hınıs’lıdır. Bu durumda Yılmaz Erdoğan, Şeyh Said’le nasım akraba olmaktadır? Gelini Gülben Ergen aracılığı ile de olmayacağına göre bu nasıl bir iddiadır?
    Selamlar.
    SELAMİ SAYGIN

  4. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Selami Bey; Üstadım, takdirin ardından tekdir gelince tereddüde düştüm.
    Olsun, sizden takdir gelirse gurur verir, tekdir gelirse köteğe kalmadan aklımızı başımıza devşiririz.

    Sorunuza gelince;

    Belçim Bilgin, Kürt filmi “Sıfır Kilometre”nin başrol oyuncusu olup Yılmaz Erdoğan’ın da karısıdır. Belçim İlgim aynı zamanda Şeyh Sait’in torunudur ve başrolünde oynadığı film için “Tabii ki bu filmin bir Kürt filmi olması ve Kürdistan’da çekiliyor olması ailem ve benim için onur verici bir şey” diyor. Ayrıca gerek hanımefendinin kendisi gerekse Yılmaz Erdoğan’ın burada aktarmayı fazlalık gördüğüm Şeyh Sait akrabalığının övüncüne ilişkin pek çok sözleri var.
    Hatta hanımefendinin uzun da bir röportajı var, bulabilirseniz orada ne demek istediğimi daha net görebilirsiniz.

    Saygı ve Selamlarla…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Çözümsüzlük (l)

Çözümsüzlük (l)

14 Aralık 2025
Gönüllü Sağlıkçı

Gönüllü Sağlıkçı

14 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (lll)

14 Aralık 2025
Aralıkta

Güllü

14 Aralık 2025

Halkın İradesi

13 Aralık 2025
Gençlik Nereye?

Gençlik Nereye?

13 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap