Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

Demokrasi mi Bürokrasi mi? I

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
24 Mart 2009
Halil DAĞ
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Modernite olarak formüle edilen yaşam biçimi ve anlayış düzeyine ulaşmış toplumlar için demokrasi, ideal siyasal sistem olarak kabul edilmektedir.

İçinden çıktığı toplumların bu noktaya ulaşmak için yaşadığı sancılara bakarak demokrasinin toplumlara neler sunduğunu görebiliriz. Çünkü demokrasi yada başka bir siyasal sistemin değerini ancak ondan önce var olan sistemin o toplumlara ne gibi imkanlar sunduğunu göz önüne alarak ölçebiliriz.

Bu bakımdan demokrasi, Batı siyasal yönetimleri (her ne kadar bazıları henüz krallık olarak adlandırılsa da hepsi başarılı birer demokrasidir) için ideal bir format olarak görünmektedir. Çünkü ilkel ötesi yönetim biçimlerinden bugüne gelebilmiş batı için demokrasi gerçekten çok kıymetli bir değerdir. En azından birer kan denizi olan İspanyol ve Fransız Engizisyonlarını yada daha dün sayılabilecek faşizm ve komünizm yönetimlerini hatırlayınca, günümüz demokrasisin insanlara sunmuş olduğu hukuki haklar karşısında insan ister istemez şapka çıkarmaktadır.

Ancak mukallit geleneğimizin bir sonucu olarak batıdan demokrasi kopyalama yoluna giderken de bir şeyleri gözden kaçırmaktayız.

Bir kere biz yani batının karşıtı olarak konumlandırılan Osmanlı ve onun siyasal-kültürel mirasçısı Türkiye Cumhuriyeti’nin politik elitleri demokrasinin doğuşunun nasıl olduğunu, onun “sui generis” özelliklerini ve onun yaşayabilmesi için gerekli olmazsa olmazları hep gözden uzak tutuyoruz. Bu işte de belirgin bir hazırcılıkla biraz da son model Ferrari’ye binme hastalığının bir ürünü olarak demokrasinin görünen yüzünü kendimize giydirmeye çalışıyoruz.

Demokrasi bir mücadeledir aslında. Demokrasi, doğumuna ilişkin ilk sinyallerini gönderdiği 1215 Magna Carta’dan beri bir ezen-ezilen mücadelesidir.

Not: Antik Yunan ve Roma’da sadece özgür vatandaşlar için söz konusu olan “doğrudan demokrasi” deneyimi ve o dönemden günümüze kalan felsefi tartışmaları konunun dışında tutmayı yeğliyorum. Çünkü modern demokrasi aynı zamanda bir anayasal hukuk hareketidir ve 1215 Magna Carta Sözleşmesi dünyadaki ilk anayasal belgedir.

Bu mücadelede demokrasiye güç veren ezilenlerin her zaman çoğunlukta olması ve bu çoğunluğa sırtını veren düşlerin ve güçlerin adım adım mevzi kazanmasıdır.

1215’ten 1789’a kadar olan serencamı bir çırpıda geçerek günümüz demokrasisin ulaşmış olduğu kimliğin bileşimine bakacak olursak demokrasi aynı zamanda bir ekonomik bölüşüm sistemidir. Bu yönü ile demokrasi büyük bir paylaşım mücadelesidir.

Çünkü hukuk ve demokrasiye ilişkin temel talepler, yani yoksulların varsıllardan duydukları beklentiler, gitgide siyasal sistem içinde kendine yer bulması ile anlam kazanmış ve bugünkü mevcut siyasal yapı oluşmuştur. Bu taleplerin büyük kısmı ise kişi yaşamının dokunulmazlığı, kişilerin eşitliği ve mülkiyet haklarının dokunulmazlığı ile ilgilidir.

Batı demokrasilerinin Aydınlama Çağı’ndaki macerasına bakılırsa hukuk ve demokrasiye ilişkin asıl talebin ezilen halk kesiminden ziyade o halkı kendine siper eden Protestan ve Semitik burjuvaziden geldiğini görürüz. Bu kesimler ister feodal olsun ister mutlakıyetçi olsun yönetimlerin karşısına elde ettikleri mali gücün bireysel kimliklerinin yeniden tanımlanması için referans alınması talebiyle çıkmışlardır. Bu çıkış; merkezi otoritelerin yaşadığı mali güçlüklerle de birleşince burjuvazi, tanrısal kökenli bu yönetimler karşısında kaynağını insan düşüncesi oluşturan önemli kazanımlar elde etmiştir. Bir hatırlatma yapmak gerekirse; demokrasinin laik yanı da yönetilenlerin kazanımlarının bu yönünden kaynaklanmaktadır.

Bu süreç içinde devlet aygıtı sürekli değişim göstermiştir. Devlet hem aşağıdan gelen bu talepleri hukuki bir belgeye bağlamış hem de topluma bu hakları adil bir şekilde bölüştüren ve topluma sunan bir organa dönüşmüştür.

İşte bu noktada demokrasinin güvencesi olarak devletin kendisi daha önemli bir organ haline gelmiştir. Çünkü demokrasi doğası gereği yönetimi dönüşümlü seçilmişlere devrederken gelip gidenlerin yanında kalıcı bir yapının da varlığı eskisinden önemli hale gelmiştir.

Ayrıca paylaşımı gereken menfaatler çoğaldıkça bunu dağıtmakla mükellef cihaz da gittikçe genişleyen bir görünüm sergilemiştir. Devlet, belirli prosedürler çerçevesinde daha da kurumsallaşmış ve bu kurumların etkin bir biçimde yönetimi ise belirli kuralların ışığında halkın içinden yetişen kişilere havale edilmiştir. Bu yönelimin sonucu olarak da günümüz bürokrasisi gelişmiş bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu yazının konusu demokrasi ve bürokrasi ilişkisi olduğu için, bürokrasi içinde yaşanan mücadele ve bürokrasiye dahil olmak için girişilen mücadelelere değinmiyorum. Bu konuyu ilerde ayrı bir yazı olarak ele alabilmeyi umuyorum. Toplumumuzdaki mahalle farklılaşmaları işte bu yapıya dahil olmak için verilen mücadele nedeniyle önem kazanmaktadır.

Yukarıda kalıcı yapı olarak adlandırdığımız kesim, insan belleğinde “devlet” olarak yer eden ancak literatürdeki adıyla bürokrasi olarak bildiğimiz atanmışların oluşturduğu kesimdir.

Bürokrasiyi demokratik sistem içerisinde önemli kılan şey ise demokrasiye can veren asıl gücün bürokrasi olmasıdır. Çünkü demokrasi soyut bir klişe olarak korunma ihtiyacını ancak sağlam ve sağlıklı bir bürokrasi ile sağlayabilir. Bu yönüyle bürokrasi kaideleri belli kurumsal ve somut mekanizmaları temsil eder. Yani gelip gidenlerin düşünce biçimlerinden bağımsız olarak ilelebet sürecek bir yapıyı sembolize eder.

Önce de söylediğimiz gibi demokratik sistemin bir gereği olarak seçilmişler menfaatleri ile gelen kişilerdir. Bu kişilerin devlet aygıtında yaratmak istedikleri değişim de mutlak surette seçilmeden önceki özlemleri ile örtüşecektir. Ayrıca seçilmişler büyük ölçüde devlet cihazına yabancı kişilerdir ve bu kişiler içinde devlet cihazı ile kemikleşmiş uyuşmazlıkları olanların olması kaçınılmazdır.

Seçilmişler konusunu biraz genişletmek gerekirse ilk söylenecek şey seçilmişlerin bir takım vaatler üzerine kurulu bir eylem dizisi içinde olduklarıdır. Çünkü seçilmek aynı zamanda bir “vaat verme” sorunudur.

Seçilmeyi vaat verme yada vaatlerle ilişkili hale getiren ise daha önceki yazılarda (Vesayet Demokrasisi başlıklı yazıya bakılabilir) da belirttiğimiz gibi seçmen beklentilerinin devlet katına taşınması isteğidir. Seçmen iradesinin belkemiğini oluşturan şey seçilecek kişinin seçmen yapısı ve beklentisiyle örtüşüp örtüşmediğidir. Seçmen, beklentileri ile en iyi örtüşen kişiyi seçer. Bu da seçilmişleri mutlak bir baskı altında tutar. Sonuçta seçilmişlerin davranışlarının büyük kısmının genelden ziyade yerel ölçekli olmasının yolu açılır ki, yerel düşüncelere sıkışmış kimselerin kaldırdığı el ile genele ait hükümler doğar. Burada seçmenin nitelikleri de ortaya çıkacak yapı üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir. Yani toplumsal gelişmişlik düzeyi meclisin nitelikleri üzerinde ister istemez bir baskı ve deformasyon yaratır. Teknokrat nitelikli meclislerin anayasa yapmaya kalkışması gibi absürt durumların ortaya çıktığı hatırlanırsa ifade edilmek istenen şey daha net anlaşılır.

Ayrıca seçilmek bir ekonomik güç sorunudur. Seçilmek için mutlak surette bir mali gücün varlığı şarttır. Ayrıca seçilmek için belirli mali külfetlerin karşılanması gerekir. Mali güç ile ilgili en önemli konu ise seçilme arzusundaki kişilerin büyük kısmının siyasetteki beklentilerinin ekonomik ve mali güçlerini gerek yerelde gerekse genelde daha da genişletme isteğidir. Daha doğrusu seçilme arzusunun özündeki şey, çevre-merkez ilişkisinin oluşturduğu zincirde musluğun başını temsil eden merkeze taşınma arzusudur.

Aksi söz konusu olsaydı; çoban ile benim oyum elbette ki eşittir diyen parti elitlerinin çobanları da ülke yönetimi için aday gösterebilecek namus ve ahlakı ortaya koymaları gerekirdi. Oysa oyların eğitilmişlik nispetinde kıymet ifade ettiğini ileri süren düşünceleri halka şikâyet eden parti elitlerinin, aday seçimlerinde adayların ne eğitimlerini ne de sahip oldukları toplumsal ve siyasal kültürü göz önüne almadıkları sadece ve sadece ekonomik güçlerini bir ölçüt olarak göz önüne aldıkları aşikârdır. Ayrıca aday seçimlerinde parti otoritesinin tek hâkim güç olduğu ülkemizde, halka prezante edilen adayların, söz konusu parasal ölçütlerin yanında hemşericilik, lidere bağlılık, iş ortaklığı, meslektaşlık gibi ilkel ölçütlerle seçiliyor olması da demokrasiyi daha da kuşku duyulur bir sisteme dönüştürmektedir.

Böylesi sakat beklentiler, yöntemler ve akabinde seçmenlerce ortaya konan bireysel yanılgılarla şekillenen demokrasi; bu durumda “sakıncalı piyade” konumundan hiçbir zaman kurtulamayacak ve “devletlu” sıfatını uhdesinde barındıran bürokrasi tarafından hep göz hapsinde tutulmaya devam edecektir.

Ülkemizdeki gerek tek partili dönem gerekçe çok partili dönem uygulamalarına biraz dikkatlice göz atılacak olursa bu anlatılanlara ilişkin onlarca örnek hemen göze çarpar.

Bu konudaki örneklere ve demokrasi maceramızda yaşanan bürokrasi-demokrasi çatışmasına yarın, kaldığımız yerden devam etmek dileğiyle… 

Paylaş
Etiketler: bürokrasidevletinsankamuSiyasettoplumyönetim
Önceki Yazı

Ücretsiz İzinler Tazminata Dahil Edilir mi?

Sonraki Yazı

Başkan Adaylarına 6 Soru!

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Başkan Adaylarına 6 Soru!

Yorumlar 1

  1. Ahmet Fidan says:
    17 yıl önce

    Çok tutarlı mantıksal örgüleri bulunan yazını tebrik ediyorum sayın Dağ, Başarılarının devamını diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap