Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ayşe YAŞAR UMUTLU

Da Vinci Learning ve Mesnevi

Ayşe YAŞAR UMUTLU Yazar Ayşe YAŞAR UMUTLU
07 Mart 2012
Ayşe YAŞAR UMUTLU
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İçinde bulunduğumuz çağa; bilgi ve iletişim çağı demek yaygınlaştı. İletişimin kolaylaşması ile bilginin hızlı dolaşımı sayesinde gerçek servet “bilgi” kabul edilir, oldu. Dolayısıyla bilgi çağının savaşları, sanayi çağı savaşlarına benzemiyor. “Bilgi serveti” için ne tür silahlar kullanılıyor?

Bilginin kolay ulaşılır olması, belli konularda uzmanlaşmış bazı akademisyen ve bilim adamlarını rahatsız edebiliyor. Zaman zaman “ benim sahama girme” tepkisini doğuran ve uzman kabul etmedikleri kişilerin, araştırma ve incelemelerini yadsımak amacıyla yaptıkları mücadeleleri son derece çetin geçebilir, oldu. Bu açıdan bakınca, haklılar gibi görünüyor. Fakat bilgi artık kimsenin tekelinde değil! İnsanlar ulaştıkları bilgiler ile düşünebilme yetilerini kullanmaktan geri durmayacaklardır. Kim “burada kal, düşünme, ifade etme” demeye cüret edebilir ki?

Biliyorsunuz ki; ülkemizde akademik ortamlarda, global bilginin erişebilirliği konusunda “dil eksikliği” çok büyük bir engeldir. Bugün; akademik dil yeterliliğini ölçmek için yapılan dil sınavları (KPDS), “ sağır dilsiz seviyesinde” bir yeterlilik sağlıyor. Bu tabir; yazmak, okumak, anlamak konusunda yeterli fakat konuşmak yeteneği olmayan bir yabancı dil seviyesini işaret eder. Nitekim bugün TOFEL türünde bir sınava dönüştürülmesine dair tartışmalar da bu nedenle yapılıyor. Sonuç olarak, olaya bu şekilde bakmayan, en az bir yabancı dile hakim, bütün akademisyenleri sözlerimden tenzih ederek, söyleyebilirim ki, bizim ülkemizde birçok uzman, alanındaki gelişmeleri takip e-de-mi-yor. 

Ülkemizde hâlâ dil eğitiminde doğru sistem oturtulamadığı için, yıllarca dil eğitimi verilmesine rağmen, öğrencisinden tutun akademisyenine kadar, dünyayı takip edebilecek düzeyde bir yabancı dil seviyesine bir türlü erişilemedi. Dil öğrenmenin ve bilgiyi paylaşmanın bütün bu zorlu aşamalardan geçmiş biri olarak, biraz da eğlenceli yönlerinden bahsetmek ve başka bir konuyu daha işlemek istiyorum.

Kendi dilinizin haricinde bir dil ile konuşmak, bir başka bedene girmek gibi bir hal alabilir. Gerçekten konuştuğunuz yabancı dilin kültürüyle, bulabildiğiniz en uygun noktalarından özdeşleşerek dile hâkim olmaya çalışırsanız, daha verimli bir sonuç alırsınız. Çünkü kendi dilinizde düşünüp, başka dilde ifade etmeye kalkışırsanız, tutuk ve karmaşık bir yabancı dil konuşmaya çalışıyorsunuz demektir, nitekim pek de başaramazsınız. 

İngilizce’yi öğrendikten ve bu dille çalışma hayatında birtakım faaliyetlerde bulunmaya başladıktan sonra dile hâkim olabilmek ve sonra da kaybetmemek için o dille yapılan yayınlanları takip etmeye çalışmak en doğru tavırdı, benim için… Bunu yapanlar çok iyi bilir ki, en iyi yollardan biri de uydu kanallarından yabancı kanalları izlemek ve dinlemektir. Bu vesile ile rastladığım bir kanalın adı “ Da Vinci Learning”.

“A pleasure to know.” Yani “Öğrenmek zevktir” sloganıyla eğitim içerikli yayınları olan bir kanal. Gerçekten en son bilimsel buluşları, tarihin önemli karakterleri, farklı kültürler ve sıra dışı yaşam hikâyeleri, sağlıktaki son gelişmeler gibi eğitim alınması gereken hemen hemen bütün alanlardaki yeni araştırma, inceleme ve buluşları eğlenceli bir dille ekrana taşıyor. Kanalın kendince ortaya koyduğu çıkarımlar zaman zaman benim inançlarımla ters düşse de nerede farklı düşündüğümüzü anlamak ve kendi tezlerimi güçlendirebilmek için izlemeye devam ederim.

Tam bu noktada kanaldan öğrendiğim birkaç farklı bilgiyi de paylaşarak edinilen bilgilerin özellikle de bazı alanlardaki yüksek kalitesini de açıklayabilmek isterim. Örneğin; Hollanda da bir çiftlikte deneme aşamasındaki bir uygulama son derece ilginç… Hayvanları hastalıklardan korumak ve etlerinin kimyasal içermemesi için nasıl bir yol bulduklarını anlatıyor. Biliyorsunuz ki; hayvancılıkta yemlere belli miktarlarda antibiyotikler karıştırılıyor. 

Sürekli bir arada olan hayvanların hastalık kapmaması için uygulanan bu kimyasallar, kesilip et ürünü haline getirildiklerinde de insan sağlığını tehdit ediyor. Bu çiftlikte ise antibiyotiklerin yerine hayvanların yemlerine “bal” karıştırmaya başlamışlar. Balın en doğal antibiyotik olmasından yararlanarak, sağlıklı et tüketimini hedefliyorlar. Yani şu anda dünyada bir yerlerde hayvanlarını ve etlerini antibiyotiklerden bal ile kurtarmaya çalışanlar var! Biz hangi aşamadayız dersiniz?

Tıptan bir diğer gelişme de oldukça ilginç idi. Çocukken aşırı hareketli olan bir yetişkin erkek anlatıyordu. Çocukluğu süresince sürekli tırmanarak, düşerek, koşarak ve yine düşerek geçirdiği yılların bedeli olarak, diz kapağında oluşan bir deliğin nasıl bir işkenceye dönüştüğünü gösteriyordu. Bir süre sonra ise tüm hayatını etkileyerek dayanılmaz ağrılar ve yürüyememekle sonuçlanan süreçte, tıp metodları gerekli gördüğü durumlara, diz kapağının yerine yapay bir diz kapağı takmayı uygularmış.

Fakat bu da pekiyi sonuç vermezmiş. İşin ilginç kısmı burada başlıyor. Diz kapağında daha büyük deformasyonların, diz kapağındaki delikten daha kolay iyileştiğini fark eden bir bilim adamı ise kan dolaşımının ve yaralara nüfuz eden kanın çabuk iyileştirici etkisini anlayınca, tedavi yöntemi olarak hangi yöntemi denediğini izlerken doğrusu ben gözlerime inanamadım. Çünkü bu hastanın diz kapağını çıkardıktan sonra hastane bezi içinde bir çekiçle parçaladı. Parçalanan diz kapağının her hücresine kan nüfuz etmesini sağladı ve diz kapağını yerine (tabiri caizse)tıbbi bir teknikle yapıştırdı. İyileşme çok kısa bir sürede gerçekleşti.

Ne zaman bu kanalı izlesem, “eğitme metodu” çok dikkatimi çeker. Şöyle ki; tam bir konuya sizin bütün algılarınızı açmayı başarmış, sizi olaya konsantre ve kanalize etmişken, birden ani bir manevra ile bambaşka bir konuyu işlemeye başlar. İkinci ve yeni konu da son derece güçlü ve ilginç bir anekdotla araya girdiği için zihniniz tam diğer konunun merakı ile uyarılmışken, bu yeni ve ilginç materyal ile karşılaşmanın şokuyla bilgiler neredeyse çarpışır, uçuşur ve zihin yakalayabilmek için apaçık kalmak zorunda olduğu hissine kapılır. Tam o esnada tekrar bir önceki konuya dönerek, zihninizin uyanık kalmasından istifadeyle bilgiyi daha güçlü işler. 

Peki; Mesnevi bu konunun neresinde yer alıyor?

M. Ürkmez’in “Gönül Bahçesinde Mevlana” kitabından alıntılayarak anlatayım. “Mesnevi hikâyeleri, bugünün hikâye tekniğine pek uymamaktadır. Bir konuyu anlatırken uygun bir hikâye ile anlatmaya başlar. Sonra hikâyeyi yarıda bırakır, bir takım hikmetler, hakikatler söylemeye başlar. Öyle şaheser beytler söylemeye başlar ki, insanı büyüler. Çoşkunluk halinde söylediği hakikatler ona başka bir hikâyeyi hatırlatır. Bu defa yeni bir hikaye başlar. Sonra döner ilk baştaki hikâyeyi tamamlar. Böylece, hikâye içinde hikâyeler birbirini takip eder durur.”

Demem o ki; “aklın yolu birdir”. Biz her zaman büyük bir ilim ve bilim deryası ile nasiplendirilmişiz. Kimilerinin yeni yeni keşfettikleri bizde asırlardır mevcut. Bugün ulaşılan ve yeni olduğu düşünülen bir eğitim metodu ve birtakım bilimsel keşiflerden bahsettim. Görüyorsunuz ki, Hz. Mevlana aynı metodla ilmini nakşetmiş. 

Kanaatimce; dünyanın coğrafyasında nerede durduğumuzdan çok, ilim ve bilim haritasında nerede yer aldığımız çok daha önemlidir. Bugün Müslüman dünyasında düşünürleri tekfir etmek, şirke düşmüş kabul etmek, yadsımak ve yok etmek uğraşı verenler varken… Şunu çok iyi bilmek ve düşünmek gerekir ki; Osmanlı tarihinden tutun, Hz. Mevlana’ya kadar bütün değerlerimize dair araştırmalara baktığınızda bizim akademisyenlerimiz ve araştırmacılarımızdan çok daha fazla eseri batılı araştırmacılar vermişlerdir. Biz ötelemekle ne kaybettiğimizin farkında dahi değiliz. Eleştirmek elbette emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker (İyilik konusunda öğüt vermek ve hatırlatma yapmak ) gereğince her zaman hoş karşılanmalıdır. Fakat amaç yok etmek değil, doğrusunu alıp, yanlışını bırakmak olmalıdır. 

Nitekim Hz. Ali’nin dediği gibi “Doğru söz nereden gelirse gelsin alınız, söyleyene değil söylenen söze bakınız.” 13.07.2009

Paylaş
Etiketler: ayşe yaşar umutluda vincimesnevi
Önceki Yazı

Ey ‘Dünya Mimarı’! Sözüm Sana…

Sonraki Yazı

A. Ü. Ziraat Fakültesi Öğrecilerinin Hayati Riski (İvedi)

Ayşe YAŞAR UMUTLU

Ayşe YAŞAR UMUTLU

İlişkili Yazılar

Ayşe YAŞAR UMUTLU

“Her Kab İçindekini Sızdırır”

16 Ekim 2012
5k
Ayşe YAŞAR UMUTLU

“Jeepe Binen Türbanlı” ve “Otobüse Binen Başörtülü”

06 Eylül 2012
5k
Ayşe YAŞAR UMUTLU

Kibir,Gösteriş ve Şatafata Vicdan Aynasından Bakmak!

05 Eylül 2012
5k
Ayşe YAŞAR UMUTLU

Evleniyor muyuz? “Esir” mi Ediliyoruz?

04 Haziran 2012
5k
Sonraki Yazı

A. Ü. Ziraat Fakültesi Öğrecilerinin Hayati Riski (İvedi)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap