Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

Daralan Mekanın ve Daralan Zamanın Sorunu: Okumak!

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
02 Kasım 2015
Dr. Ahmet FİDAN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Teknolojik ve demografik gelişmelerin bir sonucu olarak Mekan daraldığı gibi, zaman da daralmakta dünyada her geçen gün. İnsanlar önce kırdan kentlerin daralan alanlarına hücum ettiği gibi, adeta kibrit kutusu gibi evlere yığıldılar. Mekansal anlamda bu yığışma, san’ata dair, edebiyata dair içeriğe ve niteliğe dair hemen çoğu şeyi tekdüzeleştirme sürecine sokmuştur.

okuma-sorunsali-edebiyat-algi-ilgi-ahmet-fidan
Daralan Mekanda ve Daralan Zamanda Çocuk ve Gençlik Edebiyatı

Öte yandan kentsel alanlardaki daralma, geometrik olarak artan teknolojik gelişmelerin de temel etkisiyle dünyadaki hızlı nüfus artışının da etkisiyle insanlar, sadece mekanı değil, aynı zamanda günün yirmidört saatini de diğer insanlarla paylaşmak zorunda kalmışlardır. Bir nevi, günlük kullanımdaki onlarca yüzlerce teknolojik araç, gereç ve aygıtlar, insanlara zaman kazandırmak yerine zaman tüketen varlıklar halini almıştır.

Bütün bu zaman mekan ve insan bağlamlı gelişmeler, mekan bağlamında mimarideki san’atı ve onun derinliğini yok ederken, zaman bağlamında ve teknolojik bağlamda da kültürel ve edebi derinliği önemli ölçüde yok etmiştir.

Geometrik artışlı Teknolojik gelişme ortamında insanoğluna jenerasyon bağlamında baktığımızda, zaman ilerledikçe her bir jenerasyon (doğum dönemi) yazından / edebiyattan hızla kopuşu getirmiş, uzun uzun romanlar kısalmaya, öyküleşmeye, onlarca sayfa olan öyküler birkaç sayfaya düşmüş, hatta bir sayfalık bir yazı bile yeni jenerasyonun katlanarak okuduğu metinler haline gelmiştir. Son onbeş yılda doğan çocuklarımız ve gençlerimiz böylesi bir dünyayı gerçek ve ideal dünya olarak algılamaya başlamıştır.

İdeal gerçeklikte, san’at ve edebiyatın insanoğlunun yaşamındaki önemi ve gerekliliği ortadayken, ilahi gücün san’atının insanda ve onun eserlerinde tecellisi bir bilinç veya kültür ögesi iken, reel gerçeklikte, twitter veya facebook gibi yaygın sosyal medya sistemleri bir insanın katlanabileceği yazın uzunluğunu 140 karakterle sınırlayarak katlanma katsayısını kronikleştirmeye başlamıştır.

Gençlerimizdeki ve çocuklardaki mekan, zaman, yazın ve içerik algısı başta belirttiğim nedenlerle kökünden değiştiğinden, ilgi katsayısı da her geçen gün düşmektedir. Bu süreçte şu an için yüreğimize su serpen olgu, insanların köylerine geri dönüş süreci, teknoloji yoğun / teknosfer ortamının ve fordist toplum yapısının konjonktürel anlamda bıkkınlık yaratmaya başlamasıdır.

“Televizyon benim arkadaşımsa, kitap kardeşimdir” diyor 4. sınıf öğrencisi Fatih Yiğit EVYAPAN.

Bu cümlenin manayı muhalifinden hareketle, televizyonun ailenin bir parçası haline geldiğini görmekteyiz. Bir taraftan mekansal ölçekli yapı yığılması, bir taraftan evrensel ölçekli demografik yığılma, bir taraftan da teknolojik ölçekli zaman yiyen yeni araç gereçler toplumsal ilişkileri sıkıştırmakta, aynı zamanda da yüzeyselleştirmektedir. Ziplenmiş hayatların daralan mekanın ve zamanın psikozunda san’ata ve edebiyata dair, hal hatır ve hasbihale dair zaman aralıkları her geçen gün gittikçe artan oranda yok olmakta. Bu ortamda, her yeni jenerasyon, eskiye göre, yazın unsurlarını kısaltmakta, sıkıştırmaktadır.

Önceleri hiç sıkılmadan okunan ciltlerce ansiklopedilerin, yüzlerce sayfalı romanların hacmi küçülmekte, 2000 li yıllara kadar bu küçülme süreci devam ederken, 2000 den sonra bu süreç daha da hızlanmakta, bir taraftan da dijitalleşmektedir.

Cep telefonlarının önce dijitalleşmesi, daha sonra akıllanması, masa üstü bilgisayarların dizüstüne, tablete dönüşmesi ile baş döndürücü şekilde hızlanan iletişim, saatlerce yazılan mektupları nostaljik bir gülümseme ikonuna dönüştürmüştür.

Bütün bu hızlı gelişme ve devinimler olağan yazının (edebiyatın) kısalma / sıkışma süreci öncelikle noktalama işaretlerinin azalması, daha sonra cep telefonu mesajlaşmalarındaki sessiz harflerin yok olması, daha sonra, twitter gibi sosyal medya unsurlarındaki karakter kotası ağdalı san’atsal yazınları lüks hale getirmiştir.

Ağdalı san’atsal yazınların, (teşbih ve intak, kinaye, mecaz-ı mürsel san’atı) kapitalist uzanımlı yaşam kalıbında iş, pijama, terlik, televizyon dörtlemine sıkışmış bireylerden oluşan toplumsal yapıyı kısırlaştırmış, bu toplumsal yapıyı oluşturan ailelerdeki reel ölçekli SOHBETLERİ yok etmiş ve “edebler” anlamındaki edebiyatı yok ederken, edebi ATMIŞTIR. San’at, kapitalizme, duygu mantığa evrilmiştir.

Bu süreçlerinin dalga dalga etkisi, her geçen jenerasyonda çocukları, onların algılarını ve ilgilerini ideal ve reel geçeklik cenderesinde açmaza sokmuş, nasıl ki akan suyun en düşük seviyeden yolunu bulduğu gibi, insanoğlunun varsayılan ayarı olan tembellik pisikolojisinin de etkisiyle yeni nesil kolaya kaçarak, duygu yerine mantığı, san’at yerine hızlı sonucu ve yapay düzlemleri tercih etmiştir.

Bu dönemin çocukları ve gençliği bu gün için bu hızlı yaşam kalıbı içinde yazındaki fakirleşmenin gerçekliğini bile fark etmeksizin, yoğuşmuş ortamlarda dijital anlamda evrenselleşmiş uzanımların keyfini sürdüğünü ZANNETMEKTEDİR.

Bu günkü hızın hızlandığı zaman diliminde çocukların ve gençliğin doyumsuzluğu ve hemen her şeyin sonunu bir an önce yaşamak isteme sancıları, reel ilişkilerin yapay ve/veya sanal ilişkilere dönüşmesinden kaynaklanmaktadır.

Çocukların ve gençlerin önündeki rol modeller olan ebeveynler ve öğretmenler / eğitimciler, aynı kapitalist koza içinde benzer davranışları sergilemekte olduğundan, çocuklar gözleriyle görüp kulaklarıyla duydukları reel gerçekliği beyinlerine yerleştirmektedir. Öte yandan MEDYA faktörü, edebiyat ve san’attaki uzaklaşmayı katalizör fonksiyonuyla KRONİK HALE GETİRMEKTEDİR.

Şu an için içinde konuşmakta olduğumuz SEMPOZYUM yel değirmenleriyle savaş etmektir. Benin bu makalem, dijital dünyanın kralının çıplak olduğunu haykırmaktır.

Yapılması gereken ise, gerek eğitimciler olarak gerek ebeveynler olarak bize düşen, köye geri dönüş sürecinin başladığı gibi, kendimizden sonraki jenerasyonların önünde reel ilişki sergilemeye gayret ederek, san’at ve edebiyatın insan yaşamındaki huzur ve mutluluğun kaynağı olduğunu ortaya koymamızdır.

Aynı şekilde yüzeyselleşme ve daralma sürecinde olan san’at ve edebiyata dair değerlerin medya tarafından kapitalizmin acımasız rantlaştırmasına kurban etmeden öneminin vurgulanmasını sağlamaktır. Bu noktada belki de en iyi çözüm, reklam ve program içeriklerinde RTÜK denetimli cezaların uygulanmasında KAMU SPOTU kapsamında yeni jenerasyona veya nesle DEĞER yükleme misyonunun üstlenilmesidir. Bu, hem öncelikli olarak devlet yöneticilerinin öncelikli görevi, hem medyanın etik görevi, hem sivil toplum kuruluşlarının varlık nedeni hem de bireylerin daha zengin bir sosyopsikolojik örgü ortaya çıkarabilmeleri açısından ödevidir.

Sonuç olarak, üstlenilecek bu ödevler veya kamusal misyonlar beklediğimiz / arzuladığımız dünyaya dair yarınlara bir destek olacaktır. Belki Gazzali’ler, Nef’iler, Molier’ler, Lafonten’ler, Akif’ler yetişmese de, José Mario Dö Vasconcelos gibi birileri Şeker Portakalı yerine Limon Ağıcını resmedebilecek zihinlere veya Hoca Nasrettin gibi, göle maya çalmak yerine gölü ısıtmayı deneyecektir.

SONUÇ OLARAK ŞUNLARI DİLE GETİRMEK GEREK:

Şu cümleyi defalarca duymuşuzdur:

“Çocuklar sokağa çıkmıyorlar, sürekli bilgisayar ve televizyon başındalar”.

Bu sözcükleri daha çok duyacağız. Bu davranışa neden olan o kadar faktör var ki, bunların her birisinin kurutulması veya yönlendirilmesi gerçekleştirilirse, çocuklar, reele, kitaba, reele dönmese bile dijitalden okumaya yönelebilecektir. Şimdi bunları kısaca sıralayabiliriz.

  1. En başta, çocukların tüketim aracı olarak görülmemesi,
  2. Bilgisayarın, Televizyonun veya Cep telefonunun sunduğu çevrim içi oyunlara rakip ilgi merkezleri oluşturulmalıdır, oluşturulamaması durumunda edebiyata kültüre ve san’ata yönelik dijital oyunlar, görseller, içerikler hazırlanmalı, ilk ve ortaöğretim kurumlarında duvarlar “soğuk duvarlar” olmaktan kurtalıp, duvarlar mesaj alanları olarak yeniden tasarlanmalıdır.
  3. Ebeveynlerin çocuklarının okumaya yönelik uyarılarında samimi davranmaları, (kendileri de edebiyata ve san’ata zaman ayırmaları gerekir) Samimiyetten uzak uyarı veya yönlendirmenin etkisi sıfıra yakındır.
  4. Medya, çocukları üstten görücü bir içerik hazırlamamalıdır.
  5. Devlet kamu spotu kapsamında çocuk ve gençleri okumaya ve yazmaya yönlendirici audiovisualler hazırlamalıdır.
  6. Makale, şiir, edebi eser yarışmaları artırılıp ödüllerin meblağı yükseltilmeli, devlet bu konuda STK lara özel transfer bütçeleri ayırmalıdır.
  7. Çocuk ve gençliğin edebiyata ısındırılması için REALİZE EDİLEBİLİR programlar düzenlenmelidir.
  8. Bütün programlar samimi bir ekiple hazırlanmalıdır.

Bütün bunları daha da artırabiliriz. Artırılabilir. Ancak bunları yazmaktan sıralamaktan çok daha önemlisi, bunları uygulayacak istenç olmalı ve dahası ne olursa olsun, devlet başta sosyal devlet politikaları olarak yazına kültüre, san’ata özel önem verip daha fazla bütçe ayırmaktan kaçınmamalıdır.

Bu makale / köşe yazım, Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve benim de  “Daralan Kentlerde ve Zamanda, Kısalan ve Yüzeyselleşen Edebiyat Ortamında Çocukların ve Gençlerin İdeal Gerçeklik ve Reel Gerçeklik İkileminde Algı ve İlgi Sorunsalı” başlıklı bildiriyle katılmış olduğum, II. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu’nda sunmuş olduğum bildirinin özeti niteliğindedir.

Çocukları okumaya yöneltmek şöyle dursun, edebiyata yöneltmek kaşıkla kuyu kazmaya benziyor malesef.

Aydınlık yarınlar temennisi ile.

Paylaş
Etiketler: bağlarbaşı kültür merkeziçocuk edebiyatıedebiyatedebiyat sempozyumuetkinlikgençlik edebiyatıistanbulkültürokuma
Önceki Yazı

Şimdi Dönme Zamanı

Sonraki Yazı

Kısa Kısa- Üçü Bir Arada; Belki 4’ü, Beşi, 6’sı..

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Kısa Kısa- Üçü Bir Arada; Belki 4'ü, Beşi, 6'sı..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap