Hayyam fısıldamış yüzyıllar önce:
Gün gelir…
Hırsızlar zengin…
Metresler eş… Serseriler adam olur… Odundan kapı, taştan köşk olur…” demiş.
Öyle değil mi?
Metresler eş olmadı mı?
Gün geldi serseriler adam oldu da mekânlarını değiştirmediler mi?
Milyon Yıl önce bugünü görmüş. Her satırı tekrar tekrar okudum. Çivisi çıktı dünyanın.
Konuşmayanlar hatip..
Şifa veremeyenler tabip..
Yazamayanlar kâtip olur…
Ve biz, 2025 yılında hâlâ aynı manzaraya bakıyoruz:
Demek ki değişen tek şey takvim.
İnsan aynı.
Yanlış aynı.
Sahne aynı.
Hatipler, kâtipler, diplomasız profesörler…
Zaman değişiyor ama insanlık hâlâ aynı girdabın içinde dönüyor.
Hayyam, gücün de bir sonu olduğunu hatırlatıyor: “Güçlülerde kuvvet kalmaz.” Adaletin terazisi şaşmaz; er ya da geç herkesin önüne gelir.
O dönemlerde neler oluyormuş. Güncelleme desem değil. Şiir bugünü anlatıyor.
Hayat bazen boş olur. Zor olur. Çekilmez olur.
Gün gelir ki sen bakmazken
Bir bakarsın her şey hallolur…
Nerede insan varsa orada umut vardır.
Ve umut, çivisi çıkmış dünyayı bile yeniden yerine oturtur.
Ve umut,
Dünyanın yeniden kurulma sebebidir.























