Erman Kuzu gibi bende bağırmak istiyorum. Yeterr ya yeterr ya.. Milli Eğitimciler mazoşist misiniz yoksa sizin çocuklarınız bu sistemin dışında mı eğitiliyorlar? Bu milletin yeni neslinin psikolojisiyle geleceğiyle daha ne kadar alay edilecek daha ne kadar oynanacak. Hiç kimsenin umurunda değil mi!
Ortaokuldaki, daha 12 yaşındaki, zavallı, çocukluğunu yaşamaya hak tanınmayan yavrularımıza SBS gibi acımasızca bir eleme sistemi getirip hepimizi manyakça bir yarışın içine sokan sisteme lanet ediyorum.
Bu sistem gelene kadar ben hep çocukluğumu yaşayamamaktan ve hep çok çalışmış olmaktan şikayet ederdim.’Hiç gönlümce çocukça oynayamadım hep sınavlara çalışmakla geçti ömrüm’ derdim. İlkokulda kolejlere, ortaokulda fen lisesine, lisede üniversiteye orada da ALES e hazırlanmakla zamanımı geçirdim. Zor değilmiş bunlar. Boş yere şikayetlenmişim bunca yıl. Meğer biz cennetteymişiz. Çocukluk falan yaşamışız.
Şimdi oğlumun kendine ayıracak zamanı yok. Daha 13 yaşında. İki yıldır sınav stresine girdi. Sabah onu okula götürürken yolda okulun neden önemli olduğunu anlatmak zorunda kalıyorum artık. Çünkü çocuk bıktı.
Eskiden liseliler doldururdu dershaneleri. Şimdi ilkokul öğrencilerinden başlıyor dershane programları. Okulların bir önemi kalmadı. Çocuklarımıza okul boş yere gidilen zorla götürülen hapishane gibi. Hele verilen ödevler angaryadan başka bir şey değil. Çünkü o ödevlerin SBS lik önemi yok, zaman kaybı.
Çocuklar arasında da ayrım başladı. Eskiden ilkokul arkadaşlarımla 5 yıl birlikte okuma ve unutamayacağım güzel hatıralara sahip olma hakkım vardı. Hiçbirimizin diğerinden üstünlüğü yoktu. Yazılı notlarımız farklı olsa da teneffüslerde biz yine arkadaştık, eşittik.
Şimdi öyle değil. Okullarda bir önceki SBS sınav sonuçlarına göre sınıflandırılıyor çocuklarımız. Ağırlıklarına göre seçilen yumurtalar gibi. VIP denen kavram havalimanlarından okullara sirayet etti. Artık 460’ın üzerinde puan alan öğrencilerin diğerlerinin arasında yeri yok. Onlar VIP. Onların gelecekleri umutlu, aileleri mutlu ve gururludur.
Ya diğerleri? Onlar iki sınıfa ayrılıyorlar. 400 ve yukarısı, birde zavallı 400 altı var ki zaten yok gibiler. Olmasa da olur yani. Onlar ümitsiz vaka. Zaten başarısızlarda belki biraz çaba gösterilirlerse bir şey olurlar havasında eğitim veriliyor.
VIP dekiler ile diğer çocukların artık arkadaş olması mümkün değil. Bir aşağılık duygusu oluşturuluyor. Oğlum VIP ye geçemezse artık değersiz olduğunu ve sadece o sınıftakilerin bir yerlere gelebileceğini düşünüyor tabii diğer arkadaşları da öyle. Veliler çocuklarına VIP sınıfına geçebilirlerse hediyeler alacaklarını vaat ediyor. SBS de alınacak puan miktarı yazlık hediyeleri belirler hale geldi. 470-480 arası bir PC oyunu Nintendo’yu hak ettiriyor. Hani şu TV karşısında elinize eldivenler giyerek spor yapabildiğiniz oyun ki yaklaşık 700 TL.
Gün içinde okul bitiyor çocuklar okuldan alınıp dershanelere götürülüyor.
Ha bu arada VIP nin dershanedeki adı MOTOR. Yanlış duymadınız okuldaki VIP adı burada MOTOR olarak geçiyor. Dershanelerde bir motor sınıflar var birde zavallı diğerleri. Motor sınıftakiler SBS de ümit vadeden motor öğrencilerden oluşuyor. Diğerlerinin ise anneleri babaları bir şey olabileceklerini düşleyip boş yere dershaneye para yediren motor veliler. Dershanelere başvurduğunuzda bir önceki SBS sınav sonucuna göre ve çocuğunuza yapılan bir saatlik bir değerlendirmeyle onun mu sizin mi motor olabileceğiniz tespit ediliyor. Eğer ondan bir şey çıkarabileceklerse reklâm adına kaçırmıyorlar. Yok, çocuk işe yaramayacaksa size verdikleri muhteşem başarı vaatleriyle parayı kaçırmıyorlar!
Sayın Milli Eğitimciler!
Yazık çocuklarımıza, bize yazık. Elinizi vicdanınıza koyun. Hangi medeni ülkede bu sistem var. Hangi Avrupa ülkesinde çocuklar VIP ya da motor olarak değerlendiriliyor. Hangi eğitim sisteminde öğretim bir ay önceden bitirilip okullarda sürekli SBS deneme sınavları yapılıyor.
Kapatın o halde okulları. Dershaneler var nasılsa. VIP öğrencileri seçin MOTOR sınıflarda eğitin. Gerisi içinde özel çocuk akıl ve ruh sağlığı hastaneleri açın. Çünkü bu gidişle büyük küçük hepimiz ruh sağlığımızı kaybedeceğiz.
Çocuklarımız SBS gibi tuhaf zorlukta anlamsız bir değerlendirme yüzünden artık okullarından nefret eder hale geldiler. Buna onları zorlayan bizlerden de tabii. Kaldırdığınızda bile psikolojik olarak yarattığınız yıpranma etkisi yıllarca sürecektir onlarda. Bir kere soktunuz aralarına VIP yi.
Çocuklarımıza kendilerini aşağılık ve dışlanmış hissetmeyecekleri, sevgiyle çalışacakları bir eğitim hakkı istiyoruz. Çok mu?
Başarının mutlulukla kazanıldığı aydınlık günler diliyorum hepinize…
Aslında bu kadar çok sınavın bir kaç işlevi var. Bu işlevler yerine getirilsin diye de hiç bir hükümet bunu değiştirmez. Çünkü işin boyutları “Milli” eğitimi aşar.
1- Gençlik yarış atı telaşıyla dersaneden dersaneye, sınavdan sınava koşarken hayatın kendisini ıskalamaktadır. Benim dönemimde lisedeyken batı klasiklerinin önemli bir kısmını, Türk klasiklerinin başucu kitaplarını, daha akla gelebilecek bir çok kitabı okumamış adama pek adam gözüyle bakılmazdı. Bakılsa bile bir mekana oturduğunuzda boş teneke olduğunuzu karşınızdakinin doluluğu yüzünüze vururdu. Şimdiki gençliğin bunların onda birini okumaya fırsatı olmuyor. Eh yani bir ülkeyi kontrolde tutmak için böylesi bir gençlikten güzel alt yapı mı olur? (Çok komplocuyum galiba…)
2- Bu işler zenginden vergi alamayan devlet için önemli bir gelir kapısına dönüştü.
3- Artık kökleşmiş özel sektör buna müsade etmez. Gerek ülkemizin gerekse uluslararası ortaklıkları olan pek çok özel kuruluşu ub işten devasa paralar kazanıyor. Milli eğitim milyar dolarlarla para kazanıyor, öğrenciler yıllarca dersanelere gidiyor ama ortada boş teneke sürüsünden başka birşey yok. Bu başarısızlık da liberal kapitalist eğitim düzeninin geri besleme sürecini oluşturuyor.
4- Yazınızda bahsettiğiniz gibi bu sistem ayrıcalıklıların sınıfsal düzenini sağlamak gibi kastik bir işlev de görmektedir. Benim gibi densizlerin hiyerarşik düzeni bozmaması lazım değil mi?
İyi çalışmalar…
Bütünüyle katıldığım bir konyua değinmişsiniz Hafize hanım.
Hem bir eğitimci olarak hem çocukları ygs ye giren sbs ye giren bir veli olarak durumun vehametini görmekteyim.
Ne var ki, Halil Bey dostumun da dile getirdiği gibi, bir kesim dersanelerle servet yaparken, bir kesim de hem servet hem de psikolojik torna insan imalatında bulunuyor. Çeşmenin başındakilerin bu sistemi değiştirmesi bu realitelere göre eşyanın tabiatına aykırı.
Bütün bir eğitim sistemi özelleştirilmeksizin dersane olgusu Eğitim sistemimizin acı belası olarak kalmaya devam edecektir.
NOT: Face te dolaşan garabet YGS sınav sonucunun da takipçisiyim.
Vehbi Koç veya Sakıp Sabancı hangi okul mezunuydu ?
Ama üniversiteler kurdular
Şu anda ülkemizde eğitim bir kutsallık taşımıyor tamamen ticaret haline dönüştürüldü.
Sistem sadece KRAVATLI EŞEKLER üretiyor.
Yazınız çok haklı ve yerinde.
Çocuklları olanların hepside aynı durumda.
Aileler tavuk gibi yada kaz gibi yolunuyor.
İlkokul öğrencilerini gördüğümde hep hüzünlenirim çünkü gelecekteki çok büyük sıkıntılı zamanların cılız çocukları olduklarını düşünüyorum. Geleceklerini onlar görmüyor tabi ama büyük zorluklar var önlerinde ve onlar farkında değiller
Diplomayla adam olunmadığını anladıklarında iş işten geçecek
Çok doğru ve güzel olmuş yazınız…..destekliyoruz
ÇOK GÜZEL VE ÖNEMLİ BİR KONUYU ELE ALMISŞINIZ TEŞEKKÜR EDERİMMMM…. SİZE KATILIYORUMMMMMM